Geçen yazılarımda da , belirtmiştim .
Demokrasi , bir sabır işidir .
Bir konsensüs , işidir .
Gülü seven , dikenine katlanmak zorunda .
Kurumlaşmış demokrasilerde , seçimler , devlet çarkının dönüşünü ne durdurur , ne de dönüş hızını yavaşlatır .
Devlet kurumlaşmamış ise , siyaset kurumundaki en küçük bir durağanlık , sıkıntılara ve krizlere neden olur .
Temsili demokrasilerin vazgeçilmezi , siyasal partiler ve tamamlayıcıları olarak da , seçimlerdir .
Mevzuat çerçevesinde kalındığı sürece , sorun yok .
Bizde , tur üstüne , tur yapılarak , Meclis Başkanlığının seçiminin geldiği nokta üzerinde , biraz durmak istiyorum .
Anayasa ve tüzüğün , öngördüğü seçim modeli , çoklu bir seçim modelidir .
Tek adaylı seçim için kural , vaaz edilmiş değil .
Eskiden , mecliste çalışırken , çok adaylı seçimler yapılmakta idi .
Öyle ki .
İktidar partisi , çoğunluk esasına göre , hem başkanlığı , hem de , başkan yardımcılığını elde ederdi .
Sonralar .
İktidar partisi ile ana muhalefet , anlaşarak , başkanlığı , İktidar partisine .
Yardımcılığı ise , ana muhalefet partisine verilirdi .
Bu durumda , hem başkan , hem de başkan yrd . mevcut seçim kurallarına tabii tutularak , seçimler yapılıyordu .
Tek aday , en çok oyu alarak seçiliyordu .
Sn. Töre’nin , bu son adaylığında ise , malum , tek aday olmasına rağmen , Başsavcılık , seçimi geçersiz kıldı .
UBP ‘ yeni bir adayda , meclis grubu olarak , anlaşmaya varıldığını açıkladı .
Sn. Töre , Cumhurbaşkanlığına vekalet ettiği için , meclis yardımcısı olan , Sn. Özdenefe’nin , meclisi açmasını , istemelerine karşın . Özdenefe meclisi açmaktan imtina etti .
Üçlü yemekten dönecek olan , Sn. Tatar’ın , gelmesinden sonra . Sn. Töre , son kez olarak , meclisi açıp , seçimleri sonlandıracak .
Son kez diyorum .
Çünkü , yeni aday , hiç önerilmemiş isimlerden olacak .
Şimdi , burada da , bir risk görüyorum .
Seçimler gizli oy .
Açık tasnif .
Yine , UBP grubundan , seçimi sonlandırmayacak bir sonuç çıkarsa . Tıpkı , Sn. Töre’ de olduğu gibi .
Başka adaya mı yönelinecek ?
Bu , kısır döngüye yol açmaz mı ?
Birileri çıkıp diyebilir .
“Peki , ne yapılsın ?”
Madem ki , seçim , çok adaylık üzerine inşa edilmiştir .
Kesin sonuç alıcı işlem , birden çok adayın , aday gösterilmesinden geçer .
Madem ki , başkanlık , iktidar partisine bırakılmıştır .
Grubun benimsediği iki isim , aday gösterilerek , en çok oyu alan vekil , başkan seçilsin .
Böylece , olası krizlerin baş göstermesi , önlenmiş olur .
Ne dedi , rahmetli Demirel :
“Demokrasilerde çare tükenmez.”
Bu sorun , meclis iç bünyesinde halledilmeliydi .
Bence , görüş almaya hiç gerek yoktu .