GEÇİCİ ÇÖZÜMLER SORUNLARI BÜYÜTÜYOR
Sarpten, 'Plan yapmak bile başlı başına anlamlı bir iştir. Ancak şu anda plansızlık içinde palyatif çözümler üretiliyor. Konteyner sınıflar gibi geçici ve net olmayan çözümler sunuluyor. 100 kişilik bir yapıya 200-300 kişi sığdırılmaya çalışılırsa bu koşullarda zorbalık da olur,' ifadelerini kullandı. Okulların sadece dört duvarlı binalar olmadığını vurgulayan Sarpten, 'Okulun bir ruhu, bir karakteri vardır. Bu nedenle sadece fiziksel yapıya odaklanmak yeterli değildir,' dedi.

DİJİTAL DÜNYA VE ÇOCUKLAR
Sarpten, çocukların dijital dünyadan öğrendikleri oyunların etkisine de dikkat çekerek, 'Çocukları dijital dünyadan nasıl uzak tutacağımıza dair programlar geliştirilmeli. Ebeveynlerin de bu noktada sorumluluk alması gerekiyor. Yaş grubuna göre çocukların dijital ortamda geçirdiği süre sınırlandırılmalı,' diye konuştu. Anne baba davranışının çocuklar üzerindeki etkisinin büyük olduğuna dikkat çeken Sarpten, 'Ebeveynler çocuklarına sorumluluk vermezse, onlar sorumsuzluk içinde büyürler. Dijital dünya bilinçli kullanılmalı,' dedi.

AKRAN ZORBALIĞI VE ÇOCUK DAVRANIŞLARI
Akran zorbalığının ve öğretmenlere saygısız davranışın da eğitim sisteminde ciddi sorunlar yarattığını belirten Sarpten, 'Daha 10 yaşındaki çocuk yaptığı davranışın kötü olduğunun farkında değil. Gerçekleştirilen her davranış bir şekilde öğrenilmiştir, ya evde ya da okulda. Çocuk zorbalık yapıyorsa mutlaka bu şiddete maruz kalmıştır. Bu nedenle, zorbalık sorununun kökenine inilmesi ve uzmanlarla çalışılması gerekir,' ifadelerini kullandı. Sarpten, toplumsal olarak eğitim sorunlarına daha fazla önem verilmesi gerektiğini belirterek, 'Eğitim sadece okulda değil, toplumun her kesiminde desteklenmelidir' dedi.