Londra’da birçok kişi ile tanıştım…
Ancak biri vardı ki anlattıkları çok ilgimi çekti.
Ümit Silman Londra’da yaşayan Kıbrıslı Türkler’den biri; fakat onu farklı kılan Dünya Vatandaşı olması… Silman genç yaşta eşini doğum sırasında kaybedince vurmuş kendini yollara… O gün bugündür yüze yakın ülke ve Türkiye’nin her şehrini gezmiş… Her ülke ile ilgili farklı bir hikayesi var Silman’ın… Bu hikayeleri ilerleyen günlerde Star Kıbrıs gazetesinde bulabileceksiniz. Bugün ise Silman ile Londra’da yaptığım röportajı okuma ve onu tanıma fırsatı yakalayacaksınız… Bakın Silman neler yaşamış.
Cem Kar: İngiltere’de mi doğdunuz?
Ümit Silman: Hayır. Kıbrıs doğumluyum.
Cem Kar: Peki ne zaman İngiltere’ye geldiniz?
Ümit Silman: 1965 yılında Limasol’da 19 Mayıs Lisesini bitirdikten hemen sonra İngiltere’ye gelmek üzere gemi ile Limasol’dan ayrıldım.
Cem Kar: Nasıl bir yolculuktu? Gemi ile zor olmalı…
Ümit Silman: Evet zor oldu. Bindiğim geminin ilk durağı Girit adasıydı, sonra Pire, Atina ve Yugoslavya üzerinden İtalya’nın Venedik şehrine gittik. Oradan trenle Londra’ya hareket ettim… O gün bugündür gezilerim hariç burada yaşıyorum…
Cem Kar: Londra’ya geldiğiniz zaman Türklerin yoğunluğu nasıldı? Şimdi ki gibi çok Türk var mıydı?
Ümit Silman: Bir elin parmakları kadar azdı… Türkçe konuşan birisini duyunca koşarak yanına gidip kendimi tanıtırdım. İngilizler o zamanlar kendi dilinin dışında konuşanlara tuhaf bakardı. Sanırım bunu saygısızlık olarak tanımlıyorlardı. Bu nedenle ilk işim dil kursuna gitmek oldu.
Cem Kar: Gezme tutkunuz ne zaman başladı?
Ümit Silman: 1970 yılında İngiliz vatandaşlığını aldım ve yine aynı yıl ilk gezimi Fransa, Paris’e yaptım. O dönemlerde özellikle Fransa’da İngilizler pek sevilmezdi. Bu nedenle olsa gerek Fransa’da tam 3 saat beni havalimanında beklettiler. Kesinlikle İngilizce konuşmuyorlardı. En sonunda Fransa’da tanıdığınız biri var mı diye sordular. Bende o dönemin en önemli aktristi Brigitte Bardot’u tanıdığımı söyledim. Gümrük görevlisi bu ismi söylediğimde birden değişti ve Fransa’ya giriş iznini verdi. Neticede Paris’te harika bir tatil yaptım Brigitte Bardot’un sayesinde…
Cem Kar: İlginç… Sonra gezilerinize devam ettiniz herhalde?
Ümit Silman: Daha ilginç şeyler yaşadım. Mesela: 1972 yılında Kanarya Adalarına gittim. Haziran ayıydı ve Kanarya adalarına gittiğimde tıpkı Londra’da olduğu gibi yağmur yağmaya başladı… O mevsimde orada yağmur olmazmış. Oradan iki günlük tur için Afrika Büyük Sahara’ya geçtim. Ki o zamanlar orası İspanyolların yönetiminde olan bir yerdi. Bu nedenle oraya “Spanish Sahara” denilirdi. Ben oraya gittiğim gün yağmur başladı, meğer 40 yıldır o bölgeye yağmur yağmıyormuş. Ertesi gün orada yaşayanlar İspanyollara karşı direnişe geçti ve bağımsızlıklarını kazandılar. 18 kişilik bir turist grubuyduk, bizleri şans getirdik diye 5 yıldızlı bir otelde 3 gün, 3 gece krallar gibi ağırladılar…
Cem Kar: Çok şanslısınız…
Ümit Silman: Daha bitmedi. 1974’de Kıbrıs’a geldim ve hemen sonrasında çıkarma oldu. 1980 yılında Türkiye’yi ziyaret ettim, ertesi gün ihtilal oldu… 1989 yılında Tokyo’ya gidiyordum. O dönemlerde British Airways Japonya seferini Alaska üzerinden yapardı. Alaska’da Ancorage şehrine indik. O arada buzullar eridi ve havaalanı 5 gün kapandı. Ve o 5 gün boyunca British Airways bizleri çok güzel ağırladı. Bu olay üzerine British Airways Tokyo seferlerini artık direk yapıyor.
Cem Kar: Dünya’da yüzü aşkın ülke gezdiğinizi biliyorum… Gittiğiniz yerlerde Türklerle karşılaştınız mı?
Ümit Silman: Yeni Zelanda’ya üç kez gittim. Son gittiğimde bir kürt ile tanıştım, kendisini kandıran örgüt, Londra diye onu Yeni Zelanda’ya götürmüş. O da bunu iki yıl sonra anlayabilmiş… Bir de Brezilya’da Rio Karnavalı’na gittiğimde, Karadenizli bir Türk ile tanıştım. On yıldır Brezilya’da yaşıyormuş, orada çok zengin ve kendinden 15 yaş büyük bir kadınla evlenmiş… İyi sohbet ettik ve beni evine davet etti. Eşi tam bir İstanbul Türkçe’si konuşuyordu… Çok şaşırdım. Nedenini sordum. Kadın aynen şunu söyledi: “Eşim inatla benim dilimi öğrenmedi. Bende mecbur kaldım onun lisanını öğrendim.” Meğer tanıştığım Karadenizli arkadaş on yılda bir kelime bile İspanyolca öğrenmemiş…
Cem Kar: Peki gittiğiniz Ülkeler arasında en çok etkilendiğiniz yerler neresi?
Ümit Silman: Mısırın piramitleri her insan gibi beni çok etkiledi… İzlanda ve pek bilinmeyen bir ülke olan Bhutan çok ilginç iki ülke. Her iki ülke’de de suç işleme oranı hemen-hemen yok gibi… Sokaklarda bir tek polis göremezsiniz. Bunun nedenini sorduğumda aldığım yanıt gayet açıktı. Polislik olay olmaz dediler. Bize çok uzak gelen bir olay bu…
Cem Kar: Evet gerçektende uzak geliyor maalesef… Şimdiden sonra ne yapmayı planlıyorsunuz? Sırada hangi ülkeler var?
Ümit Silman: Avrupa’yı bitirdim. En küçük ülkesine kadar gezdim; San Marino, Andora, v.b. Ömrüm yettikçe gezmek, yeni ülkeler, yeni insanlar tanımak istiyorum. Rahmetli babam Limasol’da imamlık yapardı ve bana hep şöyle derdi: “Allah İbadet ya kulum dedi, sen bunu seyahat ya kulum anlamışsın.”
Cem Kar: Ümit bey bu hoş sohbet için teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim.