Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası’nı ziyaretinde, “Esas hedef ekonomidir. Zaten halkın gündemi de ekonomidir” diyerek, ekonomik sorunlar ve alınması gereken tedbirlerle ilgili konuştu
Oda Başkanı Hürrem Tulga da, esnafın sorunlarına dikkat çekerek, bunların ancak devlet meselesi olarak ele alınması halinde çözümlenebileceğini söyledi
Başbakan Derviş Eroğlu, öncelikle ekonomiyi güçlendirmek gerektiğine işaret ederek, “Güçlü ekonomiye sahip taraf müzakere masasına eli daha güçlü oturur” dedi.
Göreve geldikleri günden itibaren bu yönde yoğun uğraş içinde olduklarını vurgulayan Eroğlu, “Bütün hedef ekonomidir. Zaten halkın derdi, gündemi de ekonomidir” şeklinde konuştu.
Eroğlu, seçimleri kazanması halinde, “KKTC’nin gördüğü cumhurbaşkanlarından farklı bir cumhurbaşkanı” olacağını da söyledi.
Başbakan Derviş Eroğlu, Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası’nın davetiyle geçtiğimiz akşam Oda’yı ziyaret ederek oda yetkilileri ile ekonomik sorunlar ve Kıbrıs konusundaki görüşlerini paylaştı.
“Bir ülkede esnafın yüzü gülerse o ülkede ekonomi iyiye gidiyor demektir” diyen Eroğlu, KKTC’de uzun zamandır esnafın yüzünün gülmediğini, bunun da üzücü olduğunu söyledi.
Kapılar açıldığı günden beri Kıbrıs Türk çarşısının bir rakibi olduğuna dikkat çeken Eroğlu, yaptıkları düzenlemelerle Güney Kıbrıs’la fiyatların hemen hemen eşitlendiğini ve artık rekabet edecek duruma gelindiğini anlattı.
Güney’den gelen günübirlik turistlerin Rum rehberlerin yanlış yönlendirmeleri sonucu ülke ekonomisine katkı yapmadan ayrıldığını belirten Eroğlu, Güney’den gelen rehberlerin Kıbrıs Türkü’nün aleyhine propaganda yapmasının yanlış olduğunu ancak orada bulunan Kıbrıs Türk rehberlerin bunlara sessiz kalmasının daha büyük hata olduğunu vurgulayarak bu konuda tedbir alacaklarını söyledi.
“TURİZME BUGÜN DAHA FAZLA ÖNEM VERİYORUZ”
Eroğlu, turizme geçmişe oranla daha fazla önem verdiklerine işaret ettiği konuşmasında, ülkede geceleyen turist sayısı arttığı oranda ticaret hacminin de büyüdüğünü, bunun yanında üniversitelerin de ekonomiyi hareketlendirdiğini ve bundan esnafın da nasibini aldığını kaydetti.
Esnafın bugün kredi sıkıntısı bulunduğunu ve kredi ihtiyacını karşılamak için düşük faizli kredi olanaklarını artırdıklarını anlatan Eroğlu, “Hükümet-vatandaş işbirliği içinde ülke ekonomisini istediğimiz noktaya getirmek için çalışmalıyız” dedi.
“Ben siyasi hayatımda hiçbir zaman ekonomik kuruluşlara küsmedim” diyen Eroğlu, işadamı olmadan ülkede ekonomiden bahsedilemeyeceğini belirterek, her zaman iş çevreleriyle diyalog içinde olduğunu anlattı ve “Biz hükümet olarak yanınızdayız” dedi.
“HEM NÜFUSU ÜLKEDE TUTMA, HEM DE REFAHI ARTIRMA…”
Yatırım olmadan kalkınma olamayacağını, dolayısıyla ülkeye yatırımcı çekmeye çalıştıklarını kaydeden Eroğlu, “Sadece devlet kadrolarıyla genç nüfusu ülkede tutmak mümkün değil. İstihdam olanakları yaratmak lazım. Hem nüfusu ülkede tutma hem de refahı artırma politikamız vardır. Bunun için işsize iş bulmak lazımdır, onun için de yatırım şarttır” şeklinde konuştu.
Eroğlu, ülkede ekonomik kriz nedeniyle öğretmen, polis ve hemşire dışında istihdam yapmadıklarını ancak işsizlik de olduğunu, dolayısıyla özel teşebbüse yönlendirmek için düzenleme yaptıklarını anlattı.
“KAZANIRSAM FARKLI BİR CUMHURBAŞKANI OLACAĞIM”
Başbakan Eroğlu, seçimlere de değindiği konuşmasında, Cumhurbaşkanı’nın görevinin sadece görüşmecilik olmadığını, ülkenin ekonomik sorunlarının içerisinde olması ve geldiği parti ne olursa olsun halkın tüm kesimlerini kucaklaması gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
“Seçimi kazanırsam ben bugüne kadar KKTC’nin görmüş olduğu Cumhurbaşkanlarından farklı bir Cumhurbaşkanı olacağım. Bugüne kadar bu makama gelen arkadaşlar daha ziyade görüşmeleri sürdürmekle mükellef olmuşlardır. Hâlbuki ben başbakanlıkta 18. yıldayım. Siyasi hayatım da kesintisiz 34 yılı bulmuştur. Bu tecrübelerimi ekonomik alanda zaman zaman hükümete başkanlık ederek ekonomik sorunların çözümlenmesinde de kullanmaya çalışacağım çünkü Cumhurbaşkanının görevi sadece görüşmecilik değildir. Mutlaka ülkenin ekonomik sorunlarının içerisinde olması gerekir. Geldiği parti ne olursa olsun halkın tüm kesimlerini kucaklamak mecburiyeti vardır.”
KIBRIS SORUNU
Kıbrıs konusunda ise Başbakan Eroğlu, uzlaşmaya yanaşmayanın Rum tarafı olmasına karşın kendisinin ve partisinin “uzlaşmaz” olarak gösterilmesine tepkisini dile getirerek, 1976 yılından beri yapılan tüm görüşmelerin içinde olduğunu ve bunları izlerken Başbakan olduğu dönemde de Türkiye ile diyalog içinde olduğunu anlattı.
Eroğlu, Rum tarafının AB üyeliğinden de güç alarak uzlaşmazlığını sürdürdüğünü, bunun çiftte standart olduğunu ve halkın kabullenmemesi gerektiğini belirtti.
“BİRBİRİMİZİ SUÇLAMAKTAN VAZGEÇMEMİZ GEREK”
Eroğlu, şunları kaydetti:
“Birbirimizi suçlamaktan vazgeçmemiz gerekmektedir. Hep bir ağızdan Rum tarafının uzlaşmaz olduğunu dünyaya söylediğimiz takdirde dünya belki gerçekleri görür. Birbirimizi suçladıkça ülkede cepheler yaratılır ve ortaya çıkacak bir anlaşma metni zaten geçemez. Bundan vazgeçmeliyiz. Bu ülkede herkes anlaşma ister, herkes Avrupa Birliği ister.”
Kıbrıs Türkü’nün bu topraklarda huzur, güven ve onur içinde yaşayacağı bir anlaşma yaratma uğraşı içinde olunması gerektiğini vurgulayan Eroğlu, “Anlaşma olsun da nasıl olursa olsun düşüncesinde değilim. Bulunacak anlaşma bizi bir kere daha Rumlarla karşı karşıya getirmeyecek bir anlaşma olmaması gerekir. 3-5 sene sonra birbirimizin boğazına saldırtacak bir anlaşma olmaması gerekir. Bir anlaşma olsa da anlaşmanın ötesindeki günlerde tekrar Kıbrıs Türk halkıyla Kıbrıs Rum halkını birbirine düşman edecek tohumlar ekilmesin. Barış barış diyerek düşmanlık tohumları serpilmesin” şeklinde konuştu.
Başbakan Eroğlu, dünyanın anlaşmaya zorlamak için Kıbrıslı Türklerin üzerine geldiğini, oysa anlaşma için Rumların zorlanması gerektiğini vurgulayarak, AB’nin verdiği sözleri yerine getirmesi ve ambargoların kaldırılması gerektiğini yineledi.
“ÖNCELİKLİ EKONOMİ”
Eroğlu, şunları kaydetti:
“KKTC’de öncelikle ekonomiyi güçlendirmek mecburiyetindeyiz. Güçlü ekonomiye sahip olan taraf müzakere masasına eli daha güçlü oturur. Bizim hükümete geldiğimiz günden bu güne ekonominin daha güçlenmesi için büyük uğraş içindeyiz.
Esas hedef ekonomidir. Zaten halkın gündemi de ekonomidir. Müzakereler devam eder, anlaşma olacaktı olmayacaktı, Ban Ki Moon geldiydi, vatandaşın derdi bu değil. Vatandaşın derdi ekonomidir. Esnaf arkadaşlarımızın da derdi, piyasanın daha fazla hareketlenmesidir.”
TULGA: DEVLET MESELESİ OLARAK ELE ALINMALI
Oda Başkanı Hürrem Tulga da, esnafın sorunlarına dikkat çekerek, bunların ancak devlet meselesi olarak ele alınması halinde çözümlenebileceğini söyledi.
Çek yasağına girenlerin sayısının giderek arttığını da belirten Tulga, tüm bu sorunların ilgili kesimlerin temsil edileceği bir platformda ele alınarak adım atılmasının gerekliliği üzerinde durdu. Tulga, yerli istihdama prim desteği uygulamasını ise “Geç kalınmış ama olumlu bir adım” olarak değerlendirdi. Tulga, Başbakan Eroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı da olduğunu, dolayısıyla davetlerine katılarak görüşlerini paylaşacak olmasından memnuniyet duyduklarını kaydetti. Tulga, talep ve önerilerini Başbakan’a yazılı olarak da sundu.