Yazımı yazmaya hazırlanırken , Cumhuriyet Meclisinin Başkan seçimi tamamlanmış , Sn. Ziya Öztürkler’in yeni Meclis Başkanlığı ilan edilmişti.
Sıra , Başkan yardımcılığına geldi .
Ara verilen oturuma . Yazımı yazmaya devam ettiğim dakikalarda , ara verme işlemi devam ediyordu .
Meclis seçimleri ile ilgili , yasa koyucu tarafından vaaz edilen kurallarda . İleride , böyle anomalilerin olacağı hiç tahmin edilmemiş olacak ki , bilmem kaçıncı turda da , Meclis Başkanı seçilememiş .
Meclis Başkan yrd . da ilan edildikten sonra , bu işin daha pratik yollarının aranıp bulunacağına dair , iyimser bir bekleyiş içine gireceğim.
Belki , zamanında , parti içi hesaplaşmaların , bu kerteye dayanacağını , yasa koyucular , akıllarının köşesinden bile geçirmemişlerdi .
Ama maalesef , oluyormuş .
Oluyormuş da .
Siyaset kurumu , o denli yıpranıyor ve itibarsızlaştırılıyor .
Çok yazık .
Bunları gördük ve yaşadık .
Temennimiz , ileride , bunları görüp yaşamamak .
Hep derim !
Ankara Hukuk Mektebinde , Demokrasinin alfabesini öğrettiler .
Demokrasi , her şeyden önce , değişik fikirlerin , ideolojilerin oluşturulduğu ve kurumlaştığı bir idari sistemdir .
Bir yarış sistemidir .
Ve .
Bu yarışı da , nefesi olanlar kazanıyor .
Hedefe varmak için , sabretmek , bu siyasi sistemin vazgeçilmezidir .
Seçim nedeni ile , ülkede aksayan işler varsa .
Bu da , kurumlaşmadığımızın acı gerçeğidir .
Hem yazıyor , hem de , Başkan yrd. seçimini izlemeye çalışıyorum .
Daha oturum açılmadı .
Aslında ,Meclisimizi bu kadar meşgul eden bu olayın , bu kadar uzaması . İvedilikle , üzerine eğilecek konu ve olayların ötelenmesini de beraberinde getirmiyor mu ?
Amerika’da , üçlü görüşme .
Ay sonu , Türkiye ve Yunanistan Dışişleri Bakanlarının buluşması .
Ortadoğu’daki savaşın , bölgeye yayılması .
Yunan Dışişleri Bakanının , söylediği gibi , Ortadoğu , yanıyor . Yanıyor , yanmasına da , BM önceliğinin Kıbrıs meselesi olduğu açıklaması da , bir hayli manidar .
Demek ki BM’ in , giden canlar , akan kanlar hiç umurunda değilmiş !
BM , artık eki BM değil .
Genel kurul , paspas edilmiş , beşibiryerdenin , çıkar çatışması haline gelmiştir .
Yunanın , Dışişleri Bakanının , bu yollu açıklamasının arkasında yatan esas mesaj .
“ Sana söylerim kızım . Sen anla gelinim ” özdeyişini de hatırlatmıyor mu ?
BM’ in dişini , Türk tarafına göstertmeye çalışıyor .
Tabii , diş kaldı ise .
Olanları da , Siyonist askerleri halletti .
BM’ in gıkı çıkmadı .
Zavallı Guterres efendiyi , miskin hale getirdiler .
İstenmeyen şahıs , ilan edildi . BM Teşkilatının koskoca , Genel Sekreteri .
Sn . Tatar , işte , böyle bir istenmeyen adamla görüştü .
Ne acıdır ki , Araplara karşı , soykırım suçu işleyen , Netanyahu mendeburu ile , Niko’nun , içli dışı olması . Savaş uçaklarının , adadan vızır vızır havalanarak , Araplara çiçek atmalarına alkış tutan bu efendinin , bu Netanyahu’ nun , istenmeyen adam ilan edilen o adamdan medet beklemesi ve umması .
Sn. Tatar’ın ziyaretinde , değişen bir şey yok .
Tek bir gelişme ise , Türk tarafı olarak , topun , Ankara’nın ayağında olması .
Bu aşamada , Ankara’da okurken , gençler olarak söylediğimiz , klasikleşmiş bir cümleyi , tekrarlayarak , yazıma son veriyorum .
“Bastır Ankara Gücü .”