Yaklaşık yarım asırdır gazetecilik yapan, uzun süre Hürriyet gazetesinin Kıbrıs temsilciliğini yürüten, defalarca Kıbrıs Türk Gazeteciler Derneği başkanlığını üstlenen, deneyimli meslektaşım Özer Hatay ile uzunca sohbetimiz oldu. ADA tv nin “Kurşun Kalem” programı için, evinde, gerçekleşen sohbetimizde neler konuştuk neler!
1937 doğumlu Özer, YAK da kısa süre futbol oynadıktan sonra GG ye transfer edilişini, gazeteciliğe başlayışını, mücadele yıllarında Mücahit saflarında 22 inci taburda görev alışını anlattı.
İlk olarak Bozkurt gazetesinde, Cemal Togan beyin idaresinde bir yıl kadar çalışmasının ardından Halkın Sesi gazetesine ve Dr. Fazıl Küçüğün matbaasına geçişini, yıllarca hem spor muhabirliği, hem mahkemeler, polis mühabirliği yaptığını, Necati Zincirkıran ve Sedat Simavinin Hürriyet gazetesine Kıbrısta temsilcilik yaptığını, çok hoş ifadelerle dile getirdi.
Süratle gelişen teknoloji sonucu gazetelerde büyük değişiklikler olduğuna işaret eden Özer Hatay, patronların tutumlarını, çalışanların amirlerine saygılı davrandıklarını, izledikleri politikalara uymak mecburiyetinde kaldıklarını, zaman zaman gazetelerin ve meslektaşların, şimdilerde çıkarlarına göre hareket ettiklerini, “satıldıklarını”, gazetelerin çok zor koşullarda, ilkel yöntemlerle çıkartıldığını, “hâlbuki şimdi modern makineler, bilgisayarlar, cep telefonları, internet, işleri kolaylaştırdı. O zamanlar, kazalardan , köylerden haber almak kolay mı idi. Mağusadan bile Raşit Cafer, otobüs şirketi sahibine telefon açarak, tekrar tekrar sorarak spor ve diğer haberleri alırdık. Spor etkinliklerinden sonra bölgeden gelecek hakemler veya izleyiciler, lütfen, bize yazılı zarflar getirirlerdi. Şimdi, naklen yayınlar var, anında cep telefonları ile haberleşme var. Biz alaylı olarak gazeteciliğimizi geliştirdik, şimdi iletişim fakültelerinden, basın yayından mezun olan mektepli gazeteciler çıktı” dedi.
Dr. Küçüğün kendisine çok güvendiğini, ondan çok şeyler öğrendiğini söyledi. Şimdiki medyaya baktı ve “gazetecilerin bazılarının davranışları nedeniyle medya saygınlığını da yitirdi” vurgusu yaptı. Mücadele yıllarında hem nöbet tuttuklarını hem de gazetecilik görevlerini sürdürürken işlerini seve seve yaptıklarını söyledi.
Kıbrıs sorununa da değindiğimizde, “adımız Kıbrıs, soyadımız sorun” diye güzel bir espri yaptı. Kıbrıs sorununun çözümü için Türk tarafı, “nelerin yapılmayacağını, yapılamayacağını bilerek, nelerin yapılması gerektiğini de bilerek hareket edilmelidir” diyerek, müzakereci talatın hatalarına işaret etti.
Hristofiyasa da hiç güvenilemeyeceğini belirtti ve “Papadopulosun caketini giydi, döndürek oldu, duruma göre dönüyor” benzetmesi yaptı. BM genel Sekreteri Ban Ki Moonun ziyaretine temas ettiğimizde de, “kelimeler üzerinde oynanıyor. Net olarak ortada birşey yok” dedi ve müzakerelerden de bir olumlu sonuç alınacağına inanmadığını belirtti. Bir değişik konuyu daha gündeme aldık. Yıllarca haksızlığa uğrayan, malını canını kaybeden Kıbrıs Türklerinin Avrupa mahkemelerinde haklarını aramayışının, Kıbrısın, çözümden önce AB üyesi olmasını engellemeyişimizin ciddi hatalarımız olduğuna parmak basıldı.
Önümüzdeki KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimine de değinmeden edemezdik. Özer Hatay, “Talat çok hatalar yaptı, taraftarlarının adamı oldu. Derviş ağır basıyor. Başbakan Eroğlu seçimi kazanır” diye kesin ve net konuştu.
Bu sohbetimizin tümünü Ada TV ekranlarında izleyeceksiniz. İlginizi çekeceğine inanır, kaçırmamanızı dilerim.