Bugünlerde aklımız biraz karışık! Kıbrıs meselesi bir yandan, paketler, protokoller bir yandan, “Rum kapağı açtı mı açmadı mı?” soruları diğer yandan.
Bugünlerde aklımız biraz karışık! Kıbrıs meselesi bir yandan, paketler, protokoller bir yandan, “Rum kapağı açtı mı açmadı mı?” soruları diğer yandan. Trafik kazalarına her gün onlarcası eklenirken, kazalarda savaştan daha çok insanımızı kaybetmişken, evlenenlerle boşananların oranı neredeyse eşitlenmişken ve ülkede çocuklar çete kurup birbirlerini bıçaklarken her yeni gün daha da bir karamsar oluyoruz. Ümidimizi kendimizden başka her şeye bağlıyoruz. Bir “Kıbrıs Türkü beceremez.” furyası almış başını gidiyor. Kimimiz çareyi kaçmakta buluyoruz, kimimiz vur patlasın çal oynasın gecelerde. Kimimiz alkole, uyuşturucuya teslim oluyoruz, kimimiz hangi ev, hangi araba planlarına. Zihnimiz oldukça meşgul yani.
Bana ayrılan bu köşede her Perşembe sizlerle beraber zihnimizi meşgul eden bu soruların üzerine gideceğiz. Soruların cevaplarını vereceğiz demiyorum çünkü ilgileneceğimiz sorunların tek bir cevabı olmayacak çoğu zaman. Ben bir psikologum. Psikologların görevi cevapları bulmak değil insanlara kendi cevaplarını bulmada yol göstermektir. Diğer yandan sadece sorunları değil çözümleri de paylaşacağız bu köşede. Alın size psikologlarla ilgili bir yanılgı daha: Psikologlar yalnız sorunlu davranışlarla (mı?) ilgilenirler.
Aslında psikologlarla ilgili yanılgılar oldukça fazla. Örneğin; bazılarımız psikologların ilaç yazdığını zanneder. Psikologlarla psikiyatrları aynı kefeye koyar. Oysa klinik ortamlarda ortak çalışan bu iki meslek grubundan psikiyatrlar altı yıllık tıp eğitiminden sonra psikiyatri üzerine uzmanlaşırlar. Diğer bir deyişle dahili hastalıklar uzmanlığı, kadın hastalıkları uzmanlığı, kulak burun boğaz uzmanlığı gibi bir uzmanlık dalıdır psikiyatri. Psikologlar ise dört yıllık temel eğitimden sonra psikolojinin bir alt alanında uzmanlığını yapmış kişilerdir. Klinik psikoloji psikiyatriyle ortak bir biçimde sorunlu insan davranışlarıyla ilgilenirken, psikolojinin kendine özgü çalışma alanları olan onlarca alt alanı vardır. Örneğin; Sosyal Psikoloji, grupların insan davranışları üzerindeki etkisini incelerken, Gelişim Psikolojisi döllenmeden ölüme kadar olan süreçte insan davranışlarının nasıl değiştiğine odaklanır. Trafik Psikolojisi trafikteki insan-araç etkileşimini çalışırken, spor takımlarında çalışan spor psikologları, hastanelerde çalışan sağlık psikologları vardır. Görüldüğü gibi psikologlar yalnızca klinik psikologlardan ibaret değildirler. Maalesef bilgi eksikliğimiz dört yıllık psikoloji mezunlarına klinik psikolog gözüyle bakmamıza yol açıyor. Bu son derece önemli konuyu ilerdeki haftalarda ayrıntısıyla ele alacağım.
Psikologların karıştırıldığı diğer bir meslek grubu ise rehber öğretmenlik. Rehber öğretmenler dört yıllık Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümü mezunlarından oluşur. Aslında kafaları karıştıran mesleğin psikolojik danışmanlık kısmıdır çünkü psikologlar da danışmanlık yaparlar. Ancak rehber öğretmenlerin temel eğitimleri onların ortaokullarda ve liselerde psikolojik danışmanlık hizmeti vermesini sağlar. Bu konuya da ilerdeki yazılarda yer vereceğim.
Bugün genel olarak psikologlar üzerine olan akıl karışıklıklarından bahsetmeye çalıştım. Tabii yukarda yazdıklarım iş uygulamaya gelince sarpa sarıyor. Bu yüzden bilinçli tüketici gibi bilinçli bir danışan olmak ve hangi sorunda hangi meslek grubuna danışılması gerektiğinin ayrımına varmak gerekiyor. Bu köşenin aklımızın berraklaşmasına yardımcı olması dileğiyle…