Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, iyi niyeti koruyarak, Kıbrıs’ta iki halkın yararına olacak şekilde iki devlet arasındaki iş birliğine katkı koymayı sürdüreceklerini belirtti.
Tatar, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kapsamında katıldığı toplantılarda, adada iyi bir ortam yaratmak adına sürdürülen tüm çabalara rağmen Rum tarafının süreci baltalamaya yönelik eylemlerini ifade ederek kayıtlara geçirdiğini söyledi.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in yılsonundan önce 5+1 genişletilmiş gayrıresmi toplantı kararına işaret eden Tatar, bu toplantılara iki halkın yararına olacak iş birliği alanlarında ilerleme olabilmesi için katıldıklarını belirtti.
Rum lider Nikos Hristodulidis'in Tatar’ın toplantıda “agresif olduğu” yönündeki açıklamasına tepki gösteren Tatar, agresif olmadığını, gerçekleri ifade ettiğini vurguladı.
Tatar, iki devletli siyasetin, bölgedeki gelişmeler ışığındaki öneminin altını çizerek, “herhangi bir dayatmayı” asla kabul etmeyeceğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Tatar, Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu kapsamındaki temaslarını Ercan Havalimanı’nda düzenlenen basın toplantısında değerlendirdi.
- “Cumhurbaşkanı Erdoğan, federasyon defterinin kapandığını açık bir şekilde ifade etti”
Tatar, basın toplantısında yaptığı konuşmada, New York ziyaretinin kısa ancak önemli bir ziyaret olduğunu söyleyerek, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kapsamında BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüştüğünü ve Genel Sekreter’in davetiyle Rum lider Nikos Hristodulidis ile üçlü toplantıda bir araya geldiklerini belirtti.
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile de bir araya gelerek değerlendirmelerde bulunduklarını söyleyen Tatar, burada Fidan’a son beş yıldır beraber yürüttükleri siyasetin ne kadar önemli bir aşamaya geldiğini ifade ettiğini ve bu siyasetin dünyaya duyurulmasını sağladıkları için kendisine ve ekibine teşekkürlerini ilettiğini söyledi.
Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada KKTC’nin tanınması çağrısını yinelediğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Tatar, Erdoğan’ın kendisinin gündeme getirdiği siyaset ışığında Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün teyidiyle ancak bir müzakere aşamasına geçilebileceğini, Kıbrıs Türkü’nün hiçbir zaman azınlığa düşürülmeyeceğini ve federasyon defterinin kapandığını, Türkiye Cumhuriyeti'nin iki devletli siyaseti destekleyeceğini açık ve net bir şekilde ifade ettiğini kaydetti.
- “Genel Sekreter, toplantıları gündemi canlı tutmak adına sürdürmek istiyor”
Tatar, aynı doğrultuda kendisinin de yaptığı tüm toplantılarda, bu ifade edilenlerin kendileri için vazgeçilmez olduğunu vurguladığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Rum liderin Crans Montana’da bırakıldığı yerden devam edilmesini talep etmesine rağmen, federasyon defterinin kapandığını söyledi.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’in toplantı sonrası yaptığı açıklamaya değinen Tatar, Guterres’in 19 Ekim’den sonra kişisel temsilcisini adaya gönderme ve yılsonundan önce 5+1 genişletilmiş formatta bir toplantı düzenleme kararını ifade ettiğini kaydetti.
Tatar, BM Genel Sekreteri Kişisel Temsilcisi’nin “ortak bir zemin bulunmadığı” ve “görüşme sürecinin şu anda mümkün olmadığı” ifadelerinin yer aldığı raporunu anımsatarak, Genel Sekreter’in bu tür toplantıları gündemi canlı tutmak ve ilerideki olası buluşmalar için ilişkileri dağıtmamak adına sürdürdüğünü ve kendilerinin de bu doğrultuda katılım gösterdiklerini belirtti.
- Rum tarafının izlediği siyaset iki halk arasındaki muhabbeti zedeliyor”
“Bizim için bu toplantıların anlamı enerji, çevre kirliliği, kültürel miras, mayınlar, gençlerin buluşması gibi farklı konularda iki devletin iş birliğinin sağlanması ve halkların yararına çalışmaların yapılması anlayışının pekişmesidir.” diyen Tatar, kapılar konusundaki gayretlerinin çözümsüz kaldığını söyledi.
