Simon Aykut’un yalnızca KKTC’de değil, Güney Kıbrıs ve Afrika’da da yatırımları olan, uluslararası düzeyde tanınan bir iş insanı olduğunu hatırlatan Taçoy, “Bu adamın suçu ne? Güney’de taşınmaz mal alım-satımı yapmak suçsa, Taşınmaz Mal Komisyonu orada duruyor. Başvursunlar, değerlendirmeler yapılsın. KKTC bu konuda sorumluluk alıyor, ödemeler yapılıyor” diyerek Güney Kıbrıs yönetimini perde gerisinde barışa zarar verecek adımlar atmakla suçladı.

Taçoy, aynı gerekçeyle cezaevine konulan iki kadın emlakçıya da dikkat çekerek, “Bu insanların yurt dışında seyahat özgürlüğü bile ellerinden alınıyor. Rum tarafının 1974 öncesine dayanan şikayetleriyle insanlar tutuklanıyorsa, bunun adı adalet değildir” dedi.

Taçoy ayrıca, “Barışa hizmet etmek istiyorlarsa, ilk adım olarak bu tür siyasi tutuklamalara son vermeliler. Güney Kıbrıs böyle yaparak güven artırıcı önlem değil, güven yıkıcı uygulamalar yapıyor” ifadelerini kullandı.

KKTC kamuoyunun da bu konuda sessiz kalmaması gerektiğini söyleyen Taçoy, “Simon Aykut’un çocuklarının başlattığı haklı mücadelede KKTC devleti ve halkı onların yanında olmalıdır” çağrısında bulundu.