Günaydın Sayın Vaiz!

Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Kardiyoloji bölümünde ziyaretinde gittiğim bir yakınımım odasındaki klimanın çalışmadığını 4 Temmuz tarihindeki köşe yazımızda kamuoyunun gündemine getirmiştik.

Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Kardiyoloji bölümünde ziyaretinde gittiğim bir yakınımım odasındaki klimanın çalışmadığını 4 Temmuz tarihindeki köşe yazımızda kamuoyunun gündemine getirmiştik.

“Allah kimseyi devlet hastanesine düşürmesin” başlığıyla kaleme alınan makaleyi ertesi gün “Hastanede park krizi” başlıklı bir başka yazı izlemişti.

Hastanedeki sorunların aktarıldığı makalelerin takibini de 8 Temmuz günündeki yazıda “Sağlık Bakanlığı’ndan tık yok” başlığıyla verip, duyarsızlığı eleştirmiştik.

Bugün 14 Temmuz yani olayın kamuoyuna bu sütunlardan duyurulması üzerinden 10 gün geçti ve Sağlık Bakanı Eşref Vaiz’in Kıbrıs gazetesindeki konuya ilişkin açıklamasını görüyorum. Kıbrıs gazetesi 4 Temmuz Cuma günü duyurduğumuz olayı 12 Temmuz’da haberleştirdi. Konu bu kez daha büyük bir kitleye hitap eden bir gazetemiz aracılığıyla  bir kez daha Sağlık Bakanlığı yetkililerinin önüne geldi. 13 Temmuz tarihinde de Sağlık Bakanı konuya ilişkin açıklama yapıyor. Bu açıklama dün (14 Temmuz) Kıbrıs gazetesinde yayınlandı.

Tarihleri detaylı olarak verip sizleri sıktığımız farkındayım ancak sayın bakanın açıklamasındaki bir cümleye dikkat çekmek için yapıyorum tüm bunları. Bakın Sayın Vaiz konunun bu sütunlarda yayınlanması üzerinden tam 9 gün geçtikten sonra ne diyor ve gazete sözleri nasıl haberleştiriyor:

“Bir haftadan fazla bir süredir kardiyoloji bölümün merkezi ısıtma-soğutma sisteminin hafıza kartının yanması nedeniyle çalışmadığını, dün KIBRIS Gazetesi'nde yayımlanan haberden öğrendiğini kaydeden Sağlık Bakanı Vaiz, arızanın giderileceğini açıkladı.”

Günaydın sayın bakanım!

Gerçekten hastaneyle ilgili basın kuruluşlarındaki haber ve yorumlara ne kadar çok duyarlıymışsınız!!!

 

XXX

 

Tabii ki bir bakanın tüm gazeteleri, haberleri ve yorumları okumaya fırsatı yoktur. Ancak bakanlıklarda basın büroları bulunuyor. Bu büroların bir görevi de medyada kendi alanlarıyla ilgili her türlü yazı, yorum, haberleri takip edip bakanlarına ulaştırmaktır.

Şimdi iki seçenek var..

Birincisi; ya bu arkadaşlar gazeteleri yetince takip etmiyorlar. (Bir çok bakanlıkta sadece tek bir kişi çalışırken, Sağlık Bakanlığı bu konuda şanslı. Basın bürosunda iki çalışanı var ve ikisi de basının içinden gelme arkadaşlar) Eğer gazeteler yeterince takip edilmiyorsa ortada bir sorun var demektir ve bakanlık kendi içinde bunu halletmelidir.  

İkinci seçenek ise bu arkadaşlar görevlerini yapıp yazıyı bakana ulaştırmışlardır; O’da okuyup “tamamdır” diyerek konuya ilgi göstermemiştir…

Hangi seçenek gerçekleşti bilemiyoruz ancak sebep her ne olursa olsun bu; oradaki hastaların 10 gün boyunca işkence çekmesine bir sebep değildir!

Şunu da söylemeden geçemeyeceğim; böylesi sıcak bir havada kalp hastalarının kaldığı bölümde klimaların çalışmaması ve bunun 10 günü aşkın bir süredir devam etmesi bir skandaldır. Eğer oradaki herhangi bir hasta sıcaktan fenalaşsa bunun hesabını kim verecek? Böylesi olaylara anında müdahale edilmeliydi. İnsan yaşamı günü kurtarmaya dönük açıklamaların gazete sayfalarını dolduracağı kadar basit de değildir.

Eğer klimalar çalışmıyorsa bunun basına duyulmasına sebep vermeyecek kadar hızlı davranılıp gerekli onarımın yapılması gerekliydi. Ha eğer bu zaman alacak bir süreyse, bölümdeki hastalar belki başka bir yere aktarılır, ya da farklı bir yöntemle odaların soğutulması sağlanırdı.

Baksanıza 10 gündür hastalar işkence çekiyor ve Sayın Vaiz “haberim yoktu” diyebilecek kadar rahat! Unu hatırlatmakta fayda var sanırım:

İnsan yaşamı önemlidir, bunu herkesten önce Sağlık Bakanı ve personelleri algılamalıdır…

Bu haber 32 defa okunmuştur

:

:

:

: