Tahsin Ertuğruloğlu basın toplantısı düzenleyerek partisi DGP’nin vizyonunu ve yapısı hakkında bilgi verdi. Temel vizyon, güçlü bir KKTC yaratma yolunda devletin yeniden yapılandırılmasıdır
Lefkoşa Milletvekili Tahsin Ertuğruloğlu liderliğinde kurulan Demokrasi ve Güven Partisi (DGP)’nin temel vizyonunun, “katılımcı demokrasinin kökleştirildiği ve halkın yaşam kalitesinin yükseltildiği güçlü bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yaratma yolunda; devletin sosyo-ekonomik ve politik açıdan yeniden yapılandırılması” olduğunu açıkladı.
DGP Kurucu Genel Başkanı Ertuğruloğlu, önlerinde zorlu bir süreç olduğunun bilinciyle popülizmi ortadan kaldırmak, demokratik hukuk devletine işlerlik kazandırmak, yeni ve rantabl ekonomik plan ve programları uygulayabilmek için “sil baştan” demek zorunda olduklarını belirtti.
Demokrasi ve Güven Partisi Kurucu Genel Başkanı Tahsin Ertuğruloğlu, bugün Lefkoşa Merit Otel’de basın toplantısı düzenleyerek yeni kurdukları partinin vizyonu ve yapısı hakkında bilgi vererek soruları yanıtladı.
Partinin diğer kurucularıyla birlikte basının karşısına çıkan Ertuğruloğlu, uzun bir süreden beri hazırlıklarını sürdürdükleri Demokrasi ve Güven Partisi’nin kuruluş başvurusunu, dün İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığı’na yaptıklarını hatırlatarak, partinin tüzel kişilik kazandığını belirtti.
Mevcut gidişata seyirci kalamazdık
Mevcut gidişata daha fazla seyirci kalamadıkları için parti kurduklarını ifade eden Ertuğruloğlu, ülkede demokrasinin yerini, siyasal parti diktalarının aldığını, hukuk devletinden ve onun vazgeçilmez eşitlik, adalet kurallarından hızla uzaklaşıldığını ileri sürdü ve giderek yozlaştığını iddia ettiği düzenin halk üzerinde yarattığı güvensizliği göz önüne alarak Demokrasi ve Güven Partisi’ni kurduklarını söyledi.
Yeniden yapılanma için, her alanda değişimin şart olduğunu ve değişime de önce anlayışlardan başlamak gerektiğini ifade eden Ertuğruloğlu, “Her şeyin en iyisini bildiğini iddia eden politik anlayıştan, halkın fikirlerine ve yenilikçi girişimciliğine güvenen yönetim anlayışına geçmek zorundayız. Bu anlayış, refahın adil dağılımı ve fırsat eşitliği üzerine kurulmuş bir anlayıştır” dedi.
DEĞİŞİM VE YENİDEN YAPILANMA: Ertuğruloğlu, öngördükleri değişim ve yeniden yapılanmanın, aynı zamanda kaliteli bir yönetim ve temiz siyaset anlayışını yaratmaya yönelik olacağını dile getirerek, “Hedefe yürürken izleyeceğimiz sürecin de, kaliteli bir siyasal hareketle mümkün olabileceğine inanmaktayız” diye konuştu.
Her alanda olduğu gibi, siyasette de kaliteye gereksinim olduğunu ve siyaset kurumunun ahlaki ve hukuki çerçevesinin derhal, yeniden çizilmek zorunda olduğunu belirten Ertuğruloğlu “İşte bu nedenlerle, ülkemizde yeni bir sayfa açacak, temiz siyasetin kıvılcımını yakacak olan Demokrasi ve Güven Partisi’ni kurmaya karar verdik” dedi.
Başkanlık sistemine geçiş
Parti Programlarının önemli bir unsurunun da, “Başkanlık Sistemi”ne geçiş olduğuna işaret eden Ertuğruloğlu, şöyle devam etti:
“Demokratik temelleri ve güvenceleri sağlam bir şekilde oluşturulacak Başkanlık sistemiyle, bu duruma son verilebileceğine inanıyoruz. Böylece, siyasi çıkar ve gelecek peşindeki politikacılarla partilerin, demokrasinin en büyük dayanağı olan kuvvetler ayırımını yozlaştırıp, halkın devletine olan güvenini sarsmalarına engel olunabilecektir.”
