Naci Talat’ın yarın 30 ‘cu ölüm yıldönümü . Zaman ne çabuk geçiyor . Sanki dün gibi .
Naci Talat’la tanışmamız Ankara Maltepe erkek öğrenci yurdunda olmuştu . O yıllar öğrenci hareketlerinin zirvede olduğu yıllar . AÜHF son sınıfında idi . Okul biraz uzatmalı oldu . 63 olayları Kıbrıs’ta her şeyi alt üst etmiş . Bundan eğitim öğretim de nasibini almıştı . Kıbrıs ve daha sonra 1964 Erenköy mücahitliği , onu Hukuk Fakültesi eğitimine ister istemez ara vermek zorunda bırakmıştı .
Boş zamanlarında , bu mücadelelerini bir sinema şeridi gibi yurtta
anlatır . Çekilenleri anlatırken bir nevi eskiyi yaşardı .
1964 – 1966 yıllarında TC’nin Lefkoşa Büyükelçisi olan Mazhar Özkul’un çocukları ile irtibatı sağlamış ve dostlukları fakültede de devam etmişti . Erkek çocuğu olan Adil fakültede asistanlık yapıyordu. Kız kardeşi hukukta öğrenci idi . Naci sayesinde onlarla arkadaş olduk. Yine okulun kafeteryasında Rahmetli Uğur Mumcu ile sohbet ettiklerini gördüm . Arkadaşlarla bizi yanlarına çağırdı ve Uğur Mumcu ile bizi tanıştırdı . Mumcu da asistanlığına yeni kavuşmuştu .
Fakültede olan tüm Kıbrıslı öğrenciler çember oluşturarak Uğur Mumcu ile Naci’nin hararetli tartışmasını zevkle dinlemeye başladık .
Konu ne miydi ?
O zamanın konusu, tam bağımsız Türkiye ve bölgedeki Amerikan emperyalizminin konumu .
Bu Türkiye’deki öğrenci kuruluşlarının ana gündem maddesi idi .
Ankara’da Naci Talat’la yaklaşık bir yıl kadar görüşebildik . Mezun olduktan sonra adaya gelerek Avukat Mithat Berberoğlu’nun bürosunda stajyerliğe başladı .
Akabinde politikaya atıldı .
Mağusa’dan milletvekili seçildi .
Ben de hukuktan mezun olduktan sonra temelli adaya dönünce kısa sürelerle de olsa sohbetlerimiz oluyordu .
Naci Talat’la ikinci ve sürekli karşılaşmamız Cumhuriyet Meclisinde oldu .
O CTP Milletvekili . Ben de Mecliste Hukuk ve Siyasi işler komitesinde raportör idim .
Naci bir vekil olarak her zaman dersine çok iyi çalışarak Meclis kürsüsüne çıkar ve kendisini genel kurulda herkese dinletirdi .
Ayni zamanda komitelerde de ayni titizliği gösterme uğraşı içinde olmaya gayret ederdi .
Naci’nin hiç amma hiç taviz vermeyeceği bir ilkesi vardı .
Hukukun üstünlüğü . Bu konuda çok titiz , hassas bir savunucu idi .
Naci , CTP’nin büyüyüp gelişmesi için de çok özveri ve uğraş vermiş bir partili idi .
Konuşma üslup ve tavrı ile Naci Talat kitleleri harekete geçirmenin usta bir oyuncusu idi . Elinin işaret parmağını havaya kaldırıp düğmeye basardı . Naci’deki bu yetenek , genetikti ve hayatta olduğu sürece bunu kullanmasını çok iyi bildi . Bu yetenek çok az insanda ve politikacıda var . Bunlardan biri de Naci Talat’tı . Kitlelere kendini kabul ettirmesini başardı ve bu başarısı ile de CTP’nin büyümesine büyük katkıda bulundu .
Naci bu yeteneğini Mecliste de kullandı ve Meclisin aslarından biri oldu .
Tam verimli olduğu dönemde amansız hastalığa yakalandı . Hastalığı döneminde bile meclis ve parti çalışmalarını aksatmadan devam ettirmeye gayret eder . Ülke sorunlarına ayni hassasiyet ve titizlikle eğilir , çözüm üretmeye çalışırdı .
Ne yazık ki her geçen saniye , kum saatindeki gibi ömrünü eksiltmeye devam etti ve tüketti.
Sevgili Naci, aradan otuz sene de geçse , anılarda yaşamaya devam edeceksin . Tanrıdan sana rahmet ve ışıklarının daim olmasını diliyorum .