9 Eylül 1922‘ de , emperyalistler , Anadolu‘da , son tekmeyi de kıçlarına yedikten sonra , Atatürk Cumhuriyetinin , devraldığı ülkenin hali . Turgut Özakman’ın eserinde , Atatürk’ün Çankaya köşkünde 30 Ekim 1923 sabahı , davet ettiği İnönü’ye . Ülkenin çıkardığı röntgeni ile birlikte , Cumhuriyetin ilk başbakanlığını teklif ettiği konuşmadan , bazı alıntılar yaparak . Ülkenin ne halde olduğuna bir bakalım .
“ Sevgili paşam , Cumhuriyetin ilk Başbakanı olarak , seni düşünüyorum . Dur hiç itiraz etme . Niye seni seçtiğimi , şimdi anlayacaksın …
…Bize yazık ki geri, borçlu , hastalıklı bir vatan miras kaldı . Yoksul bir köylü devletiyiz . Dört mevsim kullanılabilir karayollarımız yok denecek kadar az . Kışın batağa döndüğü için geçilmesi çok zor 4 000 km . kadar demir yolu var Anadoluda . Bir metresi bile bizim değil . Üstelik yetersiz bir demir yolu ağı , ülkenin kuzeyini güneyine , batısını doğusuna bağlamamız , vatanın bütünlüğünü sağlamamız şart…
… Şu andaki doktor sayımız 337 , sağlık memuru sayısı 434.30 , 150 kadar ilçede doktor yok . Pek az şehirde eczane var . Salgın hastalıklar insanlarımızı kırıyor . Ebe sayısı çok az , kırk kusur bin köye karşılık diplomalı ebe sayımız 136 . Üç milyon insanımız trahomlu . Sıtma , tifüs , verem , frengi , tifo salgın halinde . Bit ciddi sorun . Nüfusumuzun yarısı hasta denilebilir . Bebek , ölüm oranı % 60‘ ı geçiyormuş …
… İktisadi hayatımız da , eğitim durumumuz da içler acısı bir halde . İktisatçımız da çok az . Çoğu bilip okuduğu kuramların dışına çıkamıyor . Zorunlu okuma yaşındaki çocukların ancak dörtte birini okutabiliyoruz . Halkın eğitimi ise , hiç çözülmemiş bir sorun olarak duruyor . Oysa Cumhuriyeti yaşatmak için onun insan malzemesini hazırlamalı , Namus cephesini güçlendirmeliyiz …
…Hedefimiz milli iktisat , bağımsızlığın sürekli olması için , iktisadi bağımsızlık temel ilkemiz olmalı . Osmanlı bu gerçeği geç farketti . Fark ettiği zaman. Çok geç kalmıştı …
…Geçici çarelerle yetinmemek , halkımızı kurtarmak için , mümkün olan hızla sorunları çözmek , kalkınmak ilerlemek , milli egemenliğe dayalı , uygar ve özgür bir toplum olmak , yüzyılımızın düzeyine yetişmek , kısacası çağdaşlamak , bu büyük ideali tam olarak başarmak zorundayız . Bu ana kadar bu ideali koruyarak geldik , bundan sonra daha hızlı yürümek zorundayız . Bunun için gerekli yöntemi , yolu birlikte arayıp bulacağız . Yoksul ve esir ülkelere örnek olacağız . Kaderin bizim kuşağımıza yüklediği kutsal bir görev bu …”
İnönü’ye başbakanlığı teklif etmeden , ülkenin durumunu , İsmet İnönü ile paylaşmıştı .
Aldığım alıntılardan da görüleceği üzere , devraldığı ulusunun , ülkesinin durumu .
Durumun acı taplosunun ortaya çıkması , ülkede , geniş bir araştırmasının ve gelen raporların içeriği , maalesef bu durumda idi .
Söyleminde , vaad ettiklerini 15 yıllık iktidarında hepsini yerine getiremedi . Buna ömrünü yettirmediler . Fakat ulusunu ve ülke ekonomisini , ulusal çizgide yükselterek , ülkeyi çağdaş uluslar seviyesine getirmişti .
Ayrıca , söylemde belirttiği gibi , Türkiye’yi , mazlum , sömürülen ülkelerin , örnek alacağı bir ülke haline getirmişti .
Bu gün , fani dünyadan ayrılışının , 87‘nci yılı .
87 yıl sonra bile .
Bir çok ülke için , önderlik yapıyor .
Heykelleri , büstleri , nerede ise tüm ülkelerin , önemli yerlerinde durmaktadır .
Atatürk’ten başka bir lider varmı ki , huzurunda , halen diz çökülsün .
Çağdaşları olan devlet adamlarının , liderlerin , adı bile anılmıyor , söylenmiyor .
Mustafa Kemal , bir dünya markası .
Patenti , Türk Ulusu .
Sonsuza kadar bu marka , rakipsiz olarak varlığını sürdürecektir .
Nurlarda uyu . Büyük Ata . Sana , sadece Türk Ulusu ve Kıbrıs Türk’ü değil , tüm dünya minnettardır .