Avrupa Toplulukları Adalet Divanı’nın (ATAD) Orams davasıyla ilgili kararının ardından kurulan ve verilen kararı protesto etmek amacıyla 9 Haziran’da bir eylem düzenleyerek İngiliz hükümeti, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletlere kararı eleştiren mektuplar sunan ATAD Kararını Kınama Platformu (AKKP), dün bir basın toplantısı düzenleyerek İngiliz hükümeti, BM ve AB’den aldıkları yanıt mektuplarını değerlendirdi.
Avrupa Toplulukları Adalet Divanı’nın (ATAD) Orams davasıyla ilgili kararının ardından kurulan ve verilen kararı protesto etmek amacıyla 9 Haziran’da bir eylem düzenleyerek İngiliz hükümeti, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletlere kararı eleştiren mektuplar sunan ATAD Kararını Kınama Platformu (AKKP), dün bir basın toplantısı düzenleyerek İngiliz hükümeti, BM ve AB’den aldıkları yanıt mektuplarını değerlendirdi.
AKKP aldıkları mektuplarda yapıcı unsurların yanında kaygı verici unsurlar da bulunduğunu belirterek, AB’nin Yunanistan ile Rum Yönetimi’nin üyeliğinden dolayı tarafsız bir duruş sergileyemediğinin alınan yanıttan belli olduğunu vurguladı. Dış Basın Birliği’nde dün saat 11:00’de başlayan basın toplantısında alınan yanıtları Cumhurbaşkanlığı Eski Müsteşarı Ergün Olgun değerlendirdi.
İngiliz hükümetinin yanıtı
İngiliz hükümetinden aldıkları kapsamlı yanıta kendilerinin de cevap verdiğini ifade eden Olgun, İngiliz hükümeti adına Avrupa Bakanı Barones Kino’dan bir mektup aldıklarını ifade etti. Mektupta 6 “yapıcı”, 2 tane de “kaygı verici ve çelişkili” olduğunu değerlendirdikleri unsur bulunduğunu dile getiren Olgun, bu unsurları aktardı.
Yapıcı unsurlar
“Yapıcı” unsurların ilkinin “karmaşık mülkiyet sorununun ancak kapsamlı bir uzlaşı çerçevesinde çözüleceğinin ifade edilmesi” olduğunu söyleyen Olgun, bunun; mülkiyet hakkının ihtilaflı durumlarda mutlak olmadığını ve müzakereler yoluyla çözümlenebilecek bir mesele olduğunu teyit ettiği için çok önemli bir husus olduğunu vurguladı.
İkinci yapıcı unsurun “bireysel hukuki başvurularla mülkiyet sorununun ele alınmasının siyasi müzakereler yoluyla elde edilecek ve her iki tarafın çıkarını dengeleyecek bir çözümün yerini alamayacağının teyit edilmesi” olduğunu kaydeden Olgun; üçüncü yapıcı unsurun ise “mahkemelere bireysel şekilde yapılan başvuruların müzakere sürecine olumsuz etki yaptığını teyit ettiğini” vurguladı ve bunun da çok önemli bir konu olduğunu belirtti. Dördüncü yapıcı unsurda “Kıbrıs’ta bir çözüm için siyasi eşitlik ve iki kesimlilik ilkelerinin gözetilmesinin öneminin vurgulandığını” kaydeden Olgun, beşinci yapıcı unsurun da “dış etkenlerin müzakerelere müdahale etmesine müsaade edilmemesinin her iki tarafın da çıkarına olduğu” şeklinde olduğunu anlattı. Olgun, İngiliz hükümetinden aldıkları yanıttaki son yapıcı unsurun ise “ATAD kararının Kıbrıs Türk halkını maruz bırakabileceği ekonomik olumsuzlukların farkında olduklarının ifade edilmesi” olduğunu söyledi.
Kaygılandırıcı unsurlar
Aldıkları yanıttaki “kaygılandırıcı” unsurları da sıralayan Olgun, ilkinin, “bireylerin mahkemelere başvurmalarını engellemenin ne doğru ne de mümkün olduğunun belirtilmesi, bu nedenle İngiliz Yüksek Mahkemesi’nin önünde bulunan Orams Davası’na müdahale edilemeyeceğinin söylenmesi” olduğunu belirtti. Olgun, kamu çıkarları söz konusu olduğu zaman “mahkemelere müdahale edemeyiz” demenin yanlış olduğunu da dile getirdi.
AB’den gelen yanıt
AB Komisyonu Genişleme Genel Direktörlüğü Kıbrıs Türk Toplumu Çalışma Kolu Başkanı Andrew Rasbash’dan aldıkları yanıtla ilgili bilgiler de veren Olgun, bu yanıtta da 2 “yapıcı”, 4 de “kaygılandırıcı” unsur olduğunu ifade etti.
Olgun, “mülkiyet sorununun bütünlüklü bir anlaşma kapsamında her iki tarafın da kabul edebileceği bir rejim çerçevesinde çözülmesine ihtiyaç duyulduğunun” ve “Kıbrıs sorununun çözüm yerinin mahkemeler değil müzakere masası olduğunun teyit edilmesinin” yapıcı unsurlar olduğunu kaydetti.
İstismara açık unsur
“Endişe verici” unsurları da sıralayan Olgun, “kuruluş ilkeleriyle uyumlu olması halinde bulunacak bütünlüklü bir çözüme AB’nin uyacağının belirtildiğini” ve bu konunun Rum tarafınca istismara açık olduğunu vurguladı. Olgun, AB ilkelerinde serbest yerleşme ve mal edinme ilkelerinin bulunduğunu, anlaşmanın AB ilkeleriyle uyumlu olması halinde iki kesimliliği gözetmenin mümkün olmayacağını, bu maddede derogasyonlara da (ayrıcalıklı sapma) yer olmadığını anlattı.