DGP Kurucu Genel Başkanı Ertuğruloğlu, sistem değişikliğini çok geç olmadan, halkın gündemine getirerek, tartışmak amacında olduklarını söyledi.
Dünyadaki tüm güç odaklarının ilgi alanındayız
Demokrasi ve Güven Partisi olarak, dış politikada, devletin saygınlığının, hak ve çıkarlarının savunulmasının, uluslararası alanda deneyimli ve vizyon sahibi kadrolarla mümkün olabileceğine inandıklarını belirten Tahsin Ertuğruloğlu, “Dünyadaki tüm güç odaklarının ilgi alanında bulunan bir coğrafyada yaşıyoruz. Ülkemizin sahip olduğu bu potansiyelin, bölgesel ve uluslararası bir etkin role dönüştürülmesi elzemdir. Günü birlik tutumların yerini, stratejik çıkarlar çerçevesinde geliştirilecek, uzun vadeli planlamalar ve uygulamalar almalıdır” diye konuştu.
Kıbrıs konusunun, Türkiye ile istişare halinde, ulusal çıkarlar gözetilerek yürütülmesi gerektiğine işaret eden Ertuğruloğlu, Kıbrıs’ın gerçeklerinin, müzakerelerde temel teşkil etmesi gerektiğini de vurguladı.
TÜRKİYE GARANTÖR ÜLKE OLARAK: “Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini içeren, egemen eşitlik temelinde yeni bir ortaklık ve bu ortaklığın Avrupa Birliği’nin birincil hukuku haline getirilmesi vazgeçilmezdir” diyen Ertuğruloğlu, “Bugün tartışılamaz ekonomik ve jeopolitik gücüyle Türkiye, garantör ülke olarak, Kıbrıs’ta yaşayabilir adil bir anlaşmanın sağlanabilmesi için, üzerine düşen görevleri en iyi şekilde yerine getirmekte, müzakerelerin her aşamasında yapıcı ve gerçekçi açılımlar getirmektedir” ifadeleriyle devam etti.
Ertuğruloğlu, Türkiye Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun geçtiğimiz hafta yaptığı ziyarette dile getirdiği, yıl sonuna kadar bir anlaşma sağlanması, 2012 başında referanduma gidilmesi ve Avrupa Birliği Dönem Başkanlığını Birleşik Kıbrıs’ın üstlenmesi hedefinin, Türk tarafının barışçı ve samimi gayretlerinin ifadesi olduğunu söyledi.
ARTIK SAĞ YA DA SOL SİYASET YOKTUR: Yıllardır içinde bocalanan gidişatın, kader olmadığını dile getiren Ertuğruloğlu, “Artık sağ veya sol siyaset yoktur. Artık açık ya da kapalı politikalar vardır. Demokrasi ve Güven Partisi, halkımızın açıklık, şeffaflık, doğruluk, dürüstlük özleminin ifadesi olacaktır” dedi.
Sorunların çözümü için, daha fazla gecikmeden, kökten değişimlere gerek olduğuna inanan insanların, bu yola çıkarken kendilerini yüreklendirdiğini ifade eden Ertuğruloğlu, yanlarında olan bir çok arkadaşlarının, daha parti kurulmadan önce baskıya maruz kaldığını ve bugünden itibaren partilerinin kazanacağı resmiyetle, bu korku imparatorluğunun zincirlerini bir bir kıracaklarını savundu.
TÜM KESİMLERİ KUCAKLAYACAĞIZ: Demokrasi ve Güven Partisi, toplumun tüm kesimlerini kucaklayacak, en kısa sürede bir kitle partisi olacağını belirten Ertuğruloğlu, “Sizler de biliyorsunuz ki, kararlı bir halkın değişime olan inancının önünde hiç bir güç duramaz” dedi. Ertuğruloğlu konuşmasını şu ifadelerle tamamladı:
“Anlayışlarda, vicdanlarda, yüreklerde, gönüllerde değişimi; Siyasette, ekonomide, kökten değişimi, birbirimize inanarak, güvenerek ve paylaşarak gerçekleştireceğiz. İnanın değiştirebilirsiniz. Biz değişime hazırız.”
