Pazartesinden itibaren , hayvan üreticileri , Başbakanlık önünde eylemlerine devam etmektedirler . Bir çok sendika da hayvancılara sahip çıkarak , pazartesine kadar , istekler yerine getirilmezse , genel greve süresiz olarak gideceklerini duyurdular .
Bilindiği gibi , sorun , et fiyatlarındaki artış .
Fahiş fiyatlar karşısında , tüketiciler , daha ucuz et almak için , artan bir sayı ile güneye gidiyorlar .
Ticaret , her zaman göstermiştir ki .
Ticaretin , milliyeti olmaz ve yoktur .
Bu da , kapitalist sistemin getirdiği bir uygulama olsa gerek .
Sanayi devrimi ile birlikte , Maltus ve Ricardo’nun getirdiği , ekonomik sistemin adıdır , Kapitalizm .
Halk dilinde , Girişimcilik adı ile de söylenmektedir .
Piyasa koşullarının , rekabete dayanarak , belirleneceği bir sistem .
Fakat , rekabete bel bağlayanlar , umdukları dağlara , karların yağdığını çok geçmeden gördüler .
Sermaye grupları , birbirleri ile rekabet etmekten kaçınıp , birbirleri ile anlaşarak , tekelciliği sisteme dahil ettiler .
Dünyanın , bu sistemle , çok geçmeden anasını ağlattılar .
Fakirleşmeler , dünyayı sardı .
Bu sömürü sisteminden , tüketiciyi korumak için , bir nevi halk örgütlenmesi olan kooperatifçilik , can simidi olarak halka sunuldu .
Bunun ilk örneği , İngiltere’de uygulandı .
İngiltere , sömürgelerinde de , kooperatifçiliği teşvik etti .
Bizde de , Kıbrıs Türk Halkı olarak , 74‘ e kadar ayakta kalmamızın yegane , dayanak noktası , kooperatifleşme ile mümkün oldu .
Gerek banka , gerekse de üretim ve tüketim kooperatifleri . En ücra köylere kadar ulaştı ve Kıbrıs Türk’ü ekonomik ve mali açıdan , ayakta kaldı .
Köklü bir kooperatif geleneğine sahip olan Kıbrıs Türk Halkı olarak , 1974’ten sonra , kooperatifçiliği zaman içerisinde yozlaştırdık ve halkın güveninden uzaklaştırdık .
İçinde bulunduğumuz ekonomik ve mali olumsuzlukların , ortadan kalkması için , hep yazıp söylüyorum .
Çağdaş kooperatifçiliği , canlandırmaktan başka , bir alternatifimiz yoktur .
En elzemi olan , gıda , kooperatifçiliğidir .
Üretim kooperatifi , gıdadan koparılamaz .
Üretim , bir ülkeyi ayakta tutan sektörlerin başında gelir .
Bu da , planlı bir şekilde olur .
Bu , nüfus belli olmadan da , saptanarak , programlandırılır .
Geçmiş yılların , tüketim endeksleri ile , bu tespit edilerek , aşağı yukarı , rakamlara ulaşılabilir .
Hayvan üreticileri de , kooperatif oluşturup , enflasyonist baskılardan kurtularak , daha sağlıklı üretim yapabilirler .
Bunu , kullandıkları maddeler için de yapabilirler .
Kasaplar da , ayni şekilde .
En önemlisi , halkın oluşturacağı kooperatiflerle , her türlü gıda maddesini , et de dahil , ucuza mutfağına dahil edebilir .
Her ne hal ise , bundan hep kaçınılıyor ve tüketici , en büyük fahiş fiyatlarla , beslenmesini sağlamaya çalışıyor .
Et olayının ayrıntısına , girmiyorum .
Yok kim getirecek , kim satacak , kim alacak ?
Bu sorunların panzehiri , çağdaş kooperatifçilikten geçer .
Kooperatifçilikten , ne kadar kaçınılırsa , kaçınılsın .
Sonunda , gidilecek kapı , bu olacaktır .
Sonra , Yalçın Cemal demedi demeyin .