YAGA’ya açık mektup…

Lefke bölgesinde Yedidalga’daki maden limanının ve Yeşilyurt’taki hastanenin olduğu bölgelere bir petrol rafinerisi ve dolum tesisi yapılması gündeme gelmiştir.

Lefke bölgesinde Yedidalga’daki maden limanının ve Yeşilyurt’taki hastanenin olduğu bölgelere bir petrol rafinerisi ve dolum tesisi yapılması gündeme gelmiştir.
Bakü-Ceyhan petrol hattından alınacak ham petrol gemilerle bölgeye taşınacak ve burada işlenip akaryakıt ve sentetik yağ haline getirildikten sonra tesislere uğrayacak gemilere akaryakıt ve yağ satılacaktır.
285 kişiye de istihdam olanağı sağlanacakmış…
Hedef bu!

Fakat işin diğer yönü de var ki, o da milletin gözünün içine bakılarak aptal yerine konmasıdır…

YAGA’ya ve bu işe çanak tutan siyasilere birtakım sorularımız olacak…

1. Bu proje neden gizlilik içinde, halktan gizlenerek yürütüldü ve ancak bölge halkının ve sivil toplum örgütlerinin aldığı duyumlar üzerine harekete geçmesiyle ortaya çıktı?

2. Bu projeye ön ayak olan siyasiler kimlerdir?

3. Lefke bölgesinin doğal, tarihi, kültürel ve sosyal dokusu bölgenin genel dokusunu bozmayacak küçük ölçekli turizm yatırımlarına el verirken ve 285 kişiden çok daha fazlasına iş ve gelir imkanı sağlayabilecekken neden bu olasılık değerlendirilmiyor da ortaya bölgenin yapısıyla taban tabana zıt bir proje atılııyor?

4. Kurulması planlanan rafineri ve dolum tesisleri bölgedeki yerleşim yerleriyle iç içe olacak, teknik bakımdan böylesine bir oluşum hiçbir şekilde müsait olmamasına rağmen neden inatla yerleşim yerlerinin içine böyle tesisler kurulması yoluna gidildi?

5. Çevrede ağaç ve deniz katliamına neden olacak bu proje için ÇED raporu alındı mı, alındıysa olaya karşı tepkiler başlamışken neden basına açıklanmadı, eğer varsa içeriği nedir?

6. Bölgenin doğal, kültürel, tarihi ve sosyal yapısına uygun olarak öncelikle neden bir yat limanı yapılması yoluna gidilmedi?

7. Bölgeye bir yat limanı yapılmasının bölgeye olan ilgi turizmini canlandıracağı ve ekonomik olarak da tüm esnafa ciddi oranda sürdürülebilir ekonomik katkılar koyacağı kesinken tesislere yakıt için uğrayacak gemilerin personelini hangi akılla “turistik ziyaretçi” olarak değerlendiriyorsunuz?

8. Bölgeye uğrayacak gemilerin bakımından söz ediyorsunuz, fakat bu işlerin petrol dolum tesislerinde veya rafinerisinde yapılmayacağını da biliyorsunuz. Bu durumda bölgeye bir tersane veya gemi bakım atölyesi kurdurmak da planlarınız arasında mı?

9. Ham petrolün, kısacası petrol çamurunun buraya taşınması, tesislere nakil edilmesi, ve işlenmesi sırasında ortaya çıkacağı kesin olan kirliliği ve vereceği zararı nasıl önleyeceksiniz, bu süreci nasıl kontrol edeceksiniz, KKTC’nin bölgeye uğrayacak bütün gemileri kontrol edebilecek kadar güçlü bir sahil koruma ve gümrük yapısı var mı?

10. Bölgedeki gemi trafiğinden ve denize sızıntısı kaçınılmaz olan akaryakıttan bölge balıkçılığı olumsuz yönde etkilenecek ve kısa sürede yok olacak, bu konu hakkındaki tedbiriniz nadir?

Elbette bu sorular daha da detaylandırılabilir ve uzatılabilir.
Fakat YAGA direktörü Sn. Derviş Besimler yatırımlar söz konusu olunca akan suların durması gerektiğini iddia etti…

Hiç kusura bakmasın Sn. Besimler, bizimkisi gibi tel tel dökülen bir devlete yapılacak yatırımların her milimini halk olarak sorarız.
Sorarız çünkü biliriz ki devlet ve yetkilileri ancak halkın başına çorap örer, çanak kırar, kaş yapayım darken göz çıkarır, bu arada sadece ve sadece kendi avantasına bakar…

Sorarız çünkü gizli kapaklı ve bazı siyasilerin de çanak tutmasıyla yapılan işlerin altından ne çıkacağını elbette toplum olarak sorarız, sorumlularının kimler olduğunu bilmek isteriz, artık palavralara karnımızın tok olduğunu ve bu gibi gizli kapaklı işlere, oldu bittilere seyirci kalmayacağımızı ilgililere bildirmek isteriz…
Şimdi Sn. Besimler, sorulara cevap vermeye bu işe çanak tutan siyasilerin kimler olduğunu açıklayarak başlayın, yoksa tek başınıza bu işin altından kalkamazsınız…
Yatırım denince akan suları durdurmaya niyetimiz yok!
Bu haber 260 defa okunmuştur
  • çok gelir rafineri  bize - 2.08.2011 Çok doğru. Rafineri demek çevre kirliliği demektir.Ayrıca potansiyel saatli bomba demek. Bizim rafineriyle başa çıkacak ne çevre koruma sistemlerimiz var ne kapsamlı itfaiye sistemlerimiz var.Rafineri yangınları en korkunç yangınlardır ve suyla söndürülemez.Özel maddeler,araçlar ve tecrübeli itfaiyeciler gerektirir. Bizim bu konularda bilgimiz,deneyimimiz ve tecrübeli personelimiz yok.Başımıza bela alırız. Ayrıca turizme oynayan KKTCnin toprakları çok azdır ve rafineri için harcanamayacak kadar değerlidir. Zatan CMC artıklarından bölde aşırı derecede kirlenmiştir,Rafinerinin yapılması bölgeyi öldürecektir.Denizi Öldürecektir. Bence rafinerinin getirisi,götürüsünden daha az olacaktır.

:

:

:

: