Dünyamızdaki olumsuz gelişmelere bakarak , bir analiz yapmak istedim .
Malumunuz , dün pazardı .
Pandemi ile birlikte , olmayan kahve kültürü , beni daha da eve bağladı .
Tabii kısa sohbetler , hasbihallere kafa dengi arkadaşlar bulduktan sonra , onlara devam etme şansım oluyor .
Dün , ajansları , oturumları ve TV sinemalarını zaman nisbetinde izledim .
Bu yazıyı yazarken , çalışma odamda , ne TV ne de sosyal medya açıktı .
Yazıyı yazmadan önce , kendi kendime muhakemede bulundum .
Dünya ve onun mütemmim bir cüzü olan ülkem , nereye gidiyor diye .
Bunun yanıtını bulmak için , bir yerlerden başlamak lazım geldiğini bildiğimden . En doruktan BM‘ den başlamaya karar verdim .
Bu teşkilatın , her kurumda olduğu gibi bir yönetici kadrosu olan GK‘ inden işe koyuldum .
Yaptığım değerlendirmeme göre , bu konseyi teşkil eden ülkeler , meğer dünyadaki bütün olumsuzlukların baş mimarları .
Bu beş ülke , hem silah imalatçısı, hem de ihracatçısı .
Dünya coğrafyasını aralarında parselleyerek , perde gerisinde kucak kucağa . Sahnede ise birbirlerine karşı baş düşman rollerini oynayarak , sinema sanatçılarına pabuç bırakmamaktadırlar .
Zaman zaman aralarında dalaşma olsa bile , kısa bir seyir izler .
Bunlar , silah teknolojileri ve silahlı güçleri sayesinde , bu konumlarını sürdürmektedirler .
Bunlara bakıldığı zaman , koyu bir milliyetçiliği her zaman ön saflarda tutmaktadırlar .
17 Devriminden sonra , Hitler mendeburunun dünyayı büyük felakete sürükleyen doyumsuz tavrı karşısında , milyonlarca insan ölmüş . Bir o kadarı da sakat kalmıştı .
İkinci Dünya Savaşı ile birlikte galip gelen iki ülke , Rusya ve ABD . O zaman anlaşarak dünyayı parsellemişlerdi .
Birisi NATO . Diğeri de Varşova Paktları olarak boy göstermişlerdi .
SSCB , 17 devrimi ile sosyalist devlet kurarak , işgal ettiği Avrupa’daki ülkeleri bu rejimler altında yönetmeye çalışmıştı .
73 yıl , sosyalist devletler ayakta durabildi .
Avrupa , Komünist İhtilali ile birlikte , Sosyal Demokrasiyi gündeme getirerek . Komünizme karşı bir alternatif yaratmıştı .
Sosyalist devletlerin rejimlerinin dışındaki rejimlerin tümünde , devlet ulusal devlet niteliğinde idi .
1990’ lı yıllarda yıkılan sosyalist devlet rejimlerine karşın . Ulus devletler , hala daha varlıklarını sürdürmektedir .
Rus halkı da , 73 yıllık sosyalist devletten imtina ederek , eskiden olduğu gibi ulus devlet sistemine tekrar dönme kararı almıştı .
Rusya , 1917 ‘de sosyalist devlet rejimini benimseyerek , sosyalist cumhuriyetler birliğini oluştururken . Mustafa Kemal Atatürk üç yıl sonra ulus devletin temellerini Ankara’da atıyordu .
Sosyalist devletin başını çeken Rusya , 73 yıl yaşamış .
Ulus devlete dayanan TC ise , 103’ üncü yılını kutlamış ve dünyadaki varlığını devam ettirmektedir .
Amerika’nın , aşure bir halk tarafından oluşturulmasına karşın . Bir Amerikan ulusu yaratılmaya çalışılması da , ulus devletin ne kadar önem kazandığının bir kanıtı olsa gerek .
Rusya tarafından , Ukrayna’nın işgali karşısında dünyanın gelmekte olduğu olumsuz , sıkıntılı ve yaşayabilir olmaktan uzak durumu da , ayrıca büyük endişeler yaratmaktadır .
Bu son savaş da göstermiştir ki , ülke ve devletlerin ayakta kalabilmeleri ve varlıklarını sürdürebilmeleri , milli ordularının oluşması ile kaimdir .
Atatürk bunu başarmıştı .
Milli devleti oluşturan , zaten Türk Ordusu idi .
Bu iki unsur , TC ‘nin varlık nedenidir .
Silahlı güçler milli orduya dayanmaz ise , iş “ saman üstüne çakılmış kazığa “ döner .
Bu 1919 da teyit edildi ve uygulandı .
NATO’ya girildikten sonra , bundan bir müddet geri dönüş oldu .
1964 ‘te bu tekrardan idrak edilerek , günümüze dek uygulanmaktadır .
Türk Silahlı Kuvvetleri , Dünyada , TC ‘nin bekasının teminatıdır .
Varlık nedenidir .
Tabii biz Kıbrıs TÜRK Halkının da .
Bunun devamında , gelişen , değişen ve oluşan koşullara göre modernleşmesi ve çağa ayak uydurması , esas olmalıdır .