İsrail yöneticilerin , güneyi silahlandırmakla amaçları ne .
Güneyi , hava savunma sistemleri ile donatarak , güneyin savunmasını da üstlenmiş oldu .
Zaten , ayni şer ittifakının içinde değiller mi ?
Savunma için , oluşturulan sistem .
Aslına bakılacak olursa , hedef , Türkiye’nin güneyi .
Füzeler , istendiği kadar menzile ulaştırılabilecek tekniğe sahip .
Türkiye’nin , gerekli tedbirleri alarak , durumu yakından izlediği yollu haberleri medyadan okuyoruz .
Aslında tehdit , Türkiye .
Fakat .
Kıbrıs Türk halkı da , bu tehditin içerisinde .
Cumhurbaşkanlığı seçiminin , bu tehditi hasır altı ettiği yollu söylemler , halk indinde dile getirilmektedir .
İsrailin ve güneyin yaptıkları karşısında , adaylardan ciddi bir eleştiri yok .
Bilhassa , muhalefetten .
Bazı çevreler ise , nerede ise alkış tutacak .
İsrail füzelerinin , bir benzeri .
1997 yılında yaşanan S-300 ler olayına çok benzerlik taşımaktadır .
O yılda da , zamanın Cumhurbaşkanı Klerides’ti .
Türkiye’de , Ana Sol Hükümeti bulunmakta idi .
Başbakan Mesut Yılmaz .
Başbakan yrd. ve Kıbrıs işlerinden sorumlu , Bülent Ecevit idi .
Ecevit , olaya çok büyük tepki gösterdi . Bakanlar kurulunda , bunun , bir savaş nedeni olduğu kararını çıkarttı .
F16 savaş uçakları , güneyin hava sahasına geçerek , ihtar faaliyetlerinde bulundu .
Savaş uçakları , akama sahiline kadar gitti .
1998 yılında , uluslararası aktörler devreye girdi , füzelerin , Girit adasına yerleştirilmesi ile , savaş krizi ortadan kalktı .
S-300’leri getiren zihniyette , hiçbir değişiklik olmadı .
Aksine , daha da sivrildiler .
Silahlanıp , adadan , Türkiye’yi atacaklar ve 63‘de yapamadıkları soykırımı , tamamlama hayalleri hala daha , beyinlerinde yer etmekte.
Etmeye de devam ediyor .
Seçim sathımahalline girdiğimiz bu günlerde , AB yetkililerinin , tüzükleri gündem yapması da , düşündürücü olsa gerek .
TC Cumhurbaşkanı .
Sn. Erdoğan’ın , Amerika’ya giderken , uçakta , iki devletliliği BM genel kurulunda dillendireceği yollu söylemi ise , Kuzeyde sandığa nasıl yansıyacak ?
Aldatıcı algı yapanlar , nasıl bir algı pompalayacaklar , doğrusu merak ediyorum .
Güney .
Çözüm veya müzakerelerin başlaması için , yapılacak seçim ve sonucundan , hiçbir beklenti içinde olmaması da , dikkatlerden kaçmamaktadır .
BM toplantısında da , ayni umutsuzluk , güneyi sarmış durumda .
İstediği çözüm şekli olan “ OZMOSİSİ “ gerçekleştirmek için de , barışçı yolları terkederek , silahlanma yarışına girdi .
1974 öncesi de , ayni tutum içinde idi .
Aldıkları silahlar , Karaoğlanoğlu askeri müzesinde sergilenmekte .
Salı günkü , BM Genel Kurulunda , Sn. Erdoğan’ın yapacağı konuşma , seçimin terazisinin kaplarını , daha belirgin bir duruma getireceğini göreceğiz .
Genel kurulda , ana gündem , Filistin Devletinin , batılı hatırı sayılır devletler tarafından , ABD‘ye rağmen tanımaları damga vuracak .
Vatandaşları ve coğrafyası , güvence altına alınmayan bir devlet olarak , tarihe geçecektir .
İsraili durduracak , bir güç olmazsa .
Bu gidişle , tanınmış Filistinin , olmayan nufusu ile , dünya karşı karşıya gelecek .
Bu tanınma , bana öyle geliyor ki , fiili olarak güçlü bir hareket olmazsa , kağıt üstünda kalmaya mahkumdur .