SÜRESİZ TUTUKLAMALAR ADİL Mİ

Dünyada , adaletin sağlanması için , çeşitli kuruluşlar mücadele vermektedir .

Dünyada , adaletin sağlanması için , çeşitli kuruluşlar mücadele vermektedir .
Adalet kavramı , dünya kurulalı beri , insanlığın gündemini meşgul etmektedir .
MÖ . MS. İnsanlık , hep adaleti sağlamak için mücadele vermiş ve bunun için , bu mücadelesini devam ettirmektedir .
Adalet kavramı , İkinci Dünya Savaşından sonra oluşan , BM Teşkilatı ile , çağdaş bir yapıya dönüştürülmesi için , çok mücadeleler verilmiş , çeşitli bildiriler ve sözleşmelerle güvence altına alınmaya çalışılmıştır .
Bunda , başarı ne kadar sağlanmıştır ?
Dünyamızda , hala daha adalet aramalarına baktığımızda , bunun tatmin edici olmadığını görmekteyiz .
Şimdi , insanlığın bir türlü başaramadığı , bir adaletsiz uygulamaya değinip , birlikte irdelenmesini isteyeceğim .
Ben burada , görüşlerimi aktarıyorum.
Fakat .
Siz değerli okurlarım da , bu konuda , akıl jimlastiği ile buna kafa yormanızı isteyeceğim .
Adalet , değişik konularda ve olaylarda aranan bir insan hakkıdır .
Adaletsiz , hiçbir organ , kuruluş , ulus ayakta kalamaz .
Bu mümkün değil .
Bunu tarih de yazmamıştır .
Bu yazımda , bir türlü , adaletin sağlanamadığı , zanlı tutuklanmalarına değineceğim .
Dünyada , adaleti sağlamaya çalışan , siyaset kurumundaki üç kuvvettir .
Yasama .
Yürütme .
Yargı .
Adaletin sağlanmasında , bu üç kurumun , bir birlerinden bağımsız olarak çalışmaları öngörülmüş ve anayasalarda yerini almıştır .
Kamu düzeni ve adil bir yaşamın sürdürülmesi , bu üç kurumun , tarafsız olarak silsile yolu ile işlevinden geçmektedir .
Kamu düzeni ve devletlerin bakiliği de , bu üç kuvvetin omuzlarında dır .
Hukuk kurallarını , ihlal ettiği şüphesi ile tutuklanan kişi veya kişiler , zanlı statüsündedir .
Sanık statüsü , mahkemelerin devreye sokulması ile başlar .
Çağdaş demokrasilerde , zanlıların , tutukluluk süreleri , ne kadar az olursa , adalete giden yol da o kadar kısa olur .
Bazı ülkelerde bu , zanlılar için süreye bağlanmış , bir çok ülkede ise , tutukluluk , idare ile mahkemenin yetkisine bırakılmıştır .
Polisin , tutukluluğunun yanında , mahkeme kararları ile süre uzatılabilir .
Süre , tutukluluk için uzatılıyor .
Yargılamaya , geçmiyor .
Yargılamaya geçilse bile , sürekli ertelemeler ile tutukluluk halleri devam ettirilerek , yargısız infaz şekli ile , en büyük adaletsizlik uygulanmış oluyor .
Buna halk dilinde , adaletsizliğin daniskası da denmektedir .
Buna , somut , çok örnek verilebilir .
Ben burada , tek bir örnek üzerinde duracağım .
Kuzey Kıbrıs’ta , Rum mallarının satılmasına , aracı olan üç yabancının , güneyde tutuklanmalarını irdelemek istiyorum .
Bu üç kişi tutuklandı ve mahkemeye çıkarıldı .
Türk kamuoyu da bunu , yakından izliyor sanırım .
Mahkeme , sonuç alacak , hiçbir girişim ve gayret göstermiyor .
Oturumları , hep tehir etmekte .
Halbuki , bütün doneler mahkeme huzurunda .
Bir an evvel , sonuca gitmesi gerekmiyor mu ?
Oturumlar sürekli ertelenerek , tutukluluk süreleri uzatılmaktadır .
Hukukta buna :
“ Bir hakkın , kötüye kullanılması denmektedir .”
Bu , yapılmaktadır .
İşe , apaçık , siyaset bulanmıştır .
Olay , Türk tarafına göz dağı vermektir .
Halkı , korkutmaktır .
Mahkeme sonuçlanmadan da , AİHM’nin kapısı , maalesef açılmamaktadır .
Kuzeydeki mallarla ilgili , Avrupa Mah. TMK ‘yı yetkili organ olarak göstermişse , güneyin , bu tutuklamalarının , hukuki haklılığı olur mu ?
Öyle görülmektedir ki , güney , iç hukuk yollarını tüketmeden , ertelemelerle , insanları bu yöntemle cezalandırmak istemektedir .
Öyle de oluyor .
Pekala , bunun önüne , gerek yargı , gerekse de siyasi girişimle geçilmesi , mümkün değil mi ?
Bu konuda , her hangi bir adımın atılması , düşünülüyor mu ?
Yoksa , tutuklamaların , Rum evlerinde oturan Türklere de gelmesi mi bekleniyor ?

Bu haber 213 defa okunmuştur

:

:

:

: