Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Dış İlişkiler Sekreteri Fikri Toros, Ada TV’de Cüneyt Oruç’un sunduğu programa katılarak Kıbrıs müzakereleri ve gelinen son durumla ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Toros, Birleşmiş Milletler (BM) prensibini hatırlatarak, 'Her konuda anlaşılmadan, herhangi bir konu üzerinde anlaşılmış olamayız' dedi ve bu çerçevede Crans Montana'daki sürece işaret etti
'ANASTASİADES MASAYI TERK ETTİ, SÜRECİ KOPARDI'
Toros, Crans Montana’daki müzakere sürecine dikkat çekerek, “Crans Montana’da biz her konuda anlaşmış mıydık? Hayır. Biz her konuda müzakere ederken masayı terk etmişti Sayın Anastasiades. Yani süreci, konferansı koparmıştı” ifadelerini kullandı. Rum tarafının o gün masayı terk etmesine neden olan koşulların bugün kalkıp kalkmadığı sorusunu gündeme getiren Toros, Crans Montana esnasında müzakereye açılan ancak üzerinde mutabakata varılmayan hiçbir konuda bugün de mutabakat olmadığını vurguladı. BM Genel Sekreteri’nin 30 Haziran 2017’deki yarım sayfalık açıklamasını hatırlatan Toros, bu açıklamada üzerinde mutabakat olduğu belirtilen konuların sınırlı olduğunu kaydetti.
'CRANS MONTANA'DAN İTİBAREN BAŞLAYALIM İFADESİ SOYUTTUR'
Müzakerelere Crans Montana’dan başlanması yönündeki söylemlerin soyut olduğunu belirten CTP Dış İlişkiler Sekreteri, CTP’nin pozisyonunu netleştirdi: “Crans Montana başarısızlıkla sonuçlandı. Crans Montana’ya kadar var olan tüm yakınlaşmalara bağlılık metotları, müzakereleri entegre ederek devam edelim diyoruz. Bir stratejik siyasi anlaşmaya varalım diyoruz” Toros, bu görüşlerin sadece kendi partilerinin değil, BM’nin yaptığı açıklamalarda da ortaya koyduğu görüşler olduğunu ve sadece bunlara bağlılık istediklerini söyledi.
'KIBRIS SORUNU ARTIK BÖLGESEL VE KÜRESEL BİR SORUN'
Cüneyt Oruç’un, Rum tarafının siyasi eşitliğe dayalı ortaklığı neden kabul etmediği yönündeki sorusu üzerine Toros, sorunun boyutunun çok ötesine geçtiğini belirtti. Geçmiş süreçlerin tanığı olduğunu ifade eden Toros, şunları kaydetti: “Sorun sadece iki Kıbrıslı toplum arası olmasının çok ötesinde bir hal almıştır. Çok boyutlu, çok katılımlı bir bölgesel, hatta küresel sorun haline gelmiştir.” Toros, iki hafta önce Şarm El Şeyh’te imzalanan bir barış anlaşmasını örnek göstererek, bu anlaşmanın Doğu Akdeniz’deki ihtilaflı deniz yetki alanlarına değinmediğine dikkat çekti. Kıbrıs sorununun jeopolitik ilişkilere yansımaları olduğunu belirten Toros, en çarpıcı eleştirisini şu sözlerle dile getirdi: “Kıbrıs’la ilgili bu gelişmeler çerçevesinde alınan tüm kararlar Kıbrıs sorunu nedeniyle Rum lider tarafından monopolize edilmektedir, tek başına alınmaktadır. Ve Kıbrıslı Türkler ile Türkiye’yi dışında bırakmaktadır.”