Yumurta kapıya dayanınca!..

Meclis’in önünde dün yine bir sürü nümayiş vardı.

Meclis’in önünde dün yine bir sürü nümayiş vardı.
Hükümetin “Belediyeler Reformu” olarak gündeme getirdiği “Belediyelerin Birleştirilmesine İlişkin Yasa Tasarısını” kabul etmeyen belediyelerde örgütlü sendikalar sokağa indi.
Hükümete, söz konusu tasarının geri çekilmesi için bir hafta süre verildi.
Tasarının geri çekilmemesi halinde belediyelerde süresiz greve gidilecek.
Dört maddelik talepler arasında Belediyelerin Birleştirilmesine Tasarı derhal geri çekilmesinde tutun da yerel seçimlerin iki yıl ötelenip reformun bu süreçte yalnızca sayı üzerinden değil bilimsel çalışmalarla hayata geçirilmesine kadar bir çok öneri var.
Peki biz bu meseleyle yeni mi karşılaştık? Yani bir sabah uyandık ve belediyelerle ilgili sorunlarla mı yüzleştik?
Elbette hayır.
Bakın son yerel seçimlerin yapılmasından kısa bir süre önce, yani 27 Şubat 2018’de ne yazmışız?
“Cumhuriyet Meclisi, Belediyeler Yasası’nı oybirliğiyle dün kabul etti. Yasada yapılan değişiklikle, belediyelerin halen birikmiş prim ve vergi borçlarının yapılandırılmasına ilişkin öngörülen süre, 2 yıl daha uzatıldı.
Yasanın hangi ihtiyaca binaen çıktığı da İçişleri Bakanı’nın sözleriyle özetleniyordu.
17 belediyenin ihtiyat sandığı, 19’unun vergi borcu vardı.
Belediyelerin bu borçların altından kalkamaz hale geldiği, birçok belediyenin personel maaşlarını bile ödemekte güçlük çektiği bilinen bir gerçek.
En son Yenierenköy belediyesinin anahtarı İçişleri Bakanlığı’na devretmesiyle duvara tosladık.
Artık bir şeyler yapılması kaçınılmazdı. Beklenen köklü bir reformdu ancak ne yazık ki şimdilik yaraya sadece bir pansumanla yetinildi.
Belediyelerin borçlarının ötelenmesi, sorunların halının altına süpürülmesinden ibaret.
Şüphesiz hükümetin de haklı olduğu nokta, belediye seçimlerine bu kadar az bir zaman kala, gerekli reformun yapılmasındaki zorluk.
Belediye sayısının azaltılması dahil köklü değişiklikler için takvimin dar olması, hükümeti zaman kazanmak için bu yola itti.
Bugün yapılan belediyelerle ilgili bir reform değildir.
Sosyal sigortalar ve ihtiyat sandığı ve vergi borcu olan belediyelerin borçlarının 2020 yılına ötelenmesidir.
Mevcut sorun ortada duruyor. Belli ki bazı belediyeler seçimlere giderken ciddi bir yıkım içindeydi.
Bu sadece o belediyelere yönelik bir adımdır.
Kısaca dün Meclis’ten geçen yasa, batmakta olan belediyelere bir can simidi attı ama henüz daha kıyıya çıkılabilmiş değil.
Belediyelerin kurtuluşu ancak köklü bir reformla olabilir.
Ne yazık ki haziran ayındaki yerel seçim nedeniyle zamanın daralması, o reformu da başka bahara bıraktırdı.
Ama artık mızrak çuvala sığmıyor. Belediyelerin sorunları çığ gibi büyüdü.
Nüfusu 15 binin altında olan belediyelerin yaşamlarını sürdürmesi zor.
Dolayısıyla 15 bin nüfustan az olan belediyelerin birleştirilmesi, ilk etapta belediyelerin yaşadığı mali bunalımı çözebilir.
Önümüzdeki çok yakında bir yerel seçim var. Siyasi kaygılardan uzak durup bu belediyelerin kurtuluşu için bir reçete hazırlamak bu hükümetin öncelikli görevi.
Çünkü vatandaşa en yakından temas eden, her gün çöpleri toplayan, halkın hayatına bire bir dokunan belediye hizmetleri, olmazsa olmaz.
O hizmetlerin kalitesi, bizim bu ülkedeki yaşam kalitemizi de belirliyor.
O yüzden yerel sorunları çözmeden, genel sorunlara bakamayız. Önce bu sorunu çözmeliyiz.”
Evet bundan dört yıl önce yazdığımız satırlar kelimesi kelimesine tam da böyle.
Peki 4 yılda ne mi değişti? Hiçbir şey.
O gün de yumurta kapıya dayanınca belediyeler reformunu konuşuyorduk.
Bugün de aynıyız.
Emin olun, bir 4 yıl sonra da durum değişmeyecek. Ancak artık buna tahammülümüz kalmadı. Bizden söylemesi…

Bu haber 7686 defa okunmuştur

:

:

:

: