DÜNYA TARAFINDAN KIBRIS’TA TÜRK VARLIĞININ TANINDIĞI TARİH

Adanın , Osmanlı tarafından , İngiltere’ye kiralandığı tarihten itibaren , Adadaki Türkler , hem öksüz , hem de yetim bir statüye indirgendiler .

Adanın , Osmanlı tarafından , İngiltere’ye kiralandığı tarihten itibaren , Adadaki Türkler , hem öksüz , hem de yetim bir statüye indirgendiler .
Osmanlı’nın , ittifak ülkeleri yanında , Birinci Dünya Savaşına girmesi ve İngiltere’ye karşı savaşması sonucu . 1914‘ te , İngiltere , Adayı resmen ilhak ettiğini duyurdu .
Osmanlının , İngiltere’yi karşısına alması ile , Ada Türklerinin kaderi , belirsiz bir duruma dönmüş oldu .
İlhak kararı ile , Anavatana , Adadan Türk göçleri olmuştu .
Adaya da , İngiliz’in sömürge idaresinin yönlendirmesi ile , Rum ve Ermeni kökenliler , göç ettirilerek , Adadaki Türklerin nüfusu etkisiz hale getirilip , ada üzerindeki her türlü hakları sonlandırılmak istendi .
Osmanlı üzerinden , ada Türklerini bir nevi cezalandırma politikası uygulandı .
İngiliz’in bu politikası , adaya , sonradan göçmen olan , Rumların işine geldi .
Adada tek varlık , kendileri olduğuna inanarak ve dünya kamu oyunu da aldatarak . İşi , ENOSİS macerasına kadar götürdüler .
1954‘ te EOKA nın faaliyete geçmesi ile de adada terör estirmeye başladılar .
Dünya kamu oyunu , bu terör estirme ile nerede ise aldatıyorlardı .
İşin , bir yok olma ciddiyeti karşısında , Kıbrıs Türk Halkı , Adada , mitingler yapmaya başlayarak , sesini dünyaya duyurmaya çalıştı .
Türkiye’den ilk ciddi ilgi , Eğitimci , politikacı ve gazeteci Hasane Ilgaz’dan geldi.
Hasane Ilgaz , Kıbrıs’a gelerek , adanın dört bir yanını gezerek , ada Türkleri ile diyaloglar kurarak , Adada , bir Türk varlığının oluşunu , Türkiye’ye döndüğünde , yazıları ve kitapları ile duyurmaya çalıştı .
Hasane Ilgaz’ın , bu hizmetlerini unutmayan Kıbrıs Türkleri . Birçok sokak isimlerine adını vererek . O’ nu onurlandırarak , minnet borcunu da ödemiştir .
Adanın , dört bir yanında yapılan Türk mitingleri karşısında , Türkiye’de de , buna benzer mitingler yapılmaya başlanarak , kamu oyu oluşturulmaya çalışılmıştı .
Artık , ada Türklerinin sesi dünyaya duyuruluyordu .
O zamanların , Türk Politikası :
“ Ya Taksim . Ya ölüm” idi .
Türkiye devrede .
İngiliz yetkililerle , adanın İngiliz valisi , Ankara’da görüşmeler yapıyordu .
Yerel bir Türk gazetesinde , manşetten verilen haberde . İngiltere’nin , adanın taksimini kabul ettiği yönünde idi .
Bunu gören Halk ,
Bilhassa , Liseli gençler . Liseden , Saray Önüne kadar bir miting yaparak , sevinçlerini dile getirmek istediler .
İngiliz sömürge yönetimi , gençlerin bu sevincine ortak olan halkın üzerine, makineli Tüfeklerle , ateş etmeye başladı .
Askeri araçları , halkın üzerine sürdü .
O an şehit ve yaralananlar oldu .
Masum bir gösteri yürüyüşüne katılanlara , savaş koşullarının uygulanması karşısında , Kıbrıs Türk Halkı “ işin başa düştüğünü “ anlamış ve rotasını , belirlemişti .
Şehitlerin defin işlemlerine de karşı çıkan sömürge idaresi . Türlü baskılar karşısında , defin işlemlerinin törenle yapılmasına izin verir .
İzin verme işlemi , çok çetin geçer .
Türk heyetinde , rahmetli Dr . Niyazi Manyera da bulunuyordu .
Sinirler o kadar gerilmişti ki .
Manyera , iki yakasını açarak , vali yrd.sına “ bizi de vurun” diye haykırmıştı .
( Bunu , rahmetli Denktaş’tan dinlemiştim .)
Cenaze merasiminin , bir isyana dönüşmesinden endişe duyan sömürge yetkililerine , gerekli teminat verildikten sonra , defin işlemi için izin verilmişti .
Cenaze törenlerine , binlerce Kıbrıslı Türk katıldı . Törenler çok büyük bir sessizlik içinde geçti . Sadece havada uçuşan kuşların sesi vardı .
Bu sessizlik , bir nevi eylem niteliğine dönüştü .
Lefkoşa’da 5 , Mağusa’da 2 şehidimiz defnedildikten sonra . İngiliz yetkililere , teşekkür etmeye giden ayni heyete , İngiliz yetkilisinin söylediği cümle şu olmuştu .
“ Kıbrıs Türkünün adada bir varlık olduğunu , yaşanan olaylardan ve cenazelerdeki suskunluktan anladık .“
Kıbrıs Türkü , sömürge idaresinin bu tavrından sonra . Yukarıda da belirttiğim gibi “ işin başa düştüğünü “ anlamış ve rotasını o yöne çevirmişti .
27 – 28 Ocak , Kıbrıs Türk mücadelesinde , ilk direniş olmakla kalmayarak . Bu direniş sonucunda , adanın bir öznesi olduğunu da dünya kamu oyuna kabul ettirmiştir .
Bunun sonucunda da , Ortaklık Cumhuriyetinin elit ortağı olmuştu .
Bunu , 3 yıl tamamlanmadan yıkan Rum ortağımız . Bizi adanın ortak sahibi ve eşit sahibi olarak , hiçbir zaman görmemiş ve içlerine sindirmemişlerdir .
Bu politikaları , hiç değişmemiş ve değişmeyecektir de .
İlk direnişle , bizleri dünyaya adada bir varlık olarak kabul ettiren , 7 şehidimize ve bu harekete katılan , tüm halkımıza , minnet belirtmemek mümkün mü ?
Şehitlerimizi rahmetle , minnetle , saygıyla anıyorum . Bu hareketlere katılan ve her biri birer gazi olan gazilerimizi de , yad ediyorum .


Bu haber 216 defa okunmuştur

:

:

:

: