Devleti , teşkil eden , sadece , kuvvetler ayrılığını oluşturan , yasama , yürütme ve yargı değildir .
Bazılarımız .
Bunun , böyle olduğunu zannederler .
Zannetmelerinin , nedeni de .
İdare Hukukundan , bihaber olmalarıdır.
Bunlar , sadece , devlet çarkının dönmesinde , manivelayı döndüren unsurlardır .
Devlet , bunların altında oluşan , kurumlarla , hayat bulur .
Bu kurumlar .
Resmi ve özel kurumlar olmak üzere , ikiye ayrılırlar .
Bu gün , burada .
Resmi ve yarı resmi devlet kurumları , yazımın omurgasını teşkil edecektir .
Bunların başında , çoğunlukla , kooperatifler gelmektedir .
Bunların yönetimleri de , belirli bakanlıklara bağlıdır .
Bu kurumlar da , bilhassa , ortaklık hükümetlerinde , golifa dağıtılır gibi , dağıtılmaktadır .
Dağıtılmasına , dağıtılsın da .
Bunları , yönetecek kişilerin tayininde , o işin uzmanı olan kişiler atasın .
Eskiden , buralara, üst kademe yöneticileri olan , bürokratlar atanmakta idi .
Bunlar , yıllarca , bağlı oldukları kurumlarda , üst kademe yöneticiliği yaptıkları için , uzmanlaşmış durumda idiler .
Zaten .
Atandıkları üst kademede de , mezun oldukları , yüksek okuldaki tahsilleri , sayesinde oraya atanıyorlardı .
Yani .
Uzmanlık alanı değilse , atama mümkün değildi .
Bu ilke , zamanla , çiğnendi ve uzmanlık , aranamaz oldu .
Bu uzmanlık , sadece üniversite diploması ile de kazanılamaz , bunu dört dörtlük yapan , bürokrasi kazanında pişmek ve deneyim kazanmaktır .
Geldiğimiz aşamada , değil üst kademe bürokratı bulmak , normal bürokrat da , arayın ki bulasınız .
Şimdi , üst kademe yöneticiliği ve yönetim kurulu üyeliği , uzman veya bürokrat olarak dağıtılmamakta . Bir ikbal ve bir ödül olarak dağıtılmaktadır .
Madem ki , oraları yönetecek , uzman veya bürokrat bulamıyorsunuz . Bari , bu kıstasları aramadan , yapılan atamalardaki kişileri , hizmet içi eğitimden geçiriniz .
Tabii .
Temel eğitimden yoksun kişileri , ne kadar , eğitimden geçirirseniz geçiriniz . Başarma oranı , ne kadar olur , bilemem .
Bir de , bu kurumlarda bulunan ve ilgili siyaset erbabı tarafından atanan kişilerin , boynunda , demoklesin kılıcı , devamlı durmaktadır .
Bu kişilere , siyasiler , siyasi rant uğruna , her şeyi yaptırma meyli içerisindeler.
Bunu , nereden mi biliyorum ?
On yıllarca , yapmış olduğum üst kademe yöneticiliğinden .
Gelelim , Binboğa olayına .
Basına düşen haberler . Zimmete para geçirilmediği yönünde .
Ama , kurum , milyonlarca lira zararda .
Beş kişi , yazıyı yazdığım saatlerde , göz altında . Polis tahkikatı devam etmekte idi .
Şunu , sormak gerekmez mi ?
Bu beş kişi , bu göreve atanırken , atanmak için ve bu görevi yapmak için , ne şartlar aranmıştı ?
Yoksa , parti etiketi , yeterli mi olmuştu ?
Daha , yargı süreci başlamadı .
Masumiyet karinesine dayanarak , beş kişi hakkında , bir şey yazamam .
Fakat , üst kademe ve yönetim kurulu üyelikleri için , bu çarkları çevirecek kişilerde , belirli şartların aranmasının , zamanı gelmedi mi ?