Yılan hikayesine dönen meclis başkanlığı seçiminde bir anda eleştiri oklarının hedefi haline gelen Cumhuriyet Meclisi Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe, Başbakan Ünal Üstel’in “Meclis başkanı yokken meclisi açması gereken başkan yardımcısının, görevini yapmadığı” yönündeki suçlamalarına ADA TV ekranlarından cevap verdi. Yaşanan tüm süreci anbean aktaran Özdenefe, UBP’nin parti içerisinde vekillerine otorite ve disiplini sağlayamadığını savundu. Yaşanan bu kaosun tüm sorumluluğunun UBP’de olduğunu söyleyen Özdenefe, UBP’nin ikinci adayı olan Kutlu Evren’in salt 26 çoğunlukla ret oyu almasının ardından, Genel Başkan Tufan Erhürman’ın, başkanlık oylamasına devam edilmesi yönünde Meclis Başkanı Zorlu Töre’ye evrak verdiğini ancak Töre’nin evrağı imzalamayarak meclis oturumunu açmadığını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da yurt dışı ziyaretini yarıda keserek, Töre’nin meclisi açması amacıyla adaya erken döndüğünü belirten Özdenefe, “Siz kendi vekillerinize söz geçiremeyeceksiniz ve hâlâ ülkeyi yöneteceğinizi iddia ederek meclisi kilitleyip CTP’yi mi hedef göstereceksiniz? Buna karnımız tok. Artık herkes ne söylediğini bilecek. Nasıl bu hale getirdiler ise toplasınlar” söylemlerini kaydetti. Ülkede yaşanan ekonomik, turizm, eğitim ve taşınmaz mal konularındaki krizlerin hepsinin gözler önüne serildiğinde erken seçimin kaçınılmaz olduğuna vurgu yapan Özdenefe, “Vergi toplayamayan, nüfusunu kontrol edemeyen, inşaat sektörünü planlayamayan, çevreyi mahveden bu zihniyetin elini Kıbrıs Türk halkının yakasından çekmesi lazımdır. Kendilerine güveniyorlarsa erken seçime de giderler. Şu an testi kırılmıştır, yapıştırılması mümkün değildir, yeni bir sürecin başlaması gerekmektedir” dedi.
ADA TV’de Nupelda Karabuğday’ın hazırlayıp sunduğu Günaydın Ada Programı’nın konuğu olan ve başkanlık seçim süreci ile ilgili tüm detayları paylaşan Cumhuriyet Meclisi Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe’nin açıklamalarından öne çıkan çarpıcı detaylar şu şekilde: “Her partinin demokratik çalışmasına önem veriyoruz çünkü demokrasilerin kapı bekçisi siyasal partilerdir. Siyasal partilerin içindeki demokrasiyi kaybedersek, siyasal partiler kendi seçmeni tarafından demokrasiye uygun yönetilmezse bu demokrasinin genelini etkiler. Elbette UBP’nin düştüğü bu noktadan memnun değilim. UBP’nin bu hale gelmesinin görüyoruz ki memleketi ne hale getiriyor. Başkan başkanlığı seçilmesi noktasında çok yalanlar söylendi, halkın gözünün içine baka baka süreç çarpıtıldı. Meclis’in sahibi halka çok büyük bir ayıp yapıldı. Meclis başkanlığına vekalet ederken ben, meclis oturumu açılmaya çalışıldı, fotoğraf verilmeye çalışıldı. Resmen show yapıldı.”