Tatar, Haspolat ve Akıncılar kapıları önerilerinin masada olmasına rağmen, Rum tarafının Metehan kapısında sıkışıklık yaratılması için prosedürleri artırdığını söyleyerek, “Bunları kabul etmemiz mümkün değil.” dedi.
Tatar, BM Genel Sekreteri’nin de destekleriyle iyi atmosferin oluşması için tüm gayretlere rağmen Rum tarafının insan haklarına aykırı şekilde Kuzey’deki yatırımcıları tutukladığını, bazı müteahhitleri Interpol’a şikayet ettiğini ifade ettiğini kaydederek, bu tür olayların iki halk arasındaki ilişkileri zedelediğini belirtti.
Hristodulidis’in, KKTC’de üretilen hellimi almayı durduran bir ülkeyi tebrik ettiğine, üniversitelere öğrenci akışını azaltmak için çabalar sürdürdüğüne işaret eden Tatar, Rum tarafının Kıbrıs Türkü’ne uygulanan kısıtlamaları artırma çabalarını eleştirdi.
- “Cumhuriyet Meclisi’nde ‘iki devletli siyaset’ kararı alınmalı”
Toplantılarda bir diğer hassas konu olan “karma evliliklerden doğan çocukların hakları” konusuna da değindiğini kaydeden Tatar, bu durumun insan haklarına aykırı olduğunu vurguladığını belirtti.
Cumhurbaşkanı olarak seçildiği gün itibarıyla gündeme taşıdığı ve kayıtlara geçirdiği iki devletli siyasetin TBMM’de oy birliğiyle alınan kararla Türkiye Cumhuriyeti’nin izleyeceği siyaset olarak belirlendiğini hatırlatan Tatar, bu noktada KKTC Cumhuriyet Meclisi’nde de benzer bir kararın geçmesi çağrısında bulundu. Tatar, bu çağrıyı dün New York’ta yaptığı açıklamada da ifade ettiğini anımsattı.
Tatar, dünyada ve bölgede yaşanan gelişmelerin böyle bir milli siyaseti zorunlu kıldığının altını çizerek, Güney Kıbrıs’ın son olarak NAVTEX ilan ederek, Kıbrıs Türk halkını hakkı olan parsellerde araştırma yaptığını ifade etti. Tatar, Kıbrıs Türkü'nün barışı, huzuru, güvenliği için Türk askerinin varlığının önemini vurguladı, bunun “kırmızı çizgi” olduğunu kaydetti.
- “Hristodulidis’in konuşması gerçeklerden uzak”
Tatar, Rum Lider Hristodulidis’in Tatar’ın “agresif olduğu” yönündeki açıklamasına ilişkin soruya da yanıt vererek, şunları kaydetti:
“Rum lider, ‘kendisine göre’ tanımış bir devlet olduğu için gündemi kendi belirlemeye çalışıyor, Crans Montana’dan devam etmek istiyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin açıklamasında böyle bir referans yoktur, sadece sürecin devam etmesi gerektiği ifade etmektedir. Ben Hristodulidis’e ‘Tek başına karar alamazsın' diyorum. Kıbrıs’ta iki asli unsur vardır. Anlaşırsak bir sürece gidebiliriz. Sayın Genel Sekreter de buna saygı duymaktadır. Çünkü bir anlaşma iki tarafın özgürce onayıyla ortaya çıkabilir.”
Kendine zorla herhangi bir dayatmanın yapılamayacağını belirten Tatar, pozisyonlarının açık olduğunu ve bu pozisyonu koruyacaklarını ifade etti.
Toplantılarda nezaket çerçevesinde konuşmalarını yaptığını da söyleyen Tatar, kapılar konusu gibi iki halkın yararına olabilecek birçok çalışmaya katkı koyarken, Rum tarafının işleri kötüleştirmek adına bir siyaset izlediğini dile getirdi. Tatar, agresif olmadığını gerçekleri ifade ettiğini söyledi.
Tatar, bunun yanında, Rum liderin BM Genel Kurulu’nda Türkiye’yi “işgalci” olarak nitelendirdiği konuşmasına dikkat çekerek, “Esas agresif konuşmayı kendisi yapmıştır.” dedi. Tatar, bu konuşmayı “gerçeklerden uzak” olarak değerlendirerek, kınanması gerektiğini belirtti.
Her şeye rağmen iyi niyetlerini koruyacaklarını söyleyen Tatar, iş birliğine katkı koymayı sürdüreceklerini, görevlerini yerine getirerek ülkeye döndüklerini belirtti.