Eski yıl bitiyor. Yeni bir yıl daha geliyor. Dünya‘nın güneş etrafındaki bir turu daha tamamlanıyor... Bu anlamda, yeni yıl yalnızca bir zaman dilimi değil... Yeni yılın evrensel bir mesajı var: Umut ve yeniden başlama gücü... Her yeni yıl, bir sayfanın çevrilmesi, eski hataların geride bırakılması ve geleceğe umutla bakılması anlamına gelir. Her yılın sonunda gelecek yıl için beklentilerimizi, dileklerimizi ve hedeflerimizi belirliyoruz...
* * * *
Şimdilerde pek yok sanırım ama dergilerde ya da gazetelerde eski yıl, saçı sakalına karışmış, beli bükük, asasına dayanarak ayakta durabilen çok yaşlı bir adam ile ifade edilirdi. Bu yaşlı sırtındaki sopanın ucuna bağlı çıkını ile çıkıp giderken, göğsündeki şeritte ‘eski yıl‘ın rakamı yazardı. Yeni yıl ise üzerinde ‘yeni yıl‘ yazan bir şeridi taşıyan güler yüzlü bir bebek olurdu... Yani eski yıl, sadece 365 gün içinde çok yaşlı bir ihtiyara dönüşüverirdi.
* * * *
Yeni yıl, takvimde değişen bir sayıdan çok daha fazlası olduğu konusunda sanırım hemfikiriz. Aslında zaman, 31 Aralık gecesi durup 1 Ocak sabahı yeniden başlamaz. Güneş aynı yerden doğar, sokaklar aynı sessizlikle uyanır. Ama yine de biz insanlar, o görünmez eşiğe anlam yükleriz. Çünkü insan, anlam arayan bir varlıktır; Gece saat tam on ikiyi vurduğunda değişen şey dünya değildir; değişen, bizim ona bakışımız...
* * * *
Sizler nasıl kutluyorsunuz bilmiyorum ama yeni yılı her toplum kendine özgü bir şekilde kutluyor... Kutlamalarının tarihsel kökenlerinin de antik çağlara kadar gittiği biliniyor... Örneğin, Mezopotamya'da Babil halkı, yılın başlangıcını ilkbaharda, yani doğanın canlandığı dönemde kutlarmış... Roma İmparatorluğu ise 1 Ocak'ta kutlamaya başlamış. Bu Jülyen takvimine göre belirlenmiş bir tarih. Bugün, artık yeni yıl 1 Ocak olarak kabul edilmekte...
* * * *
Yeni yılın gelişini ister kutlasın isterse kutlamasın gerçek olan şu; Her yılın sonunda yeni yıl, geçmişi geride bırakmak ve geleceğe daha umutlu bakmak için bir simgedir... Kültürel farklılıklar veya kutlama biçimlerini çeşitlendirse de, tüm dünyada yeni yılın teması benzer kalır: Umut, mutluluk ve yenilik... ‘yeni‘ olmak için de var olanlara göre belirgin bir fark taşıması gerekir. ‘Yeni‘ çoğu zaman olumludur. Tersi eskidir. Eskimiş, modası geçmiş...
* * * *
Yeni yılın başlangıcı, kişisel gelişim için de bir fırsattır... Pek çok insan, yeni yılda daha sağlıklı bir yaşam sürmeyi, örneğin daha fazla kitap okumayı, seyahat etmeyi ya da kişisel becerilerini geliştirmeyi hedefler. Bu tür ‘yeni yıl kararları‘ birer motivasyon kaynağıdır. Ancak, yeni yıl kararlarının çoğu zaman başarılı bir şekilde uygulanmadığı da bir gerçektir. Bunun nedeni, bu kararların çoğunun gerçekçi olmamasıdır.
* * * *
Yeni yıl, ister istemez insanı geçmişe de döndürür. ‘Bu yıl ne yaptım?‘, ‘Neyi yapamadım?‘, ‘Kimi kırdım, kim beni kırdı?‘ soruları sessizce zihnin bir köşesinde belirir. Bu insanın kendisiyle kurduğu en dürüst diyaloglardan biridir belki... Çünkü geçmiş, değiştirilemez ama anlaşılabilir; gelecek ise belirsizdir ama umut edilebilir. Yaşananlar bizi biz yapmıştır; hatalar da buna dahildir. Yeni yıl, ‘daha iyi olmak‘ demektir.
* * * *
Yazmıştım... Tekrarda beis yok... Aydınlanma çağının önemli filozoflarından Denis Diderot, ‘Rameau’nun Yeğeni‘ adlı eserinde şöyle diyor… ‘Yeninin yeni olmaktan ötürü özel bir ayrıcalığı vardır‘… Eserdeki nitelemeye ben de katılıyorum… Yeni bir yılın ayrıcalığı olmalı… Filozof Hegel’in üzerinde de etki yaratan eserdeki nitelemenin anlamı derin… Her şeyin eskisinden daha farklı, daha iyi olduğu/olması gereken bir ayrıcalık en azından…
* * * *
Özellikle belirli bir yaşın üzerindekiler yeni yıla girerken çoğu zaman hızla akıp geçen zamandan söz eder…‘Bir yıl ne kadar çabuk geçti‘ deriz mesela... Buna kendimi de dahil etmeliyim... 2012’de çevrilmiş ‚‘Kaybolan zamanın peşinde hız‘ isimli Alman filmi yeni teknolojiler, modern iletişim araçlarıyla daha çok zaman kazanmamız gerekirken zaman darlığından niye planladıklarımızı yapamadığımızı araştırmış.
* * * *
Hızımızı niye teknoloji belirliyor… Kendimize, ailemize, sevdiklerimize niye istediğimiz kadar zaman ayıramıyoruz… Herkesin gerekçesi farklı. Sanırım sizin de gerekçeniz farklı... Ama yeni yılda sevdiklerinize lütfen daha çok zaman ayırın... Zaman hızla akıp gidiyor... Herkese yeni yıllar diliyorum... Johann Wolfgang von Goethe’nin Aralık 1783 sonunda ‘Johann Kaspar Lavater'e Mektuplar‘ adlı eserinde şöyle yazıyor... Yeni yıl bana lütufkâr bir şekilde bakıyor ve ben de eski yılı, güneşi ve bulutlarıyla birlikte, sakin bir şekilde geride bırakıyorum.