Korona virüsü, artık ithal olarak ortaya çıkmıyor.
Yerli malı olarak da ortaya çıkmaktadır.
Bunun nedeni acep nedir ?
Açılım dedik.
Öyle bir açılıp saçıldık ki tutana aşk olsun.
Güzelyurt Belediyesine bağlı bir çalışanda, virüs tetkiklerinden sonra. Sonuç pozitif çıkmış.
Güzelyurt Belediyesi çalışanında çıkan pozitifliğin, kaynağına iniliyor mu ?
İlişki içinde olduklarına. Temas ettiği kişilere ulaşıldı mı ?
Çok yakın bir geçmişte. Bir Belediye çalışanına doğum günü partisi yapılmış.
Nerede ise tüm Belediye çalışanları orada imiş.
Bu ve bunun gibi etkinlikler gırla.
Hele hele seçimlere yönelik yapılan etkinliklerde. Kural tanıyan ve uygulayanı bulabilirseniz aşk olsun. Çok küçük bir oran bu kurallara uymakta.
Salgının önlenmesi için, icap ederse özel hayattaki bazı aktivitelere de dur denilebilmelidir.
Virüsten sakınmak için.
DSÖ’ belirlediği üç kuralın titizlikle uygulanması gerektiğini basa basa söylemesine rağmen. Dünyada ve bizde bunu takan yok gibi.
Elbette dünyanın geneli bizi de ilgilendiriyor.
Fakat asıl olan benim ülkemdeki durum. Beni öncelikle ilgilendiriyor.
Yakında okullar açılacak.
Yüksek ve orta derecelilerle, ilk okullar da yani tümü eğitime başlayacak.
Kesinlikle, DSÖ’nün koyduğu kurallar eğitimimizde uygulanmalıdır.
Aksi, çorap söküğü gibi akar gider. İlmekleri tut tutabilirsen.
Dama taşları gibi artarda devrilmeyelim.
Bizim halkımızın bazıları, maalesef ya işin ciddiyetinde değil.
Ya da bu konuda bilinç düzeyi çok düşük.
Böyle ise, görev siyasi erke düşmektedir.
Her türlü kanaldan halk bilgilendirilmeli.
Bu yapıldıktan sonra.
Hava, ayni hava ise.
Görev yine siyaset kurumuna düşer.
Müeyyidelerle, halkın sağlığının korunması sağlanmalı.
Kural koymak, yetmez.
Onu uygulamak ve uygulatmaktır marifet.
Yolun başında, etkin önlemler alınmalı.
Yoksa, bir parmağımızı ısırıp, hepsini ağrır duruma getirmeyelim.
“ GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER “
Bu cümle . Büyük Kurtarıcı ve Büyük önder tarafından söylenen bir cümle . İstanbul’un işgali karşısında . Boğazda düşman savaş gemilerinin yanından tekne ile geçerken söylediği anlamı çok büyük bir söz .
Bu günlerde . Savunma Bakanı Sn. Hulisi Akar tarafından tekrarlanan bir cümle .
Sn. Akar’ı bunu söylemeye iten saik ne olsa gerek ?
Hiçbir hukuki dayanağı olmayan Yunanistan’a doğu Akdeniz ve Ege’de arka çıkan Fransa’ya ve onun “kabadayısı Macron ‘a karşı tekrarlanmış bir alıntı .
Atatürk . Bu sözü . İşgal edilmiş bir ülkenin başkentinden söylüyordu .
Atatürk . 26 Ağustos sabahı . Türkiye’yi gelip işgal edenleri . Geldikleri yere göndermişti .
Bu gelenlerin arasında . şimdi horozlananın dedeleri de vardı . O zamanın en modern savaş gemileri de vardı , şimdiki gibi .
Hala daha boğazın sularında yatmaktadırlar .
98 yıl önce . elinden her şeyi alınan bir ordu .
Yedi düveli Anadolu’da maccez etti .
TSK . Günümüzde kendi kendine yeter duruma gelmiş bir güç .
Değil 7 düvel . 98 yıl önceki gibi . Kim gelirse gelsin . Geldiğine pişman olacak bir durumla karşı karşıya kalacaktır .
Dünya şekillenirken . Makron kendisine bir yer bulmaya çalışıyor .
Oma . saptamağa çalıştığı yerde . Guspoyu granit taşına vurdu da farkında değil .
Makron anlamamışsa yakında bunu anlayacak .
İnşallah . kendi için ve arka çıkmaya çalıştığı Yunanistan için telafisi mümkün olmayan sonuçlar yaratmaz .
Hatırlatmada yarar var .
Bu sonuçlar AB ve NATO için hiç de iyi sonuçlar olmayacak .
Yol yakınken . Makron , uçak gemisini ve donanmasını geri çağırsın.
Aksi doğacak sonuçlara . makron , Yunanistan . NATO ve AB katlanmak zorunda kalacaktır .
Çünkü çizdikleri ve yürümeye çalıştıkları yolun ucunda uçurum var .