Ada TV’ye konuk olan Mimarlar Odası Başkanı Onur Olguner, Star Kıbrıs Gazetesi’nin “Demir Tamam da Temelden Ne Haber” manşetini değerlendirdi:
Mimarlar Odası Başkanı Onur Olguner, Star Kıbrıs’ın haberinde bahsedilen temel kazık ihtiyacının inşaat mühendislerince vizelenen derinliklere inmesini garanti altına alacak tek mekanizmanın Yapı Denetim Sistemi olduğunu belirtti. Mimar, inşaat mühendisi, makine ve elektrik mühendislerinin inşaat sürecinde denetim görevini yapması gerektiğini, denetimin aranmasının sadece belediyelerin ve kaymakamlıkların inisiyatifine bırakılamayacağını ifade etti.
“İNŞAAT RUHSATLARI ÜST DENETİMİ ŞART”
Belediye başkanları ve kaymakamların ağır sorumluluk altında olduğunu dile getiren Olguner, ruhsat süreci ve inşaatların bağımsız bir üst denetçi makamı tarafından kontrol edilmesi gerektiğini belirtti. Yüksek binalarda yapı denetiminin daha da önemli hale geldiğini ve uygulanmasının garanti altına alınması gerektiğinin altını çizdi.
ARAYD YASASI
Altı Mimarlar Odası olarak Başbakanlık’ta yürütülen Afet Riski Altındaki Yapıların Dönüşümü (ARAYD) Yasası ile ilgili teknik çalışmalara da değinen Olguner, haftalık olarak yapılan toplantılarda birçok kez bir araya gelindiğini ve çalışmaların şu anda alt teknik komitesinde sonuçlandırma hedefiyle sürdürdüklerini aktardı. Komitede inşaat mühendisleri, şehir plancıları, Mimarlar Odası temsilcileri ve ilgili teknik dairelerin yer aldığı belirtildi.
ESKİ YAPILAR RİSKLİ
Çalışmaların temelinin, riskli binaları dönüştürmekte devlete gerçekçi bir yaklaşım geliştirme ihtiyacından kaynaklandığı ifade edildi. Olguner, eski yapı usullerinin günümüz standartlarından farklı olduğunu ve o dönemde kullanılan betonun derelerden veya denizden alınan kumlarla yapıldığını, hazır betonun yaygın olmadığını söyledi. Deprem yönetmeliklerinin zamanla İnşaat Mühendisleri Odası tarafından güncellendiğini, ancak özellikle tarihi şehrin hemen dışında kalan ve 70’li, 80’li ve 90’lı yıllarda yapılan apartmanların hâlâ risk taşıdığını belirten Olguner, bu yapıların emlak değeri yüksek bölgelerde yer aldığını ve bu katma değer ile risk altında olan yapıların vatandaşın veya devletin cebinden herhangi bir ödeme çıkmadan yenilenebileceğini belirtti.