Güneydeki yangın , gerçekleri bir daha su yüzüne çıkarması bakımından çok önemli . Güneyden gelen açıklamalara göre yangının 3 veya 4 kişi tarafından çıkarıldığı şüphesi ile söz konusu şüpheliler tutuklanmış ve sorgulanmaktadır .
Su yüzüne çıkan gerçeğe gelince .
Yangın haberi alınır alınmaz , Sn. Tatar mevkidaşı Anastasiadis’i arayarak yardım yapılması konusunda teklifte bulunmuş ve geçmiş olsun dileklerini Kıbrıs Türk Halkı adına bildirmiştir . Yazıyı yazdığım saate kadar bu teklife güneyden Anastasiadis efendiden olumu veya olumsuz bir yanıt gelmemiştir . Siyaset bir yana , yapılan bu teklife karşın , adamı muaşeret kaidelerine göre bir yanıt verilmesi gerekirdi . Yukarıda belirttiğim gibi yazıyı yazdığım Pazar 16.30’a kadar herhangi bir yanıt gelmedi .
Olumlu bir yanıtın gelmesini asla beklemem . Geçmiş yıllarda da güneydeki yangınlara karşı Sn. Tatar’dan önceki Cumhurbaşkanları da teklifte bulunmuşlar , sonuç yine aynisi olmuştu . Bir keresinde de yangın söndürme helikopterinin denizden alacağı suyun dahi, güneyin egemen olduğu coğrafyadan alınması teklifi ile karşılaşılmıştı.
Güney niye bu işe amin demiyor ?
Sn. Tatar’ın teklifinden sonra Orman Dairesi Müdürlüğü , güneydeki yangına müdahale edilmesi için hazır hale getirildiğini açıkladı . Çok güzel bir olay . Bizim Orman Dairesi nereye bağlı ? Tarım Bakanlığına . O nereye bağlı ? KKTC Devletine . Orman personelinin giysilerindeki amblem hangi devlete ait ? KKTC’ye . Araç ve gereçlerindeki amblemler de öyle . Bizi eşit ortak görmeyen bir zihniyet . Ayrı bir devletin logosu altında olan ekip ve araçların, yangın söndürmek için güneye geçmelerine onay verir mi ?
Belki amblemsiz veya logosuz olarak buna evet diyebilirler . KKTC’deki yöneticiler ve bu teklifi yapan Sn. Tatar , buna evet deyip rıza gösterebilir mi ?
Dolayısı ile bence , bu duaya amin denmez .
Sosyal medyada , güneydeki yangınla ilgili bazı kimse ve çevreler . Biraz da siyaset bulaştırarak , yardım konusunu gündeme getirdiler . Bazı kırıcı cümleler de kullandılar .
Beyhude gayret , bizi eşit görmeyen güney bizim hiçbir yardım önerimize veya teklifimize olumlu yanıt vermez ve vermeyecektir .
Yangının sönmesinde tek çare , Kuzeyin yardımına kalsa dahi . Güneydeki zihniyet , adayı küle çevirir . Fakat kuzeyden yardım almaz. Onun için güneydeki yangın nedeni ile birbirimizi kırmayalım . Biz kendi işimize bakalım.
KKTC uluslararası anlaşmalar gereği , güneydeki yangın afatına karşı yardım teklifini yaptı . Fakat bu teklife güneyden kabul yanıtı gelmedi.
Durum konusunda biz değil onlar düşünsün .
Bizim düşünmemiz gereken önemli bir konuya değinmek istiyorum.
Ekonomi dikkate alınarak kelimenin tek anlamı ile “açıldık, saçıldık.” Açılıp saçılırken biraz endişelenmiştim . Açılma saçılma kararından sonra , endişelerim doruk noktasında .
Neden mi ?
Sosyal içerikli toplantılarda . Düğün alanları , kahveler , barlar toplantı yerlerinde gördüklerim endişelerimi doruğa çıkardı .
Maske yok . Sosyal mesafe ara ki bulasın . Hijyeniğe gelince o konuda bir şey diyemem , çünkü takibi mümkün değil .
Bu endişelerim test sonuçlarına da yansımaya başladı . Geçen gün bulaş 66 ‘ya çıktı . Dün yazıyı yazarken daha dünün sonuçları çıkmamıştı .
Yazın rehaveti , kışta bizleri çarpmasın . Hükümet bu konularda tavsiyelerin dışında da önlem almaya baksın . Sonra bir parmağımızı ısırdığımızda hepsi ağrımasın .
Efendim geçen hafta Sn. Çavuşoğlu ve ekibi adada idi . Kısa zaman dilimi içerisinde pek çok temasta ve ziyarette bulundu . Bunlardan biri de TMT Mücahitler Derneği idi . Çok kısa da olsa , anlamı çok büyük bir ziyaret kategorisine girdi .
2004 Annan referandumundan sonra bir ilk .
Sn. Çavuşoğlu, bu ziyaretlerin ilerde daha uzun bir zaman dilimine getirileceğinin sözünü de verdi .
Sn. Erdoğan geniş bir heyetle 20 Temmuz kutlamaları için KKTC ‘ye geliyor . Bu ziyaretinde TMT Mücahitler Derneğine beklenmedik bir sürprizde buluna bilir mi ?