Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Ürün Solyalı’nın ADA TV’de Gündem Özel Programı’nda konu ile ilgili yapmış olduğu açıklamaların satır araları şu şekilde; “Belediyelerle işbirliğini de reddetti İçişleri Bakanlığı, Kıbrıslı Türklerin ev alabilmesi konusunda açılımı reddettiler. Sürelerin makul şekle büründürülmesiyle alakalı baskı kurduk, sert bir şekilde ret cevabı aldık. Güney, hukuku siyasi olarak kullanması da burada inşaat alanında bir tehdit oluşturdu. Burada da emlak piyasasının satılmamasının birinci sorumluları hükümettir. Planlamaktan kaçınan, kuralsız yaşama konusunda tavsiyede bulunan, Güney’in attığı adımlar karşısında tepkisiz kalabilen makamlar var. Yıllar önce benzer davalar olduğunda Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’tı ve AB Komisyonu Başkanları ile görüşmesinin ardından Taşınmaz Mal Komisyonu doğdu. Biz şimdi uluslararası hukukun dışında bırakıyoruz kendimizi. Mülkiyet bu ülkede siyasi problemdir, bu ancak masada çözülebilir. Bunun peşine düşmekte Cumhurbaşkanlığı tembel davranıyor. İnşaat sektörü yalnızlaştırılmıştır. Doğru şekilde siyasi ve hukuki girişimler yapılmazsa, TMK güçlenmezse, AİHM önünde komisyonun hızlı çalışmadığı yönünde tartışmalar doğar ve başımız daha çok belaya girer. Rum tarafının tutuklamalarında hükümet ve Cumhurbaşkanlığı makamı, seyirci koltuğunda oturuyor. Eğer, AİHM’de TMK etkin olmaktan çıktı kararı alırsa bilinsin ki bu bir felakettir. Emlak piyasasının daralmasında Cumhurbaşkanlığı makamının sorumluluğu vardır. “
“YASA GEÇ GELDİ, ALELACELE GEÇİRİLDİ”
“Yabancılara uzun vadeli kiralama ve satış yasasını uzun zamandır planlı bir şekilde organize edilmesi taraftarıydık. İnşaat sektörünü besleyici bir sektör olarak görüyoruz, ona bağlı alanların da planlı ilerlemesi gerekiyor. İskele bölgesinde kontrolsüz büyüme ile konuyu gündeme taşıdık, TBMM’de, yurt dışındaki medyada buradaki mal mülk tartışılmaya başlandı. Bununla birlikte bir yasa atıldı gündeme. Komite tartışmalarında birçok öneride bulunduk ve günün sonunda ret verdik çünkü yaşanacak kaosu gördük. Yasa geç geldi, alelacele geçirildi. İçişleri Bakanlığı, verisiz bir yasa yapmamızı öngördü. Sözleşmelerin kayıt süreleri sınırlı zamana indirgendi. Gerçekçi zamanlama ayarını yapmak zorundasınız dedik. İmar Planı çerçevesinde yüzde kaçın el değiştirileceği, tarım arazileri ve kaç yabancı geleceği gibi birçok konuyu masaya yatırdık. Uzmanların da söylediği zaman diliminin esnetilmesi yönündeydi. Binlerce sözleşme bu kadar kısa sürede nasıl kayıt altına alınabilir? Acemice, hızlıca bir şekilde gündeme geldi bu yasa. İçerik olarak burada yarattığı kaosta bir gelişme yok. Yasada iyileştirme olmayacağı yönünde tapu dairesi ve İçişleri Bakanlığı bürokratları, bilgiler iletiyor. Kaosun da işlemediği konusunda tespit yapmalarına rağmen, yakın vadede iyileştirme olmayacağı belirtiliyor.”