KABULLENMEK MÜMKÜN DEĞİL

Bu yazımda , iki yaşanmış olayı irdelemeye çalışacağım .

Bu yazımda , iki yaşanmış olayı irdelemeye çalışacağım .
Geçen gün , Sn. Tatar’ın İngiltere’nin Başkenti Londra’da verdiği konferansla konuya girmek istiyorum .
Konferans King’s Kolej’de verilecekti .
Haber duyulunca , olaylardan öyle anlaşılmaktadır ki , daha önce örgütlendirilen Rum ve Yunanlı öğrenciler . Söz konusu koleje giden güzergah üzerinde toplanarak . Sn. Tatar’ın konvoyunu beklediler ve saldırıda bulundular .
Ajanslar , bunun bir saldırı olduğu haberini servis de ettiler .
Bazı kesimler , bunu protesto gösterisi olarak da nitelediler .
Ben olayın şekline değil .
Özüne ve güttüğü gayesine bakıyorum .
Gaye , ayni hiç değişmemiş ve bu gidişle de hiç değişmeyecek !
Nedir bu değişmeyecek olan ?
Adada , Türk varlığına tahammülsüzlük .
% 34 topraklarını işgal etmişiz .
Fakat , birileri de çıkıp hatırlatmıyor % 50 devlet hakkımızın çalındığını ve buna Amerika’nın ve Avrupa’nın da ortak olduğunu .
Bu olaylar 74 yılından sonra ortaya çıkmıştır .
74’de kadar , Kıbrıs Türk Halkına ada topraklarının % 3’ne getto hayatı yaşatırken , arkadaşlar gayet memnun ve mesut hayatlarını sürdürüyorlardı .
% 3’ü de çok gördüler ve 74‘ te tümden adayı Yunanistan’a bağlama girişiminde bulundular .
Adaya , Türk Askeri çıktıktan sonra , yakalandıkları travma anlaşılıyor ki , Sn. Tatar’a saldırmaları ile devam etmektedir .
Bir grup denildi .
Fakat arkalarında Güney Kıbrıs ve Yunanistan var .
Organize hareketler bunlar .
Devamı da olacaktır .
Unutmayalım ki , Sn. Mehmet Ali Talat’ı da Leymosun’da yakıyorlardı .
Giden Nikos , Sn. Akıncı’ya dememiş miydi !
“Halkım , Türklerle hastaneleri bile paylaşmak istemiyor .”
Vasiliu Efendi ise “Türkler adada 400 yıllık misafirdir” dememiş miydi ?
Yoldaştan umut beklendi . O da fos çıktı .
50 kusur yıl , zamanımızı çaldılar . Yine ayni senaryo .
Senaryonun sahipleri ise hep ayni senaristler .
55 yıl yetmemiş , bu defa bilakaydüşart ellerimizi havaya kaldırana kadar zaman düşlemektedirler .
Zaten düşledikleri , içine düştükleri durumun farkında olmadıklarından belli .
Hırçınlıkları da , bundan olsa gerek .
Sn. Tatar’a yapılan saldırı , organize olarak , önceden tasarlanarak , icraya konulmuştur .
Bu saldırı , Sn. Tatar’ın şahsında , Kıbrıs Türk Halkına yapılmış bir saldırıdır .
Bu eylemin meydana gelmesinde , garantör İngiltere’nin payı olabilir mi ?
İstense bu çirkin hareket önlenemez miydi ?
“Hem nala , hem mıha “ politikası mı ?
Milli Eğitim Bakanlığının , AB ile ortaklaşa yaptığı , AB’ın finanse ettiği hizmet içi eğitimin yankıları da beraberinde geldi .
Etkinliğe , AB yetkililerinin , KKTC ‘ ye ait işaret , flama ve bayrağın etkinlik alanının içerisine konulmasını istemediler .
Çünkü , AB adada sözde Kıbrıs Cumhuriyetini tanıyor .
Eğitim Bakanı Sn. Çavuşoğlu , yaptığı konuşmasında , AB ‘nin bu davranışını şiddetle eleştirerek şunları söyledi .
“… Kıbrıs Türk toplumunu temsil eden bayrağı , kurumları ve makamları yok saymak görmezden gelmek kimsenin haddi değildir . Bizler bunu kabul etmiyoruz …”
Batının izolasyonlarından da bahsetti .
Proje yardımlarını almaya devam edeceklerini de konuşmasında dile getirdi .
Sn. Bakan konuşmasında Türk toplumundan bahsetti . Acaba dil sürçmesi mi ?
Yoksa , bu da AB’nin bir dayatması mı ?
Çünkü bizim Anayasamız “Kıbrıs Türk Halkından “ bahsetmektedir . Ancak uluslar ve halklar bağımsızlık ilan eder ve devlet kurar .
Biz , 1983 ‘ ten itibaren halk statüsündeyiz .
Toplum statüsünden çıkalı , 40 yıl oldu .
Bunu geri vitese alacak hiçbir güç olamaz . Dişliler kırılır .
Bu AB olsa da .
Bu etkinlikte şu gerçek de ortaya çıkmıştır .
Madem benden finansman alacaksınız .
Öyle ise , benim düdüğümü çalmaya devam edeceksiniz . .
Bu haber 2555 defa okunmuştur

:

:

:

: