BM’ in , 79‘uncu açılış seremonisinde , iki kurulun da toplantıları denk getirilerek . Hükümet Başkanlarının , her iki kurum toplantısına katılabilmeleri sağlanmış oldu .
BM ve Sosyalist Enternasyonal toplantıları .
Türkiye’den de , iki siyasal partimiz , New York’a giderek , toplantılara katıldılar .
Sn. Erdoğan BM‘ye .
Sn . Özel ise , Sosyalist Enternasyonale katıldılar .
Sn. Özel .
Enternasyonal toplantısında , Güney Kıbrıs’tan katılan Akel Partisinin temsilcisi Stefanu’nun , Barış Harekatını , işgal diye nitelemesi karşısında . Salonu, konuşmanın bitimine kadar terk ederek . Konuşma bittikten sonra salona geri döndüğünde , Akel temsilcisinin işgal konuşmasına karşı cevaben, karşı konuşma yaparak . 20 Temmuz 1974 Barışın Harekatının , askeri bir işgal niteliğinde olmadığını . Siyasi bir hareket olduğunu ve adada , hem Türklere , hem de Rumlara barış getirdiğini söyleyerek . Harekatın Başbakanı Ecevit’in , çıkarmanın başlaması ile birlikte , yaptığı tarihi konuşmaya , atıfta bulundu .
20 Temmuz yıldönümünde de , CHP’nin yayınladığı yıl dönümü mesajında , harekatın tamamen bir CHP projesi ve planı olduğuna da vurgu yapıldı .
Bu çok doğru .
İlk önce , CHP kurmaylığında pişirilip kotarılmıştı .
Bunu , 34 yıllık birlikteliğimiz olan rahmetli Ecevit’ten de , dinlemiştim .
1980 Evren darbesinden sonra , icazetle oluşan ve kapatılan siyasal partilerin devamı olan partilerden biri de , CHP’nin devamı niteliğinde olduğu iddiasında idi .
Türkiye’de , siyasal partilerin ve liderlerinin , referandumda yasaklarının kalkmasına değin , icazetle kurulan CHP’nin mirasını alan hiçbir partinin , Kıbrıs konusu ile hiçbir görüşü olmadı .
Ne acı ki , bu Sn. Özel’in Genel Başkanlığına kadar sürdü .
Sn. Özel , yeni genel başkan olarak , ciddi suretle , Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin milli çıkarlarını , bir parti politikası haline getirerek . Özgür Özel , 80 öncesi CHP’nin , dış politikasına endeksledi .
Tabii , Stefanu’ya yaptığı çıkış, her iki halka gelen barış ve sükun üzerine oldu .
Bu , doğru ve yerinde tespit .
Bu , Ecevit CHP’sinin bir tespiti . Bunu sürdürmek ve dünyaya haykırmak ise , Sn. Özel’e nasip oldu .
Barış Harekatı , Adaya , sadece barış getirmekle kalmadı .
Adanın , Yunanistan tarafından , işgal ve ilhak edilmesinin önünde , bir baraj oluşturdu .
Yani , bir işgal ve işgalin önünü tıkadı .
Adanın , bir işgal hareketi olduğuna dair , hiçbir resmi organ ve kuruluşun kararı yok .
Harekattan sonra , Yunanistan’a gelen demokrasi ile , Harekatın bir işgal harekatı olduğu konusunda , karar üretmesi için , baş vuru yapılan Atina Temyiz Mahkemesi . Harekatın uluslararası anlaşmalara uygun olduğu ve Harekatın bir işgal niteliği taşımadığı , kararına varmıştır .
Bunlar da , Akel’in temsilcisine hatırlatılarak , anavatanlarının mahkemelerinin de , Harekatı haklı bulduğunu yüzlerine haykırabilirdi .
Türk tarafının , çözüm istemez yollu eleştirilere de :
“…yapılan tüm barış görüşmelerine katıldığımız gibi yine o günden sonra Türkiye , BM’ in ve diğer uluslararası örgütlerin dediği , talep ettiği her şeyi yerine getirdi , asla ve asla bir işgalci gibi davranmayan bir ülke oldu …”
Evet bu , 2017‘ ye kadar sürdü .
Artık , ne dedikleri , ne de talepleri karşılık bulmuyor .
Artık , talep ve istekler Türk tarafından gelmekte .
Cumhuriyetin ilanından , dokuz ay sonra .
Kıbrıs Postası Gazetesinin manşet haberi .
3 Şubat 1984 .
Klerides’in Halk Üniversitesinde yaptığı konuşmasından bir cümle .
“ Zürih Londra anlaşmalarından memnun olmamakla beraber , daha sonra feshedip Enosise gitmek niyeti ile bu anlaşmaları imzaladık . “
Akritas Planı ile de fesih yoluna girdiler .
Acaba , bu zihniyet değişti mi ?