Türkiye Başbakanı Erdoğan ulusa seslendi: “Hem halkımızın huzuruna, hem de Hakk'ın huzuruna, vazifesini yapmış, üzerindeki emanete sahip çıkmış, arkasında silinmez izler bırakmış insanlar olarak çıkmak istiyoruz. Bir sonraki seçimleri değil, gelecek nesilleri, Türkiye'nin geleceğini, Türkiye'nin topyekun elde edeceği faydayı dikkate alarak reformları yaptık”
Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ekonomisini, dünyanın en büyük, en dirençli, şoklara karşı en dayanıklı ekonomilerinden biri haline getirdiklerini söyledi.
Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan 2011 yılının ilk ''Ulusa Sesleniş'' konuşmasında vatandaşlara seslendi.
2011 yılının her alanda bir atılım yılı olması için canla başla çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, boşa geçirilmiş her bir saniyenin dahi Türk Milleti adına bir kayıp olduğuna inandıklarını ve durmadan, duraksamadan, rehavete kapılmadan gece gündüz çalışmaya devam ettiklerini anlattı.
Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
“ESERİ OLMAYANIN GÖR Kİ YERİNDE YELLER ESER”
''Anadolu'da eskiden beri kullanılan çok anlamlı bir söz var; 'Adam odur ki koya dünyada hayırlı bir eser; eseri olmayanın, gör ki yerinde yeller eser.' Aynı şekilde, şair ve mütefekkir Necip Fazıl Kısakürek'in, bizim de hizmet anlayışımızın çerçevesini çizen şu anlamlı sözlerini her an aklımızda tutuyoruz: 'Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım.'
Biz, devler gibi eserler bırakmak, ülkemize silinmez izler nakşetmek, Türkiye'nin ilerlemesine, kalkınmasına, daha fazla huzur ve refaha erişmesine azami katkıyı sağlamak istiyoruz. Hem halkımızın huzuruna hem de Hakk'ın huzuruna, vazifesini yapmış, üzerindeki emanete sahip çıkmış, arkasında silinmez izler bırakmış insanlar olarak çıkmak istiyoruz.
Şundan emin olunuz; bir çocuğun gülümsemesi, bir gencin mutluluğu bizim için en büyük bahtiyarlıktır. Bir vatandaşımızın, bir hanım kardeşimizin, bir özürlü kardeşimizin, bir yoksulun, emeğiyle çoluk çocuğunun rızkını kazanan bir işçinin, alın terini toprağa katan bir çiftçinin, verilen bir hizmete karşılık, 'Allah onlardan razı olsun' demesi, bizim için en büyük onurdur, en büyük şereftir. 8 yıl boyunca bu anlayışla milletimize hizmet ürettik, aynı şekilde hizmet üretmeye devam ediyoruz.''
‘SEÇİMDE MİLLETİN TERCİHİNİ ETKİLEMEK AMACIYLA’
2011 yılına da böyle bir anlayışla girdiklerini belirten Erdoğan, Aralık ayının son haftasında 2011 yılı bütçesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde müzakere edilerek karara bağlandığını hatırlattı.
2011 yılı bütçesinin, daha önce yaptıkları 8 bütçe gibi, insanı merkeze alan, sosyal politikaları önemseyen, popülizme tevessül etmeyen ve mali disiplinden taviz vermeyen bir bütçe olarak hazırlandığını kaydeden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Geçmişte, seçim dönemlerinde, milletin tercihini etkilemek amacıyla mali disiplinden ciddi tavizler verildi. Musluklar ardına kadar açılarak, adeta bol keseden dağıtıldı. Hazine'de ne var ne yoksa hatta yurtiçinden, yurtdışından borçlanarak, devlet, gelirinden kat kat fazla harcama yaptı. Aynı şekilde, geçmiş dönemlerde, seçim öncesinde bazı siyasi partiler, ülkenin gerçeklerini, ekonominin gerçeklerini, devletin gelir ve giderini hiçe sayarak, sadece oy toplama hırsıyla çok uçuk vaatlerde bulundular. Geçmişteki hükümetlerin bu hesapsız harcamaları, ülkede kısmi bir rehavete, sureta (görünüşte, yalandan) bir rahatlamaya yol açtıysa da kısa süre içinde bu aldatıcı rahatlamanın faturası yine milletçe en ağır şekilde ödendi.
“BU TUZAĞA, BU POPÜLİZM TUZAĞINA DÜŞMEDİK”
İşte biz, 8 yıl boyunca, bu tuzağa, bu popülizm tuzağına düşmedik. Her şeyi şeffaf bir şekilde, samimi bir şekilde sizlerle paylaştık. Fiyatlarda düzenleme gerekiyorsa, gizlemeden, saklamadan, gerekçelerini ortaya koyarak bunu sizinle paylaştık. Tedbir almak gerekiyorsa, gerekçelerini sizlere anlatarak bu tedbirleri aldık. Reform yapılması gerektiğinde, dikkatinizi çekiyorum, bir sonraki seçimleri değil, gelecek nesilleri, Türkiye'nin geleceğini, Türkiye'nin topyekun elde edeceği faydayı dikkate alarak, reformları yaptık. İşte tüm bu reformlar, tedbirler ve mali disiplin sayesinde, bugün, Türkiye ekonomisini, dünyanın en büyük, en dirençli, şoklara karşı en dayanıklı ekonomilerinden biri haline getirdik. Biz, bize önceki dönemlerden devredilmiş ağır faturaları, milyarlarca dolarlık borçları ödemekle kalmadık, aynı zamanda devletin hazinesini zenginleştirdik, güçlendirdik.''