* “35 bin YTL’ye bir araba alan kişi deyim yerindeyse bunu ‘fulleyecek şekilde sigorta yap’ der ancak, aynı insan 250 bin sterlin değerindeki evini sigortalamayı aklından geçirmez”
* “Devlet bize Mini’ye de, Mersedes’e de, Jaguar’a da, helikoptere de bir fiyat vereceksiniz’ diyor. Helikopterle Mini aynı değerde değil, dolayısıyla sigorta şirketleri neyi sigortaladıklarını da bilmedikleri için büyük risklere giriyor
MİSLİ KADIOĞLU
KKTC’de insanlar hayat sigortası veya ev sigortası yaptırmıyor. Ancak herkes arabasını sigortalıyor. Sigortacılar, araç sigortasının karlılığının düşük olduğundan şikayet ediyor.
Sigortacılar Birliği Sekreteri İbrahim Kavçın star kıbrıs’a yaptığı açıklamada bir aşırılıklar ülkesi olan KKTC’de tam 31 sigorta şirketinin faaliyet gösterdiğini ve bunun dünya ölçeklerinin üzerinde olduğuna dikkati çekti.
Kavçına göre, Sigorta sektöründe haksız rekabet var. Bankalar kendi yan kuruluşları olan sigorta şirketleriyle çalışıyorlar. Dolayısıyla bazı şirketler büyüyor bazı şirketler yerinde sayıyor bu da haksız rekabet anlamına geliyor.
ENFLASYON
Ülkemizde sigortacılık yasalara göre, özel hizmet sınıfı şirketleri arasında yer alan ve kurulması özel kurallara bağlı kuruluşlardır. Sigortacılık sektörü ilk olarak yerli kuruluşlar yerine Türkiye’deki sigorta şirketlerinin KKTC’ye şube açmaları ile başladı.
1996 yılında yürürlüğe giren yasayla birlikte, şu ana kadar 31 tane sigorta şirket kuruldu. Bu şirketlerden 3 tanesi Hayat Sigortadır. Yasaya göre 50 milyar sermaye ile sigorta şirketi kurulabiliyor. Ülkemiz ölçeklerine göre 31 sigorta şirketi var ve bu oldukça yüksek bir sayı.
Bu şirketlerden biri olan Anadolu Sigorta yıllardır hayat sigortası yapan köklü sigorta kuruluşlarından biri durumunda. KKTC’de de güçlü bir portföyü bulunuyor. Hayat poliçesi 10 yıl boyunca ödenen bir sigorta türü durumunda.
Araç sigortası ise hayat sigortasından farkı işlevi olan bir sigorta türü olup, hayat sigortasının KKTC’de yüksek bir oranda olmadığı belirtiliyor.
Konu ile ilgili bilgi aldığımız Sigortacılar Birliği Sekreteri İbrahim Kavçın, özellikle araç sigortaları konusunda yaşanan sıkıntılara dikkat çekiyor. Kavçın, ülkede herkesin iyi sürücü olduğunu iddia ettiğini söylüyor. Kavçın: “35 bin YTL’ye bir araba alan kişi deyim yerindeyse bunu fulleyecek şekilde sigorta yap der ancak aynı insan 250 bin sterlin değerindeki evini sigortalamayı aklından geçirmez” şeklinde konuştu.
ARAÇLARA VAR EVE YOK
“Arabasını sigortalar evini sigortalamaz, bizdeki sigortalar hep araç sigortalarıdır. Sigorta sektöründe Annan planı’ndan sonra para bolluğu geldi araba satışları patladı rekor bir seviyeye çıktı. Satılan her araba bize bir iş dalıdır. Bu arabaların çoğu da kredili satıldığı için bankalar tarafından kasko sigorta olarak yapılır. Bu çok büyük bir iş potansiyeli getirdi.” diyen, Kavçın, 2003 yılından 2004’e ve 2004’ten 2005’e kadar sektörün büyüklüğü yüzde 60 oranında artış gösterdiğini vurguluyor. Ancak, 2005’ten 2006’ya kadar olan sürede ise bu artışın sadece yüzde 19’da kaldığını belirtiyor.
Bu dalgalı büyüme ve düşüş konusunda Kavçın, sigorta şirketlerinin de hatası olduğunu belirtiyor. O’na göre, AB normlarında bir teminat vermek isterken kendi aralarındaki uyuşmazlıklardan dolayı primlerin artırıldığını ve sektörün büyümesinin durduğunu söylüyor.
Sigortalar Birliği Sekreteri İbrahim Kavçın, şu andaki sigorta şirketlerinin araç konusu dışındaki sektörde büyümeye çalıştıklarını belirtirken, araç sigortasındaki kârlığın zor olduğu görüşünde.
Sigorta şirketleri yüksek ödemeler yapıyor
2006 senesinde sigorta şirketlerinin ödediği hasar miktarı yaklaşık 34 milyon YTL.
2005 verilerine bakarsak 63 milyon YTL tutarında prim toplanırken bunun içinde 27 milyon 113 bin YTL hasar olarak ödendi. 11 milyon YTL’de acentelere komisyon olarak ödendi. Yaklaşık 10 milyon YTL genel giderleri bulunuyor. Sektör 2005 yılında 10 milyon YTL kâr elde etti.
Dünya standartlarında bakıldığında ülkedeki sigorta şirketlerinin minyatür kaldığını, Türkiye veya Güney Kıbrıs ölçeğinde de çok büyük olmadıklarını, ancak Güney Kıbrıs’ın nüfus olarak da dörtte biri olmamıza rağmen, sigortacılıkta da dörtte bir oranında olduğumuzu vurguluyor.
Kavçın: “Güney’de korkunç bir prim üretimleri var. 600 milyon dolar gibi prim üretimleri var. Primlerinin yaklaşık yarısı hayat sigortası şeklinde olduğu için onlar daha karlıdırlar. Çünkü bizde araç sigortaları yoğunluktadır ve bu alanda hasar riski de yüksek olduğu için bizdeki karlılık oranı daha düşüktür. Onların daha dengeli bir portföyü bulunuyor. Biz küçük olduğumuz için aldığımız hiçbir riski sigorta şirketleri üzerinde tutamıyoruz. Bu işlem reinsurence işlemidir. Nasıl ki ben sizi sigorta şirketi olarak sigortalarım ve sizden aldığım parayla çıkar gider kendimi sigortalarım, reinsurence bu anlamı taşıyor. Sigortacıların Türkiye’de milli reinsurence diye bir babası vardır” diyor.
Bazı ülkelerde zorunlu sigortaların fazlalığından da bahseden İbrahim Kavçın, zorunlu sigorta denen şeyin, yasalarla zorunlu yapılması gereken sigortalar olduğunu belirtiyor. “Örneğin herkes arabasına sigorta yaptırmak zorundadır yasa bunu emrediyor. Bu yasa düzenlenirken öyle bir şekilde düzenlenmiş ki sokaktaki yasalara uyan vatandaşın hakkı farklıdır. Diyelim ki arabasının sigortası olmayan ve ehliyeti olmayan biri gelip size çarptı. Bunu ödeyebilen bir kurum var. Zorunlu sigortaların garantisi bulunuyor” diyen Kavçın, zorunlu sigortaların sektörü büyütebileceğini vurguluyor.
TEMİNAT AB İLE UYUMSUZ
Karşıdaki üçüncü kişilerin malına veya canına verdiğiniz zarar iki ayrı teminat olarak ödeniyor. Birisi, maddi mala verilen biri de yaralanmalar ve ölümlere ödenen teminat. KKTC’deki yasalar ödenen teminatta herhangi bir limit koymadı. Kavçın, geçtiğimiz dönemlerde Mağusa Mahkemesinde çıkan bir kararla ayağı kopan bir adama, sigorta şirketinin 2,2 Milyon YTL ödediğini söylüyor. Kavçın, sigortacılık dünyasında ve dünyanın herhangi bir yerinde bir ayak kopmasının bedelinin en fazla 50 Bin Sterlin olduğuna dikkati çekiyor.
Ancak KKTC’de maddi teminatta limit 15 Bin YTL. Birisinin arabasına ne kadar zarar verirseniz sigorta şirketi en fazla 15 Bin YTL’ye kadar ödüyor. Yasada ise bu limit 1,750 YTL olarak geçiyor. Kavçın, bu uygulanan 15 Bin YTL’lik limitin Bakanlıkla yapılan centilmenlik anlaşması uyarınca uygulanan rakam olduğuna da dikkat çekiyor. Araç sigortasında, AB’de limit 100 bin Euro, Türk lirası olarak AB’deki kriter yaklaşık 180 bin YTL.
Kavçın, “Ülkedeki bazı sigorta şirketleri oraya çıkalım ve fazla prim alalım diyor. Bazıları da diyor ki 15 bin YTL yeterlidir o kadar büyük riske girmeyelim. Böyle bir kısır döngü içindeyiz.” diyor. Bunun da yasayla çözülebileceğine dikkati çeken Kavçın, bunun şu andaki sektörün en büyük tartışma noktasının bu olduğunu vurguluyor
SİGORTACILIKTA YENİ YASA HAZIRLANDI
Sigortacılık sektöründe yeni yasayla bazı değişiklikler öngörülüyor. Hazırlanan yasa tasarısı Para Kambiyo’ya gönderildi ve oradan onay için meclise gidecek. Bunun tamamıyla AB uyumlu bir yasa tasarısı olması hedeflendi. AB’den tek farkı rakamsal ifadeler olduğuna dikkati çeken Kavçın, küçük bir ülke olarak bu rakamsal verilerde değişiklik yapılmasının kaçınılmazlığından bahsetti. “AB’de bir sigorta şirketi kurabilmek için 5 milyon Euro bir sermaye ihtiyaç vardır. Ancak bu ülkelerin de prim üretiminin 2 milyar Euro olduğu da gözden kaçmamalıdır” diyor Kavçın. KKTC’de ise prim üretimi 87 milyon Euro civarlarında. Dolayısıyla bu rakamlarla KKTC’nin durumu kıyaslanarak rakamların düşürüldüğünü anlatıyor. Bu yasanın altında on tane tüzük olduğuna değinen Kavçın, bu on tüzük üzerinde çalışmalar yaptıklarını belirtiyor. Şu anki yasa eski yasaya göre birçok değişiklik içerdiğini belirten Kavçın, şu anki yasaya göre 50 bin YTL ile bir sigorta şirketinin kurulabileceğini ancak yeni yasada bunun 500 bin YTL ye çıkartılacağını söyledi.
Kavçın, yasa tasarısındaki değişiklikleri üç başlık altında topluyor.
1-Riske dayalı bir sermaye yapısı gerekmeli
2-Sektör sağlamlığı tespit edilmeli
3-Tüketici güvenirliği sağlanmalı
HAKSIZ REKABET
Kavçın, bunlara ek olarak, en önemli şeyin bu yeni yasanın bir tahkim komisyonu emretmesi olduğunun altını çizdi. Şu anda da Sigortacılar Birliği’nde tahkim komisyonunun varlığına değinen Kavçın, bu komisyonun şu an için görevinin sigorta şirketleri arasındaki uyuşmazlığı çözmek olduğunu belirtti. Ancak yasa tasarısındaki değişiklikle birlikte bu komisyonun halka açılması da hedefleniyor. Eğer vatandaşın sigorta şirketinde anlaşmazlığı olursa kendisine bu komisyona müracaat etme hakkı veriliyor. Kavçın, “Komisyona giren uzman kişilerce karar üretimi gönüllü değil zoraki olacak. artık vatandaş sigorta şirketleriyle baş başa didişmekten kurtulacak. Bilecek sigorta şirketi eğer ben bir yamukluk yaparsam tahkime gidecek ve bu sektör tarafından da bilinecek.
İkincisi de bizim sektörümüzde bir haksız rekabet vardır. Bu haksız rekabet bankaların yan kuruluşu olan sigorta şirketleri vardır. İş Bankası’nın Anadolu, Universal Bank’ın Universal, Ak Bank’ın Güven Sigorta, Kooperatifin Şeker Sigorta. Mutlaka bir yan kuruluşları vardır. Dolayısıyla bazı şirketler büyüyor bazı şirketler yerinde sayıyor bu da haksız rekabettir.
(((((((((((((((((( AYRI KUTU İÇERİSİNDE )))))))))))
DEVLETİN İHALELERDE EKSİKLİK
İbrahim Kavçın, ülkenin en önemli milli servetlerinden birisi olan Ercan Devlet Hava Limanı’na sigorta yapılmamasının bu ülkedeki önemli eksikliklerden birisi olduğuna değinerek, Ercan’ın değerinin 20 Milyon YTL’den daha fazla olduğunu söylüyor.
Kavçın, “Şu anda Ercan yanıyor olabilirdi” diyor.
Ercan’ın içerisindeki elektronik cihazların çok kıymetli cihazlar olduğunu söyleyen Kavçın, herhangi bir zarar halinde bu paraların yine vatandaştan vergi olarak toplanacağına dikkati çekiyor.
Bir diğer yandan KKTC’nin en büyük mal varlıklarından bir diğerinin de Teknecik Elektrik Santrali olduğunu söyleyen Kavçın, Teknecik Elektrik Santrali’nin sigortalı olduğunu belirtiyor. Santralin makinelerinin de sigortalandığını anlatıyor.
Devletin ihaleye çıkışında büyük eksiklikler bulunduğuna dikkati çeken Kavçın, bu konuda tam bir rezillik yaşanıyor diyor. Çıkılan ihalelerde, değere göre fiyat biçilmediğini hatırlatıyor.
Kavçın, “Devlet bize Mini’ye de, Mersedes’e de, Jaguar’a da, helikoptere de bir fiyat vereceksiniz diyor. Helikopterle Mini aynı değerde değil, dolayısıyla sigorta şirketleri neyi sigortaladıklarını da bilmedikleri için büyük risklere giriyorlar. Böyle bir durumda ya sigorta ödeyemeyip batacak, ya da sigorta batmayacak ama devlet alacağını alamayacak.” şeklinde konuşuyor.
(((((((((((((((((( AYRI KUTU İÇERİSİNDE )))))))))))
TRAFİK KAZALARINDA SİGORTACILAR SUÇLANIYOR
Ülkede sigortacılık sektörü, dünya ülkelerinden farklı bir noktada duruyor. Amerika gibi gelişmiş ülkelerde sigortacılık sektörü KKTC’deki gibi çalışmıyor. Bir kişi yolda giderken birinin omzuna çarparsa bir avukatı ve iyi bir sigortası olması gereklidir” diyor Kavçın. Ancak KKTC’de herhangi bir alış veriş merkezinde başınıza bir kutu düşse bu sorumluğu karşılayacak bir işyerinin olmadığını da üzülerek belirtiyor.
Özellikle trafik kazalarının nüfus oranına göre çok fazla olduğu ülkede, 2005 yılında yaklaşık 265 bin kişilik nüfustan 64 kişi hayatını kaybetti. Kavçın, Avrupa’nın trafik kazalarında nüfusa göre en yüksek oranın KKTC olduğu görüşünde.
Kavçın, Trafik kazalarının dikkatsizlikten çok yolların ve levhalarla da alakalı olduğunu söylüyor. AB’den iki kişinin KKTC’nin yollarını incelemek amacıyla ülkeye geldiği sırada kendileriyle de görüştüklerini anlatıyor Kavçın, “Adama bana en enteresan bulgularını söylemesini istedim. Adam dedi ki çok ilginç bir şey gördüm burada. Ben bütün Avrupa ülkelerinde bu işi yaparım ama çember ve trafik ışığını bir arada görmedim” diyor.
Sigortacı olarak yaptıkları işte ayrıntıyı gördüklerine dikkati çekiyor Kavçın ve sigortacı olarak da KKTC’deki yolların bulmaca gibi olduğuna dikkati çekerek Karayolları’nın da bunun farkında olduğunun altını çiziyor. Kavçın, Atatürk Stadyumu’nun yanındaki çemberi örnek olarak veriyor. Kavçın, “Çemberin üzerinde trafik ışığı var. Üzerinde de tam komedi bir levha var. Cephendeki en yakın ışığı takip et. Bulmaca olduğunun farkında oldukları için kullanım kılavuzunu da veriyorlar. Üstelik levhanın üzerinde yalnızca Türkçe yazıyorlar. Araba kullananlar yalnızca Türkmüş gibi. Oysa her gün yüzlerce insan güneyden bu tarafa geçiyor ve birçok yabancı bu ülkede yaşıyor” diyor.
Bunun yanında yeni yapılan Ercan kavşağından Serdarlı taraflarına giden yolda uçurumlar ortaya çıkartıldığını anlatıyor. Yolun altını yükselttiklerini anlatan Kavçın, “ Mesarya Ovası’nın ortasında uçurumlar yarattık, insanlar düşüp düşüp ölüyorlar. Ondan sonra da sigortacıları suçlanıyor” diyor.