“BÖYLE PARTİ DİSİPLİNİ OLMAZ”
“ UBP içerisinde Faiz Sucuoğlu’nun aday gösterileceği yönünde kamuoyunda açıklamalar zaten mevcuttu. Bu adaylığa kesin gözüyle bakılıyordu, medyada da birçok noktada bu haberlere yer veriliyordu. Kimisi buna iade-i itibar dedi, kimisi UBP içindeki dengeler dedi. Nihayetinde herkesteki algı Sucuoğlu ile yola devam edileceği yönündeydi. Bu beklenti mevcutken, 13’e 10 UBP’nin Töre ile oylama yapacağı bilgisi geldi. Faiz Bey’in Meclis’ten ayrılırken fotoğrafı basında servis edildi. Faiz Bey’de de demek ki seçileceği yönde bir beklenti vardı. Ardından Töre için oylamaya başlandı, kendi partisinin oyunun altında oy çıktı, iki, üç ve dördüncü turda da aynı sonuçlar ile karşılaşıldı. Biz bunu önceki seçimlerde de yaşadık. Bununla ilgili konsensüs sağlanmadan neden bu topluma bu durum yaşatılıyor? Böyle parti disiplini olamaz. Dördüncü turun ardından içtüzük gereği bir tur daha Töre ile ilgili oylama yapılabilirdi ancak adaylarını geri çekerek adaylarının Kutlu Evren olduğunu açıklamada bulundular. Oylamaya geçildi, sonuçlar geldiğinde yanlış okudum zannettim. 26 onay olarak okudum ilk başta bir baktım meclisin salt çoğunluğunun reddini alarak 26 ret almış. Her iki partinin de grup başkan vekillerini çağırdım, 26 ret ile olmaz ara verilsin dediler, onların da onayı ile 2 gün önce ara verildi ve meclis hâlâ arada.”
“ARTIK HERKES NE SÖYLEDİĞİNİ BİLECEK”
“Başbakan’ın ifade ettikleri doğru değil, mecliste sesler yükseldi, Töre geldi oturdu, ben buradayım, Meclis’i kimse açmayacak dedi. Tüm meclis personelleri ve vekiller buna şahittir. Meclis başkanı oradayken ben zaten meclisi açamazdım. Başbakan çıkıp, aradan sonra Töre rahatsızlanarak gitti dedi ve Fazilet Hanım meclisi açmıyor dedi. Gerçekler daha nasıl çarpıtılabilir? Bir önceki akşam da meclis başkanlığı seçimi tamamlanması gerekiyor diyen biziz. Sürecin yeniden başlaması ve aday gösterilmesine olanak sağlanması adına Erhürman tarafından imza verildi, Töre evrağı imzalamadığı gibi, meclisi de açmadı ve şimdi ibreler meclis başkan yardımcısı olarak beni mi gösteriyor? Kendi meclis başkanlarına otorite ve disiplin sağlanamıyor ve Başbakan, benim açmadığım için meclisin açılmadığını iddia ediyor. Cumhurbaşkanı dahi ziyaretlerini yarıda keserek Töre’nin meclisi açması için döndü. Töre saat 15:00’e kadar meclisteydi. Siz kendi vekillerinize söz geçiremeyeceksiniz ve hâlâ ülkeyi yöneteceğinizi iddia ederek meclisi kilitleyip CTP’yi mi hedef göstereceksiniz? Buna karnımız tok. Artık herkes ne söylediğini bilecek. Nasıl bu hale getirdiler ise toplasınlar, 15 Aralık’ta da halkın iradesine dönsünler. “
“ERKEN SEÇİM KAÇINILMAZDIR”
“Gelinen bu anomaliyi seçimden başka hiçbir şey siyaseten temizlemesi mümkün değildir, hukuk ile çözülecek noktanın çok ötesine geçtik. Siyasi sorumluluk devreye girmelidir. Bu şekilde hükümet olunmaz, ülke idare edilmez. Ekonomik kriz, turizm, taşınmaz mal krizindeki sorunlar hepsi ortada. Vergi toplayamayan, nüfusunu kontrol edemeyen, inşaat sektörünü planlayamayan, çevreyi mahveden bu zihniyetin elini Kıbrıs Türk halkının yakasından çekmesi lazımdır. Kendilerine güveniyorlarsa erken seçime de giderler. Şu an testi kırılmıştır, yapıştırılması mümkün değildir, yeni bir sürecin başlaması gerekmektedir.”