Neden Erdoğan’ın gelişi öncesi?
Ertuğruloğlu, konuşmasının sonrasında, milletvekili transfer edecekleri söylentileri, partiyi niye TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gelişinden önce kurdukları, partide niye Genel Sekreterlik olmadığı, merkez yönetim kurulunun ne zaman oluşturulacağı, Rum siyasi partilerle ilişkileri ve Kıbrıs konusundaki görüşleriyle ilgili soruları yanıtladı.
Hiçbir transfer girişimleri olmadığını, hatta parti kurucuları arasında milletvekili olmaması kararlılığıyla hareket ettiklerini dile getiren Ertuğruloğlu, gelişen koşullara bakarak partilerinin vizyonuna ve politikasına inandığına ikna oldukları milletvekillerine kapılarının açık olduğunu söyledi.
KURUCULAR ARASINDA ÇOK DAHA BAŞKALARI DA VAR: Kurucuları arasında çok daha başka kişilerin de olacağını ancak haberi alan iktidar partisi ve yandaşlarının bu kişileri kararlarından vazgeçme yönünde etkilediğini ileri süren Ertuğruloğlu, “Belki o arkadaşlar bugün bizimle yan yana oturamamaktadır ama yürekleri ve destekleri bizimledir” dedi.
Ertuğruloğlu, partiyi özellikle Erdoğan’la bir bağlantı kurulmasın diye gelişinden önce kurduklarını; çünkü zaten partilerinin kuruluşuyla ilgili karalama kampanyaları gündeme geleceğinin bilinciyle, “talimat verildi kurdular” olmasın diye önceden açıkladıklarını anlattı.
Kendisinin eski partisine dönmesinin söz konusu olmadığını kaydeden Ertuğruloğlu, “Ya siyasete nokta koyacaktım, ya da benimle fikirlerimi paylaşan arkadaşlarla ülkenin ihtiyacı olduğuna inandığımız bu yola çıkacaktık” dedi.
GENEL SEKRETERLİK KOMÜNİST PARTİLERDE: Genel Sekreterlik sisteminin genellikle komünist partilerde olduğunu, bunun kendisinin UBP Başkanıyken de tüzük değişiklik yaparak değiştirmek istediği bir konu olduğunu söyleyen Ertuğruloğlu, partilerinde görev dağılımını esas aldıklarını ve bu nedenle de 6 başkan yardımcıları olacağını söyledi.
Partilerinin tek farkının bu olmadığını başkanların görev süresinin de kısıtlandığını dile getiren Ertuğruloğlu, 2 yılda bir kurultay yapacağı düşünülürse bir kişinin 5 defa yani 10 yıl başkanlık yapabileceğini kaydetti.
DELEGE SİSTEMİ DEĞİL ÜYELİK MEKANİZMASI:
Ertuğruloğlu, ilçe başkanlarının da milletvekili olmaması kararı aldıklarını ve delege sistemi değil üyelik mekanizması olacağını ve örgütlenmelerinin de bucak, ilçe, merkez şeklinde olacağını anlattı.
Örgütlenmelerin önümüzdeki hafta başlayacağını ve kurucuların yapacağı toplantılarla şekilleneceğini ifade eden Tahsin Ertuğruloğlu, “Önümüzdeki 3 ay içerisinde kurultayı gerçekleştireceğiz” dedi.
UBP BAŞKANLIĞI ZAMANINDA OLDUĞU GİBİ: DGP Kurucu Genel Başkanı Ertuğruloğlu, Kıbrıs konusundaki görüşlerinin yıllardır olduğu gibi bundan sonra da, egemen eşitlik temelinde ortaklık, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinde ortaklık ve bu koşullarda oluşturulacak yeni ortaklığın anlaşma kurallarının AB’nin birincil hukuku olması temeline dayandığını yineledi.
Ertuğruloğlu, Rum siyasi partilerle, UBP Başkanlığı zamanında olduğu gibi bundan sonra da diyaloğa açık olduklarını, çekinecek korkacak bir şeyleri bulunmadığını kaydetti.