Sn. Tatar , BM GS‘nin daveti üzerine , 5 Nisan’da New York’a gidiyor .
Guterres ile teşkilat binasında bir görüşme gerçekleştirecek .
Görüşmenin ana konusu , Kıbrıs .
Tabii , resmi niteliğin dışında bir görüşme olacak .
BM GK‘ her iki lidere de eşit şekilde davranmak konusunda , prensip kararı aldı .
Bir müddet önce de İkinci Niko ile , Avrupa’da 45 dakika kadar bir görüşme yapmıştı .
Alınan prensip kararı çerçevesinde , eşitlilik ilkesine binaen , Sn. Tatar’la da , illa ki bir görüşme yapılması farz oldu .
İşte , Sn. Tatar’ın , Guterres’le yapacağı görüşmenin hikayesi bu .
Güneye baktığımızda , nerede ise , her şey tamam .
Yarın , görüşmelere başlanıyor .
Obür gün de “Birleşik Kıbrıs “ BM‘de yerini alıyor .
Yaratmaya çalışılan algı , bu .
Anlaşılan , birinci Niko’nun taktiği gibi daha da yalan üstüne yalan ekleyerek , Rum halkını Kıbrıs konusunda , ustası gibi aldatmaya devam ediyor .
Nasıl mı ?
Guterres’le yaptığı görüşme sonrası , sanki Guterres , teklifte bulunmuş gibi .
Guterres’in tekliflerini kabul ettiğini , Sn. Tatar’ın da New York‘ta Guterres’le yapacağı görüşmede , teklifleri kabul edeceği imajını yaratmaya çalışmaktadır .
Yani , ben kabul ettim .
Sıra , Türk tarafında .
Halbuki bu söyledikleri “ yalan .“
Ortada öyle bir şey yok .
Görüşme , sadece bir formalitenin yerine getirilmesinden başka bir şey değil .
Formalite değilmiş gibi , kendi halkına , yalanları sata sata , yapılan kamuoyu neticesinde . Rum Halkının % 64’ünün Niko iki ve hükümetine güven duymadıkları gerçeği ortaya çıktı .
Tabii bu bir kamu oyu yoklaması .
Gerçek sandıkta ortaya çıkar .
Fakat , kamu oyu yoklamaları da gerçeğe yakın bir sonuç verir .
Pompalanan umut , çok yakında , gerçek karşısında , % 64 güvensizlik , belki de yüze yakın olur .
İstedikleri , Ortaklık Cumhuriyetindeki haklarımızın da gerisine , azınlık hakları olarak , Kıbrıs’ı birleştirmek .
Aslında bu , bütün güneyin arzu ve isteği .
Bu nereden belli ?
Ortaklık Cumhuriyetinden dışlanmamız karşısında , Rum halkından ses seda çıkmaması .
1974 ‘ te , Kantonal Federasyonu reddetmeleri .
Üçüncü ise .
Tüm toprakların altımızdan kayması ve garanti sisteminin , belli periyotlarda ele alınıp değerlendirilmesi .
Bunların güney tarafından reddedilmesi , Kıbrıs Türklerine bakış açılarını da göstermeleri bakımından , çok şey söylemiyor mu ?
Bize , vermek istedikleri haklar .
Ermeni , Maronit ve Latinlere verilen azınlık hakları .
Belki , bunlar Müslüman olmadıkları için , katı bir muameleye tabii tutulmazlar.
Bizim için düşledikleri , her halde , Batı Trakya Türklerinin içinde bulundukları durum olsa gerek .