Geçen akşam neredeyse bir aydır kapalı gişe oynayan oyuna gidebildim.
Eseri oyunlaştıran ve yöneten Lefkoşa Belediye Tiyatrosunun emektar oyuncusu/ yönetmeni / yazarı tiyatronun duayeni sevgili Yaşar ERSOY’du.
Sevgili Yaşar Ersoy evsahibi olarak kapıda karşılıyor tiyatroseverleri…
Kimler kimler yok ki!
Tiyatro sanatçıları, öğrencilerim, arkadaşlarım, beni tanıyanlar, benim tanımadıklarım hatta Facebook arkadaşlarım…
Herkese merhaba diye diye bana ayrılan en güzel koltuğa kuruluyorum. Oyunu tüm salon nefesini tutarak izliyor hem de gözünü kırpmadan.
Nazım Hikmet’in hiç yere yıllarca hapis yatmasını, anılarından yola çıkarak oyunlaştıran Yaşar ERSOY, harika bir sahne performansı sergileyen oyuncuların nefes kesen sunumuyla daha da etkili….
İki saate yakın bir süre aklınızla, ruhunuzla, kalbinizle odaklandığınız oyunu seyrederken kasılıyorsunuz, yoruluyorsunuz, keman yayı gibi geriliyorsunuz.
Gidin… İzleyin… Ne demek istediğimi o zaman anlayacaksınız.
İNSANLARIN İÇİNDEYİM
“ İnsanların içindeyim seviyorum insanları.
Hareketi seviyorum.
Düşünceyi seviyorum.
Kavgamı seviyorum.
Sen bahar içinde bir insansın sevgilim,
seni seviyorum. “
Nazım Hikmet RAN
SON SÖZ: “UMUT İNSAN HAKKI”
Evrensel bir değer olarak Nazım Hikmet’in, şiirleri, romanları, oyunları, düz yazıları, mektupları elliden fazla dile çevrilir ve birçok ödül kazanır. Hakkında onlarca kitap yayınlanır. O bir dünya şairidir. O, damarı damara bağlayan yurt sevgisiyle, aşkla, özgürlükle, eşitlikle, adaletle, kardeşlikle, savaşımıyla insanları buluşturan olağanüstü başarılı bir aydın yazardır, devrimcidir. O bir kültürel hafıza, bir mücadele ruhu, bir aydın duruşudur. Nazım Hikmet, yalnızca büyük bir şair değil, aynı zamanda inandığı değerler uğruna bedel ödemekten çekinmeyen vicdan sahibi bir insandır. O artık ne sadece bir şairdir, ne de sadece bir dönemin sesi; o, yeryüzünün daha güzel bir yer olabileceğine inananların kalbinde yaşayan bir direniş türküsüdür.
Onun tüm eserlerinden insanlığın öğrendiği ve öğreneceği çok şey vardır. Sadece bir şair, yazar, eylem ve düşün insanı olarak değil, insan Nazım Hikmet’ten de öğreneceğimiz çok şey var...
Ve... LBT’nin 45’inci yılında Nazım Hikmet’in kelimelerine sahnede can vermek; seyircimizi O’nun ışığıyla düşünmeye, hissetmeye, direnmeye davet etmek; O’nun hayatının bir bölümünü içeren “Aşk İçinde Mahpushane” oyunuyla, seyircimizi selamlamak hem bahtiyarlık hem onurdur.
Bu oyun, “Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine...” yaşamak isteyenlerin sesidir.
Ve perde açılır... Perde kapanır... Ama umut hep açık kalır! Çünkü “Umut İnsan Hakkı” der Usta.
YAŞAR ERSOY