Başlıktaki sözler , AKP iktidarının , Savunma Bakanı Sn. Yaşar Güler’e ait .
O yılların bağımlılığının , biz Kıbrıslı Türkler üzerinde yapmış olduğu yıkıcı etkilerini , anlatacak kelime bulamıyorum .
Türkiye’ye , silah ambargosu , sanıldığı gibi , 74 yılında başlamadı .
Ya , hangi yılda başladı ? derseniz .
Tam on yıl geriden başladı .
Nasıl mı ?
Müttefik dost !
Amerika tarafından başlatıldı ve on yıl sonra da , kongrelerinden geçirerek , bunu resmileştirdiler .
Benim kuşak ve benden önceki kuşak , bunu yaşadık ve kahrolduk .
Meşhur Jhonson mektubu ile 1964’te , Türkiye’ye , Amerika tarafından , silah ambargosu konulmuştu .
Bu mektup sonrası değil mi ki , Ege Ordusu , oluşturuldu .
Savunmada , dışa bağımlılığın acısını , Osmanlı İmparatorluğu da yaşadı .
Bu , Yüce Atatürk’ün , Emperyalist ve Kapitalistlere karşı verdiği ilk ve son , Kurtuluş savaşında yaşandı .
Bunun acısını yaşayan ve malum yoklukla savaşı başlatan , Atatürk .
Mecliste , 29 Mayıs 1920’de , gizli oturumda , şunları söylüyordu :
“…Bir defa mevcudiyetimizi muhafaza ve milli emellerimizin temini için hakiki dayanağı hariçte değil dahilde , kendi vicdanımızda bulmak prensibini icra heyeti ( hükümet ) kabul etmiştir . Çünkü , kendi kuvvetimizi dikkat nazarına almaksızın hariçten , şuradan buradan gelecek kuvvetlere dayanarak emel takip edersek ve o kuvvetten ve o imdattan yardım gelmezse hayal kırıklığına uğrarız . Bunun için önce kendi kuvvetimize ehemmiyet veriyoruz .”
Bu ideoloji , Atatürk’ün ölümüne kadar uygulandı .
Sonrası , sadece savunmada değil , her alanda bağımlılık , Türkiye’yi ahtapotun kolları gibi sardı .
Öyle bir sardı ki .
Her Bakanlıkta , bir Amerikan uzmanı , yerini aldı .
Amaç , Türkiye “ Küçük Amerika olacak” aldatmacası .
Savunmayı , bağımsız hale getiren , tüm tesisler , kapatılarak . Amerika’nın , hibe yardımlarına , Türkiye’nin savunması emanet edildi .
Çağına göre , modern bir yapıya sahip , uçak fabrikaları kapatıldı .
Türkiye , Nato’ya ve Amerika’ya , resmen teslim edildi .
Türk subayların , Amerikan tesislerine girmesi , yapılan anlaşmalarla engellendi .
Bu örnekleri , arttırmak mümkün .
Atatürk’ün , tam bağımsızlık politikası , güdülseydi .
Kıbrıs Türk Halkının kurtuluşu , 11 yıl gibi uzun bir zaman dilimine uzamazdı .
Binlerce , Kıbrıs Türkünün , şehit olmasının , kaybolmasının da önüne geçilmiş olurdu .
Güler Paşaya göre , savunmanın , milli bir çizgiye gelmesi , Kıbrıs olayları ile başlar .
Kıbrıs olayları , Türkiye için bir milat olmuş , Türkiye “batılılaşma” uykusundan uyanarak , kendine gelmiştir .
Her alanda , bağımlılıktan , bağımsızlığa geçmek .
Çağdaş uygarlığa , erişmekle mümkün .
Sadece , savunmada bağımsız olmak , yetmez .
Ekonomik bağımsızlık , arkasından , tam bağımsızlığı getirir .
Milli Savunmanın bağımsızlığının , bir itici güç olarak , her alanda bağımsızlığı hakim kılması , yürekten temennimiz ve isteğimiz .