Ne gereği vardı?

Onca kıyamet kopartıldı, protestolar, demeçler, açıklamalar, yalanlamalar, restleşmeler yaşandı. Ne için?

Onca kıyamet kopartıldı, protestolar, demeçler, açıklamalar, yalanlamalar, restleşmeler yaşandı. Ne için?

Kamu görevlilerinin mesai saatlerinin değiştirilmesi-değiştirilmemesi-verimliliği artırmak için düzeltilmesi nedeniyle.

Sendikalar esti yağdı, tehditler savurdu, genel sivil itaatsizliğe gidileceğini duyurdu. Hükümet çevreleri, önceleri nor dedi peynir demedi. Sonunda, sendikalar ile kamu görevlilerinin azimli ve kararlı duruşlarını görünce havlu attı.

Değer miydi bütün bu olanlara ve yaşananlara?

Ne vardı mevcut çalışma saatlerinde?

İngiliz koloni idaresinde ve hatta Kıbrıs ortaklık cumhuriyetinde uygulanan çalışma saatleri uyduruk muydu? Ne münasebet? Uzun uğraş ve arayış sonunda en uygunu olarak uygulanabilirliğine inanıldığı için yürürlüğe kondu. Onlarca yıl devam etti.
Hadi diyelim ki Cemil Çiçek efendi değiştirilmesini önerdi.

Adanın diğer yarısı örnek alınamaz mıydı?

Onların başarı ile uyguladıkları mesai saatleri KKTC’de uygulanamaz mıydı? Yoksa olmaz efendim, Rum’dan bize hayır gelmez, bre Rumcular bırakınız da Türk saatlerini uygulayalım, vatan, millet, bayrak böyle istiyor mu diyenler çıktı? Hadi öyle olsun. Yani şimdi sendikalar, kamu çalışanları mutlu mu oldular? Hükümet büyük bir iş başardığına mı inanıyor? Yoksa attığı birçok yanlış adımdan geri dönmek mecburiyetinde kaldığından mı utanç duyuyor?
Bu ne biçim hükümettir? Ciddiyet ve sorumluluk nerede?

Bir gün başka söylüyor ve yapıyor, ertesi gün başka.

Halk uyutuluyor mu zannediyor? Ha UBP kurultayı, ha mesai saati tartışmaları, ya kabine ne olacak, Kaşif ve Taçoy ne yapacak derken kaşınan göz arasında oturttular benzine bir zam daha. Ve onun arkasından da zincirleme gelecek zamlar gözden mi kaçırılıyor?
Bravo vallahi Küçük hükümetine. Kim ne derse desin, ne yaparsa yapsın, isterse yırtınsın Ankara’nın ve Cemil Çiçek’in ekonomi paketini gıdım gıdım, ama kararlılıkla, yaşama geçiriyor.

Ferdi Soyer, Serdar Denktaş ve Çakıcı da seyrederken “erken seçim” şarkıları terennüm ediyor.

Erken seçim yapılsa ne yazar yapılmasa ne yazar?

Ne olacak yani, CTP veya DP ve diğer siyasi partiler mi iktidara gelecek de çok köklü, radikal değişiklikler getirecek? Olabilir, hatta parlamenter sistemi bile değişip yerine Başkanlık rejimi getirebilirler.

Ölme eşeğim ölme. Gülme kargalarım gülme. Osurma devem Beşparmaklarda osurma.
Bu deve meselesini Rum komşularımız çok kullanırlardı Kıbrıs Türkleri şunu yapacak bunu yapacak diye karar açıkladıklarında.

“O kamilos klani sto Bendadaktilo”- Deve Beşparmaklarda osurur veya “Yela kai o Gamilos”- yani deve de güler bu işe.

Bizim yetkililer diyorum, acaba, Rumların bu ifadelerini ve görüşlerini doğru çıkartmak için mi bu kadar gülünç durumlar yaratıyorlar. Bağımsız, egemen, demokratik devletim diyorlar. Türkiye’ye olan bağımlılığını inkara kalkışıyorlar. Bıraksın bakalım Türkiye elini ne yapacak bizim hükümet tiyatrosu oynayan oyuncularımız? Emekliden vergi almayacağım diyorlar, alıyorlar. Mesai saatlerine dokunmayacağım diyorlar, dokunuyorlar, tekrar geri alıyorlar. Bakanlar kurulu açık av bölgesi ilan ediyor, o bölgeye giren avcılar tutuklanıyor. Hükümet karar alıyor, belediyeler uymuyor, başka alem çalıyor. Meclis toplantıları programlara göre yapılamıyor, nisap hasıl olmuyor, olduğunda da bir milletvekili yasama meclisinin salonundaki kürsüden konuşma yaparken diğerleri kafeteryada, dış salonda, odalarında veya meclis bahçesinde ziyaretçileri ile sohbet ediyor... Memleket meselelerini, dertli olan halkın dertlerini dinliyor. Ve bir kulağından alıyor, öteki kulağından boşaltıyor.

Salonda oturma sabrı gösterenler de kendi aralarında atışıyor, ciddiyetten ve sorumluluktan uzaklaşıyor.

Sendika temsilcileri, protestocular meclisin önünde gösteri düzenliyorlar, haksızlıkları ve şikayetleri haykırıyorlar, milletvekilleri pencerelerden seyredip, alayımsı gülücükler dağıtıyorlar.

Gülelim mi, ağlayalım mı, osuralım mı develer gibi, içine düşürüldüğümüz bu hallere.
Kamu görevlilerimiz, öğretmenlerimiz, sendikacılarımız, taksicilerimiz, çalışmayanlarımız, işsiz gençlerimiz, emeklilerimiz bundan sonra yeni bir yol haritasına göre yeni rehberler öncülüğünde mi yürüyecek? Karar ne zaman verilecek?

Haa, sahi Tahsin Ertuğruloğlu Türkiye’den döndü, takımı Fenerbahçe de 1-2 maçtır iyi sonuçlar aldığı için mutludur. Aralık sonuna kadar, UBP üyeliği davası karara bağlandıktan sonra mı harekete geçecek?

Haydi dostum, beklemekten usanıyor, sabırsızlanıyoruz. Ne yapacaksan yap, atıl ortaya ve bizi bizden öncekiler gibi bağırtma. Ama, istersen değiştirelim Necati ismini ve yerine “bağrımız yanıktır su ver, geç öne yol göster Tahsin” diye haykıralım. Belki işitmemişsin veya hatırlamazsın. Bir zamanlar Dr. Küçük’e, Denktaş’a, Kaymağa muhalif olanlar, Necati Özkan’ı Kıbrıs Türk halkının lideri olmaya davet ediyordu. Türkü bile uydurmuşlardı, “Bağrımız yanıktır su ver Necati, Geç öne yol göster Necati”.
Bu haber 239 defa okunmuştur

:

:

:

: