“Psikolojik olarak ailelerimiz için son derece zor bir süreç yaşanıyor” diyen Erhürman, “Bir dava bitiyor, öbürü başlıyor. Her defasında acılar tazeleniyor. Adıyaman’a her geliş aileler açısından travmatik bir deneyim. Biz de beşinci ya da altıncı kez buradayız' ifadelerini kullandı.
Baştan beri bu süreci “ortak dava” olarak gördüklerini vurgulayan Erhürman, “Ailelerimizin ayaklarını nereye basarsa, istisnalar hariç bizim ayaklarımız da oraya basacak. Hep yanlarında olacağız” dedi.
Ceza yargılamasının amacının hakikate ulaşmak olduğunu söyleyen Erhürman, “Gerçekten ne olduğunu ortaya çıkarmak gerekir. Cezalar da bunun üzerinden verilir. Hızlı ilerleyelim derken hakikatten uzaklaşamayız. Hak edenin hak ettiği cezayı alması gerekir” ifadelerini kullandı.
Benzer davalarda bu sürecin doğru şekilde işlediğini belirten Erhürman, “Yangınla ilgili davalarda olması gereken şekilde ilerlediğini gördük. Umudum bu davada da öyle olmasıdır” dedi.
“Burada dinledikleriniz, birinci davada duyduklarınıza çok benziyor” diyen Erhürman, “Ancak dosyalar birbirinden ayrı kaldığı sürece, bu davada söylenenler diğerine etki etmeyecek. Maddi hakikate ulaşmak açısından bu durum sorun yaratır” ifadelerini kullandı.
Ailelerin adalet arayışına da değinen Erhürman, “Çocuklarını kaybetmiş aileler bugün hâlâ tek bir şey söylüyor: Gerçek adalet. Onların amacı bu olayın bir daha yaşanmaması için anlamlı bir emsal oluşturmak. Biz de onların hedefini kendi hedefimiz olarak görüyoruz” dedi.