Devlet egemenliğini AB merkez organları ile paylaşmak, Yunan Halkı tarafından anlayışla karşılandığı ve her açıdan kemer sıkma, vergi artışları ve zam gibi reel gelirlerde düşüşe yol açacak politikalara destek verme eğiliminde olduğu ifade edilmekle birlikte Yunanistan’daki sendikalar, hükümetin emeklilik yaşının 61’den 63 çıkarma girişimine karşı grev çağrısında bulunmuşlardır.
Dünden devam
Devlet egemenliğini AB merkez organları ile paylaşmak, Yunan Halkı tarafından anlayışla karşılandığı ve her açıdan kemer sıkma, vergi artışları ve zam gibi reel gelirlerde düşüşe yol açacak politikalara destek verme eğiliminde olduğu ifade edilmekle birlikte Yunanistan’daki sendikalar, hükümetin emeklilik yaşının 61’den 63 çıkarma girişimine karşı grev çağrısında bulunmuşlardır. Euro para birimi kuşağına üye 16 ülkeden Portekiz, İspanya, İtalya ve İrlanda ayni ölçülerde olmasa da ağır kamu borç yükü, eksi ekonomik büyüme, norm dışı bütçe açıkları ve yüksek oranda işsizlikle boğuşmaktadır. Bu tablo karşısında savurgan, denetimsiz ve imkânlarının çok ötesinde harcamayı politika edinmiş bu ülkeleri kurtarma girişimleri başta Almanya olmak üzere Fransa ve İngiltere gibi büyük ekonomiye sahip ülkelerde tedirginliğe yol açmıştır. Almanya’da emeklilik yaş haddi 67 iken, Yunanistan’ın 61 yaş emeklilik lüksüne, savurganlığına ve gerek özel sektör gerekse kamu kesiminde diz boyu yolsuzluklara tolerans oldukça azalmıştır.
Euro kuşağı içinde egemen devletlerin borç yükü ve geri ödeyememe tehlikesi zaman içinde ikinci bir Dünya Finans Krizini tetikleyebilir. Böyle bir gelişme, Lehman Brothers iflası ile başlıyan dünya mali krizinden çok daha vahim global bir mali krizi beraberinde getirmesi kaçınılmaz kılabilir.
Bu tür tehlikeler, Türk –Yunan ilişkilerini sağduyulu bir sürece sürükleyebilecek fırsatları da beraberinde getirmektedir. İki ülkenin savunma giderlerinde önemli tasarruflara yol açacak bir yakınlaşmanın zaman içinde Türkiye ve Yunanistan arasında çok yönlü ve büyük boyutlu ekonomik ilişkilere tahvil edilmesi olasıdır. AB’nin en büyük ve en stratejik pazarlarından biri olan Türkiye’de sınırdaş, komşu ve müttefik bir Yunanistan’ın etkin konuşlanma ve AB’ne stratejik köprü işlevi üstlenme şansı yüksektir. Böyle bir gelişmeden tedirgin olacak ülkelerin başında miraj uçakları ile exocet füzelerini imal eden Fransa gelmektedir. Ayni şekilde, İngiltere de Doğu Akdeniz’de kalıcı bir Türk-Yunan dostluğu ve ittifakına sıcak bakmamaktadır. Kıbrıs’daki İngiliz üslerinin rahatlığı ve bekası açısından Doğu Akdeniz’de Türk-Yunan ihtilafının devamı tarafların denetim altında tutulmasının bir aracı olarak görülmektedir. Üstelik son yıllarda maksatlı olarak üretilen“ Türk ve İslam tehdidi” ve “İslami terör” gibi fobilerin Avrupa kamuoyunda yükselmesi tesadüfî değildir. Bu itibarla kalıcı bir Türk-Yunan dostluğu için dikkatle izlenmesi gereken güven artırıcı bir yol haritası
Rum Ortodoks Kilisesinin Türkiye, Kıbrıs ve Ege yaklaşımında radikal bir dönüşümü gerektirmektedir. Milliyetçi Hellenizmin Ortodoks Kilisesi etrafında simgelenen ve temel felsefesini oluşturan Kıbrıs ve Ege’de yayılmacı Yunan İdealini bir kenara bırakma zamanı gelmiştir. 1923 Lozan ve 1959–60 Kıbrıs Antlaşmaları Kıbrıs ve Ege’de tesis edilmesi gereken Türk-Yunan Dengelerinin parametrelerini zaten tayin etmiştir. Tarafların samimiyetle bir araya gelmesi halinde bu parametreler temelinde yeni bir yol haritasının günümüze uyarlanması mümkündür.