Hem polis , hem savcı , hem hakim olduk . Garaz güttüğümüz , sevmediğimiz , rakibimiz olan , düşmanlık beslediğimiz , tehlikeli gördüğümüz , kişileri . Bir bardak suda , boğmaya çalışıyoruz .
Bu düşmanca , bilinç ve kültür , her alanda , kendini göstermektedir .
Son , Cumhurbaşkanlığı seçiminde de yaşadık .
Yaşadığımız , küfür ve aşağılayıcı davranış biçimleri , sosyal medya hesabında tavan yaptı .
Özgür düşüncenin yansıması , bu olmasa gerek .
Sadece , sosyal medyada mı ?
Eline , kalemi alan .
Allah , Allah .
Karşıtı veya hasmı ise , vurun kellesini .
Öğrencilik yıllarımda , Ankara Hukuk Mektebinde , bize öğretilen ilk ders .
Kişiler , ne ile suçlanırsa , suçlansınlar .
İsnat , ne olursa , olsun .
Mahkemece , mahkumiyetleri safhasında , herkes masumdur .
Buna da , hukukta .
“ Masumiyet karinesi “ denir .
Ülkemizde yaşananlar , tam tersi .
“Çirkeflik Karinesi .”
“Atın çirkefi , izi kalsın ”misali .
Biz , halk olarak böyle değildik .
En zor koşullarda bile , böyle bir kültür oluşmamıştı .
Daha doğrusu , garez veya düşmanlık kültürü .
Gerçekler , hariç .
Sözde gazeteciler .
Mahkeme kapılarında , tutuklanan veya şüpheli olanların , çarşaf çarşaf resimlerini çekerek . İdamlık mahkumlar gibi , kamu oyuna sunmakta . Fakat bu kimseler , şüphelilikten ileriye götürülmeden salıverildiklerinde . Hiçbir gazetenin sayfasında , bununla ilgili haberi bulamazsınız .
Bu kişileri , suçlu gösteren , gazetelerde bile .
Şüpheli olarak tutuklananlara , dava getirilmemesi sonucu da , başvurdukları tekzip , düzeltme başvurusu da , es geçilmekte .
Yazılı basın , isterse bunu yerine getirir .
İstemezse , getirmez .
Görsel medya ise , bambaşka bir alem .
Bu medya oluştuktan sonra , halk olarak , bir değil , iki diploma sahibi , hatta , son diploma olaylarından sonra da , sayı üç , dört oldu .
Ama .
Bunları sollayan , başka bir gelişme oldu ki , Guines rekorlar kitabında , behemahal , yerimizi almamız şart oldu .
Nedir , değerli okurlarım bu gelişme .
İnternet icat oldu olalı , külliyen filozof olduk . Filozof .
Şimdi , o yok amma .
Filozoflukla birlikte , ne olduk bilir misiniz ?
Ordinaryüs profesörlük payesini de , elde ettik .
Onun için , rekorlar kitabına biz girmeyelim de kimler girsin ?
Gelelim , son tangoya !
Cenk Tosunoğlu , olayına .
Bir şüphe uğruna , bu gencimiz , güneye geçişte yakalandı .
Konuyu bilen de bilmeyen de , ordinaryüslüğünü devam ettirdi .
Üç gün , sonra .
Yani , dün .
Babası , Hasan Tosunoğlu , kendi sitesinde yaptığı açıklama ile , oğlu Cenk’in , serbest bırakıldığını açıkladı .
Tutukluluk dönemi olan , üç gün içerisinde , itham ve suçlama yapanlar . Suçsuz olduğunu ve serbest bırakıldığını yazıp , özür dileyecekler mi ?
Yoksa , salıverilip , mahkemeye çıkarılmadığına üzülecekler mi ?
Veya çirkef atmaya , devam mı edecekler ?
Biz , nasıl bir halk haline geldik veya getirildik .