Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 41’inci kuruluş yıldönümü Kuzey’de görkemli törenlerle kutlanırken, Rum lider Hristodulidis, 15 Kasım’ı 'üzücü bir tarih' olarak değerlendirdi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 41’inci kuruluş yıldönümü Kuzey’de görkemli törenlerle kutlanırken, Rum lider Hristodulidis, 15 Kasım’ı 'üzücü bir tarih' olarak değerlendirdi.
Aynı saatlerde KKTC’nin kuruluşunu protesto eden Rum gençler; Yunanistan bayraklarıyla, “Kıbrıs Yunan’dır” sloganları eşliğinde KKTC bayrağı yaktı… Türk sınırını geçmeye çalıştı!.. Rum polisi Rum göstericilere güçlükle engel oldu.
Peki ya bu azıtmış grup sınırı geçmeye kalksaydı ne olurdu?
İlk önce elbette BM askerleriyle muhatap olacaklardı. Ancak sınıra yapılan bu tecavüz Türk askeri tarafından da herhalde izlenmeyecekti.
Bu ülkenin hala daha ateşkes koşullarında yaşadığını unutanlar, zaman zaman Türk askerinin adadaki varlığını sorgulama cehaletine düşebiliyor.
Dünkü görüntüler herhalde onlar için de ibretlik bir dersti.
Elbette bizim bu azgın gruba gülüp geçmemizin tek nedeni, malımızı, namusumuzu bekleyen Türk askerinin bize verdiği güvendir.
Bu olay 14 Ağustos 1996’da sınırda yaşanan o günü hatırlattı.
Rumlar, bazı Avrupa ülkelerinden de kendilerine destek veren, motosikletli grupları davet etmişti.
KKTC’yi devlet olarak kabul etmedikleri için sınırı delme girişiminde bulunacaklar, sözde Girne’ye kadar gelip orada bulunan bayrağımızı da indireceklerdi.
O sırada Kıbrıs’ta görev yapan efsane komutan merhum Korgeneral Hasan Kundakçı, o günü şöyle anlatmıştı:
“8 bin motosikletlinin sınırı delme girişimine kilitlenmiş, alacağımız önlemler için hazırlık yapıyorduk. Silahsız oldukları söylenen bu kişilerin yeşil hattı geçip Girne’ye gelecekleri belirtiliyordu. Geçmelerine izin vermem için, benimle de görüşmek istiyorlardı. Onların sınırı geçmelerine karşı olacağımı söyledim. Motosikletliler ‘Biz kimseyi tanımayız’ havasında hareket ediyorlardı. Denktaş da o gün gelmişti, yanımda duruyordu.
Tel örgüyü geçip sınırın 15 metre uzağında bulunan bayrağımızın gönderde bulunduğu direğe tırmanan kişi, bayrağımızı indirmek istiyordu. Kendisini üç defa uyardık. Aldırış etmedi. Bölge komutanına kesin emrimi vermiştim. Hangi işaretimle ne yapılacağı da belliydi. Ben elimi kaldırıp ‘vur emri’ işareti verdim. Bayrak indirilirse biz orada duramayız. Girne’de bayrağımızı indirecekler, Yunan ve Rum marşlarını söyleyip çekip gideceklerdi. Bizim de seyredeceğimizi sandılar. Ama yanıldılar…”
Efsane komutan Kundakçı paşa, o gün yaşananları an be an böyle anlatmıştı.
Aradan 28 yıl geçti. Belli ki Rum gençler o gün yaşananları unuttu. O yüzden bir kez daha hatırlatmakta fayda var. Bu işin şakası olmaz. Bizden söylemesi…