İkinci çatırtı İtalya’dan geldi

İkinci Dünya Savaşı ile birlikte, Avrupa’da ABD’nin hegemonyasının ayak sesleri duyulmaya başladı.

İkinci Dünya Savaşı ile birlikte, Avrupa’da ABD’nin hegemonyasının ayak sesleri duyulmaya başladı.
Hitlerin Nasyonal Sosyalist hareketi ve harekatı, tüm Avrupa’yı işgal etmiş. Ta, Leningrat’a kadar gitmişti.
Avrupa, Nazizm postalları altında inim inim inliyor.
İngiltere’nin dayanma gücü nerede ise tükeniyordu.
Kurtuluş için tek çare, bu Dünya Savaşına ABD’yi de dahil etmek ve Avrupa’nın kurtuluşunu sağlamaktı.
İngiltere Başbakanı Chorçil’in, Türkiye’nin savaşa girmesi için Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İnönü ile yaptığı temaslar sonuç vermeyince. Tek seçenek ABD kalmıştı.
Chorçil, ABD’yi kendi saflarında savaşa girmeye razı etti.
ABD İkinci Dünya Savaşına odaklandı. Savaş mekanizmasını Hitlere karşı işletmek için düğmeye basmada tereddütlü olmasına rağmen. Japonya’nın Pearl Harbour’u bombalaması ile ABD kendini savaşın içinde buldu.
ABD artık müttefiklerin yanında fiilen savaşta idi.
ABD’nin fiilen savaşta yerini alması, savaşın seyrini değiştirdi. Beş yıldan fazla bir süre Avrupa’yı yakıp kavuran Hitler. Mağlup olmuş ve teslim bayrağını çekmişti.
Nazizm Almanya’sı teslim bayrağını çekmiş.
Hakimiyetini Avrupa’da yitirmişti. Bu boşluk Avrupa’da ABD tarafından dolduruldu.
Kayıtsız şartsız teslim olan Almanya’nın hakimiyetçi boşluğunu. Bu kez ABD devralmış ve bu boşluğu yıllarca o doldurmuştur.
Soğuk savaş yıllarında Avrupa, iki süper güç olan ABD ve SSCB tarafından ikiye bölünmüş ve bu iki süper güç Avrupa’yı sömürür hale gelmişti.
Avrupa’daki uluslar bundan kurtulmak için 1951’de bir araya gelerek, Avrupa demir ve çelik birliğini kurdular. Demir çelik savaş için değil, barış için kullanılacaktı.
1957 ‘de mal ve hizmetlerle iş gücünün Avrupa’da serbest dolaşımını sağlayan AET kuruldu.
Arkasından birçok kuruluş bunları takip etti.
Fransa Cumhurbaşkanı De Gol. Avrupa’nın egemenliğini sağlayacak bu girişimlerin başını çekti.
Amaç, Avrupa’nın Egemen ve Bağımsız varlığına tekrar kavuşması idi.
De Gol, bu birlikteliğin oluşmasında, İngiltere’yi ari tuttu.
Çünkü, İngiltere Avrupa’da Amerika’nın ön bahçesi konumundaydı.
De gol ölmeden, İngiltere Topluluğa alınmadı.
Sonuçta AB kuruldu.
Her şeyin güllük gülistanlık olacağı sanılan birliğin kurulması. Büyük umutlarla ve heyecanlarla gerçekleşti.
Fakat zaman içerisinde görüldü ki.
Birlik içindeki 3 güçlü Devlet, bu oluşumun kaymağını yutar duruma geldi.
Küçük Devletler bundan zararlı olmaya başladı. Birçok küçük devletin ekonomisi, maliyesi battı.
Kısacası, beklenen olmadı.
Birlik içindeki üç büyük, İngiltere, Almanya, Fransa. Rakip hale gelmeye başladı.
Ekonomi kötüleşti.
Birlik içindeki devletlerde, birbirlerine bloklar oluşmaya başladı.
Bu durum karşısında ilk çatırdatma İngiltere’den geldi.
İngiliz ahalisi, AB’den çıkma kararı aldı.
AB içerisinde olan İtalya’dan da çatırdamaya yönelik sesler gelmeye başladı.
Korona Virüsü nedeni ile Birliğin İtalya’ya karşı olan davranışları, çok büyük eleştirilere yol açtı. Bunun yanına ekonomik ve mali olumsuzluklar da eklenince. Çatırdama seslerinin bir hayli yükseldiğini görüyoruz.
AB’den çıkmak için, İtalya’da bir de parti kuruldu.
Partinin adı İtalexit.
Kurucusu Senatör Gianluiği Paragone.
Partinin isminin açılımı “İtalya için Avrupa’ya hayır .”
Avrupa Birliği içerisinde, AB’ye karşı siyasal partiler oluşturulmaya başlanmışsa. Bu birliğin geleceğine olumlu bakmak mümkün mü ?
AB için gidişat hiç de iyi değildir.
Birliğe karşı en tehlikeli unsur. Ulusalcı hareketlerin gelişmesindeki artış ve yükseliştir.
Milliyetçilik, AB için en büyük tehlike olarak karşımızda durmaktadır.
Şimdilik, birlikten bazı ülkelerin siyasi olarak bazı kazanımlar elde etmek için, birliği bu amaçla kullanmaları, birliği yapay olarak ayakta tutmaktadır.
Sarsıntı başlamıştır.
Artıcılardan sonra ne geleceğini bekleyip görelim.
Bu haber 5458 defa okunmuştur

:

:

:

: