Dünyanın en saygın dergilerinden “The Economist”in bu haftaki sayısında, Avrupa Birliği genişleme süreci bölümünde , 2 sayfalık Kıbrıs özel raporu yayınlandı..
“Kaybolan Aşk Yok- Afrodit’in adasının iki bölümü hala birbirine karşı” başlıklı yazı, adadaki her iki tarafın da ekonomik, sosyal yapısına, Ledra Palace kapısının açılmasından sonra yaşananlara, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Rum Lideri Demetris Christofias’ın ilişkilerine ve adanın bölgesel ilişkilerini inceleyici nitelikte..
Daha çok Rum görüşünü öne çıkartıcı, Kuzey’i biraz ikinci plana itici..
The Economist, adayla ilgili bazı gözlemlerini rakamlarla ortaya koyuyor..
Örneğin, Ledra Palace kapısı açıldığından beri Güney’den, Kuzey’e geçenlerin sayısı , bir haftada 55 bini bulmuş..Kıbrıslı Türkler bunu fiyatların ucuzluğuna bağlarken, Rumlar daha çok meraktan Kuzeye geçtiklerini ifade etmişler.
Economist’e göre, A.B’nin ilk 4 yıllık genişleme planında, Kıbrıs’ın AB’ye üyeliği, bir “başarısızlık” olarak görülüyor.. Bunun nedeni, Türkiye’nin, kendisi de AB’ye üye adayı olmasına rağmen, Kıbrıs Cumhuriyetini tanımaması.. Ayrıca, bölünmüş bir adanın, bir tarafının de üyeliğe kabulu, resmi ağızlarca söylenmese de “yanlış”..
Kuzey’e söz verilen ve tüm AB’nin yumuşak güçlerinden aynen yararlanılması sözü bugüne kadar yerine getirilmemesi de başarısızlık nedenlerinden biri.. Kuzey’de burslar, su projeleri ve iki Kıbrıs toplumu arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için söz verilen 259 milyon Euro’nun , kullanılması için tanınan süre yıl sonunda bitiyor.. Ve bu paranın 2004’den bu yana sadece yüzde 5’i kullanıldı..
Bunun nedeni de Kıbrıslı Rumların, Kuzey yönetimini tanıyıcı herhangi bir girişimi bloke etme çabaları.. Bu yüzden , adaya söz verilen direkt ticaret bir türlü başlıyamıyor..
Buraya kadar iyi, güzel..
Ancak, Economist’in yazısının bundan sonrasına ne demeli..
AB kuralları, Kuzey’de şu anda işlemiyor, havada asılı... Bunun da nedeni Economist’e göre, 1974’de adaya “işgal” için gelen ve hiçbir zaman adadan çıkmayan, Rumların üçte birini evlerinden süren, 30 bin Türk askeri ..
Aradan geçen 34 yıla rağmen, üstümüze yapışan, yapıştırılan “ İşgalci” deyiminden nedense hala kurtulamadık.. Gerçi Economist, Türklerin deyimiyle, ordumuzun adaya “ Barış” amacıyla gittiğini de yazmış.. Nedenlerini de sıralamış, ancak kendi yorumunda, yine bilinen “ işgalci” ifadesini kullanmayı tercih etmiş..
Dergi, Rumların gözüyle , adadaki barışçıl çözüm için mutlaka Türk askerlerinin adadan çıkması gerektiğini, çalınan Rum mallarının da , ya geri verilmesi ya da tazminat ödenmesi şartını istediğini yazmış..
Yine Economist’e göre, iki taraflı ticaret ayda yarım milyon Euro.. Ancak, karaborsa ticaretin oranı bunun belki de beş misli fazlası..
Kuzey Kıbrıs malları, Güneyde istenmiyor..
Ancak, 82 bin KKTC vatandaşı veya KKTC kimlikli Türk, alışveriş ve “ücretsiz” sağlık hizmeti için Güney’e geçiyor.
Rumlar ise Kuzey’e, “ kumar, plajlar ve genelevlere” gitmek için geliyor..
Güneydeki emlak piyasasındaki patlama nedeniyle , Kuzeyden 6 bin işçi hergün çalışmak için Güney’e geçiyor..
AB üyesi Güney’in, tüm kanunları da yanına aldığını kaydeden dergi, Kuzeyin ticaret kaybı olduğu gibi, Rum yönetimini tanımayan Türkiye’nin de ticaretten büyük kaybı olduğu iddiasında..
Oslo’da bulunan “Barış Araştırmaları Enstitüsü”nün bir raporuna göre, birleşik Kıbrıs, artan turizm ve Türkiye ticareti nedeniyle 1.8 milyar Euro’luk bir ekonomik gelire sahip olabilir..
Rum Ticaret Odası Başkanı Manthos Mavrommatis’e göre, Kıbrıslı Rum işadamları, bölgenin en büyük pazarı Türkiye’yi geçerek, Rusya’dan Suriye’ye kadar birçok ülkede etkili yatırımlarda bulunuyor.. Ancak limanlarını ve hava alanlarını kendilerine açmayan Türkiye , Rum işadamları gözünde yatırım yapılamayan bir ülke.. Özellikle gemicilikte, Kıbrıslı Rumlar , Türkiye yerine Malta’yı tercih etmek zorunda kalıyorlar..
Economist, Mehmet Ali Talat’la cumhurbaşkanlığı sarayında yaptığı görüşmeden şunları aktarıyor..” Talat, ekonominin ikinci sırada geldiğini, 4 yılda Kıbrıslı Türklerin AB’ye karşı fikirlerinin değiştiğini ve adada sürekli bölünme tehlikesinin olduğuna işaret ediyor.”
Güneyde ise Christofias, AB politikasının serbest ticaret ve dolaşım politikasının başarısızlığında tek bir nedeni gösteriyor..Economist, Güney Liderinin şu sözlerine de yer veriyor; “Kuzey’deki sözde izolosyon, Kıbrıs Cumhuriyetinin Kuzeyini işgal eden Türk ordusunun adadaki varlığının sonucudur”
Dergi, Rumların adadaki optimizminin, gözle görülmeyen ancak büyük Türk askeri güçleri nedeniyle ortadan kalktığına da işaret ediyor.. Talat’ın tesadüfi bir figür olarak görüldüğünü de kaydeden Economist, “ Kuzeydeki gerçek güçler, anayurdun generalleri”.. ifadesinde bulundu..
Evet, içerde durumu sizler biliyorsunuz..
Dışardan da adanın durumu böyle yorumlanıyor..