Crans Montana’da yaşananlara işaret eden Eski Başmüzakereci Özdil Nami, Kıbrıslı Rumların masadan bedel ödemeden kalkmaması gerektiğini de söyledi.
Eski Başmüzakereci Özdil Nami, BM raporuna işaret ederek Kıbrıs müzakerelerinde Crans Montana’da çözüme çok yakın olunduğunu belirtti ve tek eksikliğin siyasi irade olduğunu ifade etti.
Müzakerelerin Crans Montana’dan başlanarak sürdürülmesi gerektiğini vurgulayan Nami, Kıbrıslı Rumların masadan bedel ödemeden kalkmaması gerektiğini de söyledi.
Ulaş Barış’ın sorularını yanıtlayan Nami, Kıbrıs Türk halkının statükodan bıktığını Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sandıkta net bir şekilde yansıttığını belirtti.
Halkın federal ya da iki devletli model fark etmeksizin çözüm istediğini ifade eden Özdil Nami, seçmenin çözüme yönelik samimi çaba vaat eden adaya oy verdiğini vurguladı. Çözüme giden yolda Crans Montana’dan kalınan noktadan devam edilmesi gerektiğini söyleyen Nami, şimdiye kadar yakınlaşılan ve uzlaşılan noktaların hiçe sayılmaması gerektiğini belirtti.
Mustafa Akıncı döneminde Başmüzakerecilik görevini yürüten Nami, o dönemde liderlere sıfırdan başlamak yerine, tarihteki yakınlaşmaların rehberliğinde bir yol çizdiklerini ifade etti.
Crans Montana’da çözüme ne kadar yakın olunduğuna dair örnek veren Nami, Birleşmiş Milletler’in zirvenin çökmesinin ardından yayımladığı “Crans Montana’da çözüm masadaydı, eksik olan yegâne şey siyasi iradeydi” metnine dikkat çekti.
İlerideki müzakerelerin Crans Montana’daki ilerlemelerle devam etmesi gerektiğini belirten Nami, Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın 4 maddelik müzakere planına da işaret etti.
Referandumda Kıbrıslı Rumlara “Evet mi, Hayır mı?” yerine “Çözüm mü istiyorsunuz, Kıbrıslı Türklerin statükoyu dönüşü olamayacağı bir durum mu?” sorulması gerektiğini söyledi. Öte yandan Kıbrıslı Türklere de “Çözüm mü, tanınmamış KKTC altında mı yaşamak istiyorsunuz?” sorusunun yöneltilmesi gerektiğini belirtti.
“Kıbrıslı Türkler statükoya dönmeyecek” ifadesinin Kıbrıslı Rumlar için önemli bir itici güç olacağını kaydeden Nami, Crans Montana’da olduğu gibi Rumların masadan hiçbir bedel ödemeden kalkmaması gerektiğini, yaptıklarının bir bedeli olacak şekilde bir referandum sunulması gerektiğini söyledi.
Annan Planı’nda da benzer bir yöntemin izlendiğini belirten Nami, ilk taslak metinde Rumlara hayır vermeleri durumunda AB’ye giremeyecekleri hatırlatıldığını vurguladı.
Başarılı müzakerelerin dört maddesini “geçmiş yakınlaşmalar, takvim, hakemlik ve bedel” olarak sıralayan Nami, Annan Planı’nda bedelin ortadan kalkmasıyla başarısızlığın ortaya çıktığını ifade etti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın olası bir iki devletli çözümü zorlaması durumunu da değerlendiren Nami, böyle bir şeyin yaşanmayacağı konusunda iyimser olduğunu; statükoya dönüş olmayacağı takdirde Türkiye’nin müzakerelerde yeniden bir şans yaratabileceğini söyledi.
Programın sonunda, Kıbrıs Türk tarafının yeniden çözümü zorlayan taraf olacağını umduğunu belirten Nami, yaşanan jeopolitik gelişmeler çerçevesinde Rum tarafı üzerinde baskı yaratabilecek bir ortam olmasa da çözüm konusunda çaba gösterildiği sürece ilerleme sağlanabileceğini ifade etti.