Başbakan Erdoğan, partisinin Kızılcahamam'da 20. İstişare toplantısında yaptığı konuşmada, eski Türkiye'den bugüne sarkan ikinci önemli meselenin terör olduğunu söyledi
Başbakan Erdoğan, Bahçeli'nin iktidar ortağı olduğu dönemde, İmralı'yla yapılan görüşmelerden habersiz olmasının ise daha vahim bir durum olduğunu belirterek, 'Özür, kabahatten bile büyüktür. 'Biz görüşmedik, devletin kurumları görüştü' diyen Bahçeli ve avanesine soruyorum; 1999'da, Genelkurmay mı size bağlıydı, yoksa hükümetiniz mi Genelkurmay'a bağlıydı? 1999'da, jandarma mı size bağlıydı, yoksa siz mi jandarmaya? 1999'da, MİT mi size bağlıydı, yoksa siz mi MİT'e bağlıydınız? 1999'da Adalet Bakanlığı mı size bağlıydı, yoksa hükümetiniz mi Adalet Bakanlığına bağlıydı.' diye sordu?
'KAN KUSUYORUZ, KIZILCIK ŞERBETİ İÇİTİK, DİYORUZ'
AK Parti'nin reformları ve Doğu ve Güneydoğu'ya yaptığı yatırımlar karşısında, terör örgütünün, 2004 yılında yeniden eylemlere başladığını, yeniden kanlı bir süreci başlattığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: 'Ah benim sevgili kardeşlerim, ah benim sevgili vatandaşlarım. Kan kusuyoruz, ama kızılcık şerbeti içtik diyoruz. Sırf kan akmasın diye, sırf kardeşliğimize halel gelmesin, sırf bu huzur ortamı bozulmasın diye, bazı meseleleri, bazı karanlık noktaları, bazı soru işaretlerini hep şimdilik kaydıyla içimize atıyoruz. İşin içinde iş var, işin içinde, karanlık bir tezgah var. Yoksul halk çocukları, gariban halk çocukları dağlarda şehit olurken, fidan gibi delikanlıların naaşları gelirken, maalesef, birileri, o kurdukları bu tezgahta kan alıp kan sattılar, al gülüm ver gülüm geçinip gittiler.' Erdoğan, Türkiye'de 'terörün hiçbir zaman sadece terör olmadığına' işaret ederek, 'Millete bugüne kadar hep terörü gösterdiler. Millete bugüne kadar hep terörün kanlı yüzünü gösterdiler. Terör üzerinden milleti tedip etmek, milleti dizayn etmek, siyasete yön vermek istediler. Bugün, biz de, aziz milletimiz de, artık buna 'dur' diyoruz' ifadelerini kullandı.
Türkiye'de, terörden büyük paralar kazananların, terörden güç devşirenlerin, terörden siyasi rant devşirenlerin hiç konuşulmadığını, konuşulmasına müsaade edilmediğini bildiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: 'İşte ben, 'maskeler tek tek düşüyor' derken, tam da bunu kastediyorum. Ya Allah aşkına, kim derdi ki Milliyetçi Hareket Partisi ile İşçi Partisi aynı safta buluşacak, ortak eylem yapacak? İşte görüyorsunuz; ortak çıkarlar, ortak rantlar, en sağ uçtaki Devlet Bahçeli ile en sol uçtaki İşçi Partisi'ni bir araya getirdi, birleştirdi, kucaklaştırdı. Bayramınız kutlu olsun. Kim derdi ki, yıllarca sağda, merkezde siyaset yapanlar ile merhum Adnan Menderes'in mirası üzerine oturanlarla, merhum Menderes'i idama gönderen CHP bir araya gelecek? Ama ortak çıkarlar, işte bu uçları, emekli siyasetçilerle CHP'yi, emekli siyasetçilerle İşçi Partisi'ni aynı safta, bir tespihin taneleri gibi dizilmiş halde buluşturdu, kucaklaştırdı. MHP Genel Başkanı, bir yandan 'biz İşçi Partisi'nin yedeği değiliz' diyor çok komik, bir yandan da 'İşçi Partisi'nin genel başkanını Silivri'den çıkarma' çağrısı yapıyor. Türkiye genelinde, Akil İnsanlar Heyetine karşı yapılan eylemlerin tamamının fotoğrafları, görüntüleri elimizde. İşçi Partisi ile bir avuç sözde MHP'linin nasıl yan yana olduğu çok net görülüyor. İsimlerine varıncaya kadar hepsi tespitimizde. TGB yöneticileriyle MHP il başkanlarının nasıl yan yana fotoğraf karesi içinde yer aldıkları çok net olarak görülüyor. MHP Genel Başkanı, bize hakaret edeceği, bize iftira atacağı yerde gitsin, MHP tabanına bu durumu eğer izah edebiliyorsa izah etsin.'