Kıbrıs Türkünün , ulusalcılığını sorgulayanlar . Kıbrıs Türkünü tanımayan , irdelemeyen ve kulaktan dolma , bilgilerle O’nu ulusalcı olmamakla suçlayanlar . Ancak ve ancak “işkembeyi kübradan “ atanlardır .
Kıbrıs Türkü , adanın , Sultan Hamit tarafından , İngilize kiralanmasının ardından , anavatanı ile olan ilgisini kesmemiştir .
Çanakkale Savaşları ile başlayan , Ana Yurdun işgali karşısında , yüreği hep anavatanla birlikte atmış . Milli Kurtuluş savaşında , her türlü olanağı kullanarak , maddi manevi desteğini , sömürge baskısına rağmen , büyük özverilerde bulunarak yapmıştır .
Türk okulları ve spor kulüplerinde temsiller , tiyatrolar düzenlenerek , elde edilen gelir .
Londra Bakanları kanalı ile , Kuvvayı Milliye’ye transfer ediliyordu .
Mustafa Kemal’le birlikte , gelişen ulusalcılığı , kendisine bir kurtuluş ve özgürlük şiarı olarak almış ve gideceği rotayı buna göre belirlemişti .
Bu dönemleri anlatan , bir çok yapıt vardır .
Bu , bey efendi veya bey efendilerin , Kıbrıs Türk tarihini okumadan , yaptıkları suçlamalara , gülüp geçilmeli mi ?
Sessiz kalmak , suçlamaları kabul anlamına gelmez mi ?
Bunun , en kısası :
“ Sükut ikrardan gelir ” cümlesi ile de belirtilir .
Daha , 1930‘larda , ENOSİS ciddi bir tehlike olarak ortaya çıktığında . Baskı rejimine karşı , örgütlenmesini bilmiş . Atatürk Türkiyesi ile ilişkileri büyük oranda geliştirmiştir .
Atatürk İlke ve Devrimleri , katıksız , hiçbir baskı görmeden.
Büyük bir istekle kabul edildi .
Kıbrıs Türkü için , Atatürk , kurtuluşa giden bir simge olarak tüm Kıbrıs Türkleri tarafından kabul görmüş ve benimsenmiştir .
Atatürk resimlerinin ve Türk Bayrağının , yasaklı olduğu dönemlerde . Her Türk ailesinin evinde , gizli olarak , bulunuyordu .
9 Eylül 1922‘ den sonra , bir gevşemeye gidilmişti .
Tabii , Kıbrıs Türkünün , anavatanı ile olan bağlantısını kuran , o dönemin kahramlarını da , burada yad etmek . Onlara karşı yapılmış , bir vefa olacaktır .
Bu gün .
KKTC’nin , 6‘ıncı Cumhurbaşkanı Sn. Erhürman , yemin ederek , görevine başlamıştır .
Yukarıda , vefa’dan bahsetmiştim .
Bu günlere gelmemizde .
İlk harcı koyan ve Atatürk Türkiyesi ile ilk teması sağlayan M. Necati Özkan, ayni zamanda Kemalist hareketin kurucusu.
Gazeteci , Mehmet Remzi Okan .
Mehmet Rıfat Bey ( Con Rıfat ).
Ses Gazetesi sahipleri , Mithat Bey ve eşi Ulviye Hanım .
İkinci Dünya savaşından sonra .
Sahnede , millileştirme hareketinin başında , Faiz Kaymak’ı görüyoruz .
Sırayla , Dr. Küçük ve Rauf Denktaş .
Bunların yanında , birçok isimsiz kahramanı da , hatırlamak ve yad etmek , ayrı bir ahde vefalığımız olsun .
Gelelim .
11 yıllık , getto , baskı , varoluş savaşımıza .
O yıllarda , bu 11 yılın içerisinde , ben de vardım .
Benim gibi , bir çok arkadaş , 15-16 yaşlarında , mücahit olarak , bu savaşıma katıldık . Özgürlüğümüzün , Türklüğümüzün , yılmaz bekçileri olarak , 11 yıl , var olmamız için , savaşım verdik .
Tabii , anavatanın desteği ile .
Asker , bunun dışında .
Onlar , 1974 20 Temmuz’unda adaya geldi .
11 yıl , Kıbrıs Türk Halkı , kendi yağı ile kendi ciğerini kavurdu .
Teslim , olmadı .
Vaftis , olmadı .
11 yıllık , direncin yarattığı zemini , Rahmetli Bülent Ecevit ve Genel Kurmay . Çok iyi değerlendirerek , çıkarmayı yapmıştı .
Makarios’un , unutulmayacak bir cümlesini hatırlatmakta yarar var !
Türkiye , müdahaleye karar verirse . Adada bir Türk bulamayacak , yollu açıklaması da çok manidar .
11 yıl , direndik .
Çıkarmanın zeminini hazırladık . Mehmetler , o zemini kullanarak adaya çıktı .
Kıbrıs Türkünün , 11 yıllık savaşımının , ilhamı da , milliyetçiliğidir.
Dünyada , milliyetçilik , çeşit çeşittir !
Bizim , milliyetçiliğimizin kaynağı .
Çanakkale’den , İnönü’den , Sakarya’dan , Dumlupınar’dan ve Afyon’dan gelen , Atatürk Milliyetçiliğidir .
Kafatasçı ve köhnemiş , milliyetçilik değil .
Şayet , bu olsaydı .
Bu adada , olmazdık .
Bu adada , varlığımızın dayanağı :
Atatürk Milliyetçiliği ve Kemalizm’dir .