Yılların gazetecisi, birçok kez Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı ve Dış Basın Birliği yönetim kurulu üyeliği görevlerini yapmış, meslektaşım Akay Cemal ile ADA TV’nin “Kurşun Kalem” programında medyamızın, gazetecilerimizin durumlarını, toprak, mülk, Kıbrıs sorunu, Kıbrıs Türklerinin liderliğinin nasıl değiştirildiğini ve daha birçok konuyu elledik.

Akay Cemal, Cumhurbaşkanı ve Görüşmeci Sayın Mehmet Ali Talat’ın, müzakere masasında hata yapmakta olduğuna işaret etti. Hristofyas’ın istediklerine boyun eymek mecburiyeti olmadığını, “Tek Egemenlik, mülk” konularını tartışmaması gerektiğini söyledi.

“Nedir bu tek egemenlik? Rum bütün adada egemen olacak bizleri de asimile ederek, eritip yok edecek. Hayır, biz kendi bölgemizde egemen olmalıyız. İngilizler üslerinde, İngiliz Egemen Üslerinde, egemen olacak da, biz Kıbrıslı Türkler kendi öz vatanımızda egemen olamayacağız ha! Böyle bir şey olamaz, dünyanın hiçbir yerinde Tek Egemenlik diye bir şey yoktur” vurgusunu yaptı.

11 Temmuz Basın Günü’ne, gazetecilerin ve gazetelerin durumlarına işaretle, “basın etiği, basın ahlakı nerede” diye sordu? Kuzey Kıbrıs’ta medyanın özgür olduğunu belirtti ve “başka ülkelere baktığımızda bizim burada basının ne kadar özgür olduğu anlaşılabilir. Türkiye’den gelen meslektaşlarımız bile KKTC’deki basın özgürlüğünü ve rahatlığını hayranlıkla karşıladıklarını belirtiyorlar” dedi.

Geçmiş yıllarda yaşanan bir takım oyunlara ve Ankara’nın müdahalelerine de değinerek, “rahmetli Dr. Fazık Küçük , liderlikten ve Cumhurbaşkanlığından vazgeçmek niyetinde değildi. Rauf Denktaş’ın kendisine bahsetmeden aday olmasına çok içerledi ve aday olacağım, köyleri dolaşacağım. Yaşlanmışım, ben hala kendimde güç hissediyorum ve halkıma hizmetten yorulmadım. Herkes de bilsin, Denktaş da, benim etim kazanda pişmez, her kuşun eti yenmez, benim etim de yenmez” sözlerini hatırlattı.

Ankara’nın Denktaş’ı destekleyeceğini anlayınca da, “bu kritik dönemde kıbrıs Türk toplumunun birlik ve beraberliği bozulmasın diye aday olmayacağım” deyişini dile getirdi. Akay Cemal, bir zamanlar Dr. Küçük’ün ve Halkın Sesi gazetesinin TKP’yi desteklediğini ama, ansızdan bir gün “Kırmızı Kitap var, bunlar mallarımızı toplayıp eşit dağıtacaklarmış, komünistlik getirecekler” diyerek 180 derece dönüş yaptığını da açıkladı.

Rum saldırıları sonucu kaybedilen Türk köylerinin mallarının hesabı sorulmazken Rumların ATAD da davalar açarak kazanmalarını da eleştirdi.
“Bir yanda Talat masada toprak ve mülk sorununu görüşürken, diğer yanda Rumlar davalar açarak kazanıyor, tazminatlar ödeniyor. Talat bu olmaz deyip, bu konuları askıya aldım, görüşmüyorum demiyor. Yanlış yapıyor. Neden Hristofyasa 103 Türk köyünün gasbedilmesinin hesabını ve tazminat ödenmesini talep etmiyor” sorusunu da sordu.

Akay Cemal, Rumların istediklerine bakıldığında yıl sonuna kadar bir anlaşma ve referandum olacağına inanmadığını vurguladı. 15 Temmuz 1974 darbesine ve müteakip Türk silahlı kuvvetlerinin müdahaalesine de değinen Cemal, “15 Temmuz cunta kanlı darbesi sonucu bir ara pılıyı pırtıyı toplayıp Avustralya’ya göçü de düşündüm. Eğer bu kez de Türkiye müdahale etmezse adada Türk bırakılmayacağı endişesine kapıldım. Bereket versin ki o zamanki Ecevit-Erbakan koalisyon hükümeti zamanında müdahale etti ve kurtulduk” dedi. Artık kendi bölgemizde hür ve kendi yönetimimiz altında egemen olarak yaşamamız gerektiğine işaret etti.
Tüm bunları ve daha fazlasını Akay Cemal’in kendi ağzından ADA tv “Kurşun Kalem” programında izleyebileceksiniz.
Kaçırmamanızı tavsiye ederim.