Temsili demokrasi ile ülke 49 yıldan beri yönetilmekte .
Zaman dilimi içerisinde ilerleyen yıllarda , idarede istikrarsızlık ve beraberinde getirdiği kötü yönetim şekilleri ile Kahramanmaraş’ın Pazarcık beldesinde meydana gelen cehennemi deprem sayesinde , titreyerek gerçekleri gördük .
Neyi gördük ?
Gelmiş geçmiş tüm seçilmişlerin ve oluşturdukları hükümetlerin , neleri yapıp neleri yapmadıklarını gördük .
Mecliste raportör olarak çalıştığım yıllarda , meclis kürsüsünden yapılan konuşmalarda . Her vekilden , hukukun üstünlüğünü , sosyal devleti , ateşli konuşmalarında hep dinledim ve geleceğimizin sağlam temeller üzerinde olduğu zehabına kapılarak moral buluyordum .
Sosyal devlet demek .
Devleti yönetenlerin , yurttaşlarına , yaşamlarındaki her türlü olanağı sağlamayı , bir anayasal gereklilik olarak yapma yükümlülüğünde olduklarını da bilerek , bunların uygulanmasını bekledim .
Ne gezer .
Bu yükümlülüğün başında en önemli kriter ise , sosyal devlet çarkının , normal olarak dönmesi ve işlevini yapması ile mümkün olmasının ana kriteri olan , her alanda denetim mekanizmalarının çalıştırılması ile kaimdi .
Devleti ayakta tutan ana kriter bu .
Birçok denetim mekanizması , İngiliz sömürge İdaresinden günümüze dek geldi ve sözde uygulanmakta .
İngiliz sömürge idaresindeki bu tür denetim mekanizmaları , Vali tarafından tayin ediliyordu ve hiçbir güvenceleri yoktu .
Kendi kendimizi idareye başladıktan sonra , Türkiye’deki 61 Anayasasından da yararlanarak , özerk ve bağımsız denetim mekanizmaları oluşturulmaya çalışıldıysa da istenilen hedefe ulaşılamadı .
Geldiğimiz durum , bunun en güzel kanıtı .
Her iki Anayasamızda , kurumlaşmayı ön gördüğü halde , maalesef kurumlaşamadık .
Bunlarda çalışılacak personel yasa tahtında belirtilmesine karşın , bundan vazgeçtik . O makamlara , o makamın uzmanlarını oturtmadık . Kadrolu makamlara , hiç ilgisi olmayan geçicicileri yerleştirerek , sosyal devlet çarkını döndürmeye çalışıyoruz .
Siz o çarka gres yerine su dökerek çalıştırmaya kalkarsanız , çark da paslanır , manevella da .
Ne tam manası ile mali denetim .
Ne de idari denetim yaptık .
Yargının içinde bulunduğu durumu , yazmaya gerek duymuyorum .
Bir ülkede , devlet gelirlerinin % 96‘ sı maaş ve ücretlere giderse , yatırım bir yana . Ülkede rutin yaşantıyı dahi gideremezsiniz .
Bu denetimsizliklerin en önemlilerinden biri de devlet binalarının denetlenememesi .
49 yılda , her yıl bir okul tamiri veya inşaatı yapılsa idi , durum bu merkezde olmazdı .
Bunu kim yapacaktı ?
Devleti yönetenler .
Yani .
Siyaset kurumu .
Yani .
Seçtiklerimiz .
Bunlar bunu yapmadı .
Pekala , bunların yapılması için iki öğretmen sendikası , maaş artışlarında olduğu gibi , siyaset kurumunun kapısına zamanında dikilse idi . Bu durumlar meydana gelir miydi ?
Ayni durum , kamu sendikaları için de geçerli değil mi ?
Ben yıllarca , İskan Bakanlığının asbestli barakalarında , hukuk işleri amirliği yaptım . Benim gibi yüzlerce çalışan da .
Hesap sorulması isteniyor .
Kimden ?
Yüzleşmeden bahsediliyor .
Kimler yüzleşsin ?
Kimleri yüzleştirelim ?