Rum gazeteleri, Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın doğrudan müzakereler kapsamında dün mülkiyet gündemiyle yaptıkları görüşmede, konuyla ilgili ilk anlaşmazlıkların da ortaya çıktığını kaydettiler.
Fileleftheros, “Görüş Birliği Görülmeyen Başlangıç...Talat Mülkiyet-İade Hakkını Öldürdü” başlığıyla manşete taşıdığı haberinde, önceki günkü görüşmede Talat ve Hristofyas’ın mülkiyet konusunda aralarında büyük anlaşmazlık bulunduğunun teyit edildiğini yazdı.
Görüşmede karşılıklı olarak sunulan tezlerin müzakeresine Çarşamba günü başlanacağını yazan gazete, özetle şunları kaydetti:
“Rum tarafının belgesi, yasal mal sahibinin hakkının tesis edilmesi ve buna saygı gösterilmesini öneriyor. Malını nasıl değerlendireceği konusunda birinci söz hakkının mal sahibinde olmasında ısrar ediyor ve yeniden iskân sırasında ortaya çıkacak pratik sorunları müzakere ediyor. Rum tarafı, takas ve tazminat olasılığını da, bu seçeneklerin yasal mal sahibi tarafından benimsenmesi şartıyla ihtimal dışı görmüyor.
Talat ise, iade hakkını tanımakla birlikte, bunu etkisiz hale getiren kriterler ortaya koyuyor. Aslında sadece takası ve tazminatı müzakere ediyor. Talat’ın belgesi, yasal mal sahiplerine değil, malların bugünkü kullanıcılarına saygı gösterilmesini ve öncelik tanınmasını öneriyor. Türk tezleri, yeniden iskân halinde dahi pratik sorunlar yaratan kriterler ortaya koyuyor.
Başkan Hristofyas görüşmeden sonra görüşmenin ‘beklendiği gibi’ geliştiğini belirterek ‘Biz ilkeleri savunarak kendi yolumuzu izliyoruz. Bu ilkeler Uluslararası hukuka, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile uluslararası ve Avrupa İnsan Hakları sözleşmelerine dayanıyor. Onlar da kendi görüşlerini ortaya koydular’ dedi.
Talat’ın, mülkiyet hakkını tanıdığı açıklamasının pratiğe yansıyıp yansımadığının sorulmasına karşılık, bunun pratikte ortaya çıkacağında ısrarlı olduğunu söyleyen Hristofyas, ‘mülkiyet hakkı çalışma gruplarında her iki tarafça da kabul edildi. Soru bu hakkın nasıl kullanılacağıdır ve büyük müzakere bu noktada olacak’ yanıtını verdi.
Dimitris Hristofyas ve Mehmet Ali Talat resmi görüşme öncesindeki baş başa görüşmede Kıbrıs’ın gayrı menkul kültürel mirasının bakımı, korunması ve restorasyonu için bir danışma organı kurulması konusunda anlaştı.”
Haravgi de manşete çektiği haberde, “Mal Sahibi Karar Verir...Başkan Hristofyas Mülkiyet Hakkının Kullanılması Konusunda İlke Önerdi” başlığını kullandı.
Habere göre, Rum tarafının izleyeceği temel ilke; “Kıbrıslı Türk veya Rum her mal sahibinin önüne tam veya kısmi iade, tam veya kısmi tazminat ve takas seçeneklerinin konulması, böylece malını ne yapmak istediğine kendisinin karar vermesi...”
Kıbrıs Türk tarafının ise, iade oranını “tek rakamlı sayıya” daraltan kriterler koyduğunu yazan gazete, dünkü görüşmenin hemen ardından Rum heyetin Türk tarafının tezlerine verilecek yanıt üzerinde çalışmaya başladığını kaydetti.
Habere göre, mülkiyetle ilgili müzakerelerde Hristofyas’a Başkanlık Komiseri Yorgos Yakovu, yönetimle ilgili çalışma grubunun Rum Başkanı Andreas Mavrommatis, mülkiyet ile ilgili çalışma grubu başkanı Erato Kozaku-Markullli, aynı gruptan Andreas Simeu ile danışmanlar Tumazos Çelebis ve Menelaos Menelau eşlik edecek.
EN TEMEL İLKEDE TAKILDILAR
POLİTİS de haberi, “Talat ve Hristofyas Mülkiyetin En Temel İlkesinde Takıldı...İlk Başta Anlaşmazlık...İki Lider Yaklaşımlarının Yer Aldığı İlkeleri İçeren Belgeler Alıp-Verdiler...Çarşamba Günü Özlü Müzakere Başlıyor, Uzlaşı Niyeti Olup Olmadığı Ortaya Çıkacak” başlıklarıyla aktardı.
Görüşmede mülkiyetle ilgili temel yaklaşımda ciddi anlaşmazlıklar ortaya çıktığını belirten gazete, iki tarafın da “mülkiyet hakkına saygı” noktasından başlamalarına rağmen, “mülkün akıbetine eski sahibinin mi şimdiki kullanıcısının mı karar vereceği” konusunda görüş ayrılığı yaşandığını yazdı.
Gazeteye göre mülkiyet konusunda Rum tarafını meşgul etmekte olan meselelerden biri de, “üzerinden yol geçmesi, hastane veya kamu yararı güden binalar inşa edilmiş olması nedeniyle geri alınamayacak mülklerin ne olacağı.”
Haberde, “bu aşamada bu soruya yanıt bulunamadığı” da kaydedildi ve “çok şey, iki tarafın genel yaklaşımlarına bağlı olacak” ifadelerine yer verildi.