ANNE ALBÜMÜNDEN ÖYKÜLER XVIII NİKAH RESMİ

Bu mektup annemin Sıdıka ablasından.

Bu mektup annemin Sıdıka ablasından. Teyzemin mektubu yazdığı tarihten bir ay sonra annem yirmi yaşını dolduracak. Sıdıka teyzem anneme en geç on beş günde bir mektup yazarak okulunu bırakamadığı için kendileriyle Kıbrıs’a gelemeyen kardeşi ile özlem gideriyor. Teyzemin mektupta bahsettiği Nazire Hanım (Nazire Bilge), annemin en merak ettiğim akraba veya tanıdıklarından. Çünkü diğer akrabalarımın aksine kendisi ile annemin sağlığında ya da daha sonra tanışabilmiş değilim. Mektuplarda adının sık geçmesinden yola çıkarak ve albümdeki resimlerine bakarak aileye yakın olduğunu düşündüğüm Nazire Hanımın kim olduğu benim için hala bir soru işareti. Annemlerin bindallı giyip resim çektirdikleri gün yanlarında Nazire teyze var. Fatma Teyzemin nikahında, Recep Dayımın düğününde ve bir sürü fotoğrafta da yer alıyor.
İl resim bir nikah resmi. Resimde en önde oturan, saçları iki yandan örgülü, beyaz gömleğinin üzerine jile elbise giymiş, on üç on dört yaşlarında güzel genç kız benim annem. Anne yerine koyduğu Fatma ablası evleniyor, belki de yüzü o yüzden düşünceli. Fatma teyzem ve Erdoğan eniştem onun arkasında sandalyede oturuyorlar. Fatma teyzem koyu renk bir döpiyes giymiş, siyah tülden yapılmış bilekleri dantel eldiveni var. Eniştem hemen yanında oturuyor ve ceket cebinde beyaz bir mendiliyle teyzemin kucağındaki beyaz çiçek buketine uyum sağlıyor. Her ikisinin de yüzleri gülüyor. Onların arkasındaki sırada, sol başta açık renk döpiyesli güzel genç kadın Sıdıka teyzem. Yanındaki takım kıyafetli yakışıklı adam Recep dayım, o da çok sevdiği kız kardeşini evlendirecek her abi gibi biraz düşünceli bakıyor objektife. Kendisinin de henüz tanıdığı bu genç adamla mutlu olmasını diliyor. Aynı sırada Nazire Hanım ve onun yanında ismini bilemediğim güzel bir genç kadın var. Nikah resmi ve mektubun tarihleri arasında en az dört beş yıl olmalı. Çünkü mektupta teyze kızlarımın hasta olduklarından bahsediyor Sıdıka teyzem. İkinci resim yine bir özel güne ait olmalı, Nazire Hanım, teyzelerimi sevgiyle kucaklıyor bu resimde. Recep dayımın düğününde çekilmiş Nazire hanımın da içinde bulunduğu kalabalık aile fotoğrafı ise başka bir yazının konusu olmak üzere albümde duruyor.
Mektup oldukça kısa ama günün koşulları hakkında bilgi veriyor. Anne tarafından akrabaları olan Sabiha Key Modaevi’nde Türkiye protokolüne ve İngiltere Kraliçesi’ne giysiler diktiği bilinen Fatma teyzemin Kıbrıs’ta da siparişlere yetişmeye çalıştığını okuyoruz satır aralarından. Sıdıka teyzem her zamanki gibi en büyük desteği oluyor ablasının. Anılarımın arasında teyzemin kraliçenin eteğine diktiği kurşunlara şaşırmam var. Sebebini sorduğumda rüzgârda etekleri havalanmasın diye böyle önlem alındığını öğrenmiştim kendisinden. Mektup beni çok eskilere götürüyor.

Çok Sevgili Kardeşim,

Sana uzun zamandan beri mektup yazamadığım için çok üzgünüm. Şimdi üç gündür Lefkoşa’dayız. Nazire Hanımın Halasında kalıyoruz. Halam çalışıyor, Emine mektebe gidiyor onun için, Naziranımlar ısrar ettiler, dün buraya geldik. Sana daha Mağusa’dayken mektup yazmak için acele ediyordum. Fakat Lefkoşa’ya gitmemiz yakın olduğu için yerimiz belli olsun da öyle dedim. Onun için çok geciktim. Çok merak etmişsindir herhalde.
Nasılsınız, hepiniz iyi misiniz? İyi olmanızı temenni ederim. Bizleri sorarsan bizler de hepimiz iyiyiz. Ayşenur, Yurdanur buranın havasını kaldıramadılar. Biraz da misafir evlerinde perişan oldular. Ne kadar olsa iş bitirmek için çarşıya çıkıyoruz. Sonra dikişlerimiz de oluyor, ihmal ediliyorlar. Şimdi ikisi de iyiler. Ayşenur iyice Kıbrıslı oldu. Kıbrıslılar gibi konuşuyor. Burada Mustafa’yı çok sevdi. Mustafa ona bayılıyor. Annesine, Ayşenur güzel diyormuş, halbuki hiç çocuk sevmezmiş. Güler Teyzem diye seni ağzından düşürmüyor. Güzel bir şey görünce bunu alalım, evimize götürelim Güler teyzemle babama diyor.
Kardeşim biz 10 güne kadar, iyice kati değil ama geliyoruz. Bir isteğin varsa yaz. Daha evvel de söyledim, niye yazmıyorsun hazır buradayken. Sonra temin etmek zor, her şey orada bulunmuyor. Kilomuz epeyi ağır gelecek herhalde. Ankara’dan gelirken kilo tamamdı. Çok hata ettik. Ankara’dan çok giyecek getirdik herhalde. Para ödemek mecburiyetinde kalacağız.
Kardeşim burada mektubuma son verirken hepinize ayrı ayrı selam eder, büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim.
Ablamdan ve Naziranım’ın Hanım Halasından selamlar.
Sıdıka Mergen
1.5.1959-Lefkoşa

Güler’e verilecektir.

Mektubun arkasında gönderenin ismi ve adresi var: Sıdıka Mergen. Kışla Yolu. No:32 Mağusa/KIBRIS

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber 1099 defa okunmuştur

:

:

